Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı T6 vekili ihtiyati hacze itiraz dilekçesinde özetle; davacı tarafın 08/04/2022 tarihli ihtiyati haciz ara kararını 10 günlük süre içinde icra etmediğinden yeniden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, taraflar arasında araç satışana ilişkin bir sözleşme olmadığını, bu nedenle davalının TBK'nın 217 ve 219. maddeleri uyarınca zapta karşı tekeffül hükümlerinden sorumlu tutulamayacağını, ekspertiz raporununun usulüne uygun düzenlendiğini, gerçek durumuna uygun olduğunu, araç hakkında sadece geçici tedbir kararı verildiğini müsadere kararı bulunmadığını, müvekkilinin sabit ikamet sahibi olduğunu malları gizleme ve kaçırma ihtimali bulunmadığını, bu sebeple ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir. İlk derece mahkemesinin 01/06/2023 tarihli ara kararında; "İİK'nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ''alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması'' yeterlidir....

Davacının, 15.2.1996 tarihli resmi satış sözleşmesi ile davalıdan satın aldığı taşınmazın, 6831 sayılı yasanın 2/B maddesine göre orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olması nedeniyle, Hazine tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonunda tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği, bu kararın da 27.3.2003 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakta olup, davacı bu nedenle uğramış olduğu zararın ödetilmesi için, zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak eldeki davayı açmıştır. Davacı, davalıyla aralarındaki sözleşme ilişkisine dayanmış olduğundan, bu ilişkiden kaynaklanan davasını da akidi olan davalıya karşı açması haklı ve yerinde olup, davada davalıya karşı husumet yöneltilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. O halde mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davalıya husumet düştüğü halde, yazılı şekilde husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

    Keza, 03.09.2010 günlü Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.... maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir. Diğer taraftan 03.09.2010 günlü sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlenen “şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak alıcının ve şirketlerin idare ve ...'...

      Keza, 29/12/2010 günlü Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir. Diğer taraftan 29/12/2010 günlü sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlenen “şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden ,kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak alıcının ve şirketlerin idare ve ...'...

        GEREKÇE: Dava, davalı tarafça davacıya satışı yapılan aracın ithalinde gümrük vergilerinin eksik ödenmesi nedeniyle, araç kaydına 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında konulan şerhin kaldırılması için ödenen vergi tutarının, satıcının zapta karşı tekeffül borcu kapsamında davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen 6098 sayılı TBK'nın 214. maddesine göre, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada varolan bir hak dolayısıyla satılanın tamamı veya bir kısmı üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ticari satıma konu otomobil nedeni ile ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmakta olup, her iki tarafın tacir olmasına göre ve özellikle mahkemece gerekçeli karar başlığına Tüketici Mahkemesi sıfatıyla karar verildiği yazılmış ise de, yargılama esnasında 26.03.2013 tarihli duruşmada verilen ara karar ile davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılmasına dair karar verilmiş olması nedeni ile temyiz incelenmesi görevi Yargıtay 19.Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen Borçlar Kanununun 189. maddesinde satıcının, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı mesul ve zamin olduğu açıklandıktan sonra, devamındaki maddelerde de (BK. 189-193 mad.) bu yükümlülüğün koşulları ve zararın kapsamı konusunda açıklamalar getirilmiştir. Davalı ... 1.7.2004 ve 14.6.2005 tarihli celselerde aracı davacıya kendisinin sattığını açıkca ikrar etmiş olduğundan, üçüncü kişinin hakkı sebebiyle satış konusu araca el konulmasından dolayı alıcı davacıya karşı sorumlu olup, bu sorumluluk kusura değil yasal tekeffül borcuna dayanmaktadır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkillinin davalılardan ... ile pazarlık etmek suretiyle 60.000,00 TL bedel karşılığında kayıt maliki diğer davalı ...’den 1 adet kamyonu resmi şekilde satın aldığını, araç satış sözleşmesinde 45.000,00 TL olarak gösterildiğini satışa konu aracın şase numarasında change yapıldığı iddiasıyla Cumhuriyet savcılığı tarafından araca el konularak müvekkilinden alındığını, bu olay nedeniyle zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince akdin fesholunduğunu ve müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek, araç bedeli 60.000,00 TL ile 10.000,00 TL manevi, 1.000,00 TL maddi tazminatın el koyma tarihi olan 31/01/2013 tarihinden...

                Konut Yapı Kooperatifi adına tesciline karar verildiğini, kararın 21/03/2013 tarihinde kesinleştiğini ve tapuda infaz edildiğini, davalının zararlarını karşılayacağını ifade ettiğini, ancak karşılamadığını, kooperatifin, adına tescil ettirdiği yapıyı yıkıp yenisini yaptırdığını, zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince satıcının gerçek güncel değeri alıcıya ödemekle yükümlü olduğunu ileri sürerek, zarar ve alacaklarının dava tarihi itibariyle tespitine, belirsiz alacak davalarının kabulüne, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 200.000 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne, 410.000,00 TL davacı alacağının 21.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. ... BAM 4....

                  Zapta karşı tekeffül hükümleri doğrultusunda davacının kendinden önceki satıcıya müracaat hakkı olup işin esasının incelenmesi gerekirken husumet yokluğu nedeniyle reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu