İİK mad. 16 uyarınca meskeniyet itirazının 7 günlük süreye tabii olduğu, davacı borçluya İİK 103 davet kağıdının 28/06/2017 ve 14/07/2017 tarihlerinde bizzat tebliğ edildiği, davacının taşınmazına konan hacizleri her 3 icra dosyası yönünden de İİK 103 davet kağıdını bizzat tebliğ aldığı, tebliğ tarihlerinde öğrendiği, tebligatların usulüne uygun bizzat borçlunun kendine yapıldığı dikkate alındığından usulsüz tebliğ şikayeti yerinde görülmemiş, mahkememize meskeniyet şikayeti davası da öğrenme tarihinden itibaren, 7 günden çok sonra 24/01/2018 tarihinde açıldığı, meskeniyet şikayeti davasının süresinde açılmadığı ..'' şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, meskeniyet şikayeti üzerine verilen karar nedeniyle ihale bedelinden borçlu için ayrılan miktar sonrasında kalan bedelin tamamının davacı dosya alacaklısına verilmesi gerekip gerekmediği, buna dayalı olarak sıra cetvelinin usule uygun olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır. Dosyanın tetkikinde davacının temlik alacaklısı olduğu takip kapsamında borçluya ait taşınmazın 421.500,00 TL bedelle ihale edildiği, ihalenin kesinleştiği, daha öncesinde borçlunun meskeniyet şikayeti üzerine verilen karar gereğince ihale bedelinden 90.000,00 TL nin borçluya haline münasip ev alması için ödendiği, geriye kalan miktara ilişkin ise sıra cetveli yapıldığı ve ilk olarak ipotek alacaklısı davalıya pay ayrıldığı, kalan miktarın ise dosya alacaklısı davacıya ödenmesine karar verildiği görülmektedir....
Davacılar vekili; davalının devlet olanaklarını kullanarak yakınlarına yarar sağladıkları iddiası ile davacılar hakkında şikayette bulunduğunu, davalının şikayeti üzerine davacılar hakkında idari soruşturma başlatıldığını, soruşturma sonucunda davacıların herhangi bir kasıt ve kusurlu davranışlarının bulunmadığına karar verdiğini, davacıların şikayeti üzerine davalının iftira suçundan ceza mahkemesinde yargılandığını ve cezalandırılmasına karar verildiğini, davalının şikayeti sırasında somut olay ve olgu göstermediğini, davalının iftira kastıyla hareket ettiğini belirterek oluşan manevi zararın tazminini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesine dayalı meskeniyet şikayeti ve İİK'nın 128/a. maddesi uyarınca kıymet takdirine itiraz istemine ilişkindir. Davaya konu Aydın İli, Sultanhisar İlçesi, Malgaçemir Mahallesi, 1430 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde, 26/05/2014 tarihli 1524 yevmiye nolu işlemle davalı banka lehine 2. derecede ipotek tesis edildiği, söz konusu ipotek ve kredi genel sözleşmesine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatıldığı tartışmasızdır. Borçlu, ipotek kurulurken bu evi mesken olarak kullanmaktan vazgeçmiş sayılır. İİK'nın 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceği düzenlemesi haczedilmezlik şikayeti olup, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası bulunmadığı gibi, meskeniyet şikayetine konu edilecek bir haciz işlemi de bulunmadığından, meskeniyet şikayetinde bulunma olanağı yoktur....
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; şikayetin 5 günlük süre içerisinde yapılmadığını, çeklerde zamanaşımı süresinin 3 yıl olup, 6 aylık zamanaşımı süresinin söz konusu olmadığını, 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 11. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, şikayetin kabulü ile; İcra takibinin İİK'nun 33. maddesi gereğince icrasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Davalı alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; cevap dilekçesini tekrarla, çeklerde zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğunu, takip dosyasında 3 yıllık süre içerisinde işlem yapıldığını ve zamanaşımının kesildiğini, borçlunun İİK'nun 168/5. m uyarınca 5 günlük süre içerisinde zamanaşımı şikayetinde bulunmadığını belirterek istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 16....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracın 08/12/2011 tarihinde satın ve teslim alındığını ancak davacı taraf şikayeti nedeniyle yasal süre içerisinde müvekkili şirkete herhangi bir ayıp ihbarında bulunulmadığını bu nedenle davanın esasına girilmeden hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, ayıp ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacı tarafın seçimlik haklarını talep etmesi hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın yasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini, dava konusu talepler yönünden uygulanacak olan 2 yıllık zamanaşımı davanın esasa girilmeden reddine karar verilmesi gerektiğini, ayıp ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacı tarafın seçimlik haklarını talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, araç 08/12/2011 tarihinde satın ve teslim alındığını, davanın ise bu tarihten itibaren 5 yıl sonra ikame edildiğini, ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla zamanaşımı ve yasal garanti süresinin sona ermesi nedeniyle müvekkili şirketin...
Mahkemece, takibe konu bonolardan birinin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle bu bono yönünden takibin iptaline, diğer bonolar yönünden, aval veren borçlu ...’in imzaya itirazının reddine, keşideci borçlu ...’in imzaya itirazının kabulü ile, söz konusu bonolar yönünden takibin durdurulmasına, durdurulan asıl alacak miktarı olan 29.900 TL üzerinden alacaklı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedildiği görülmüştür. a) Borçluların, icra mahkemesine başvurusu İ.İ.K.’nun 169/a maddesinin 4. fıkrası kapsamında zamanaşımı itirazı olup, borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; "İtirazın kabulü kararı ile takip durur" hükmüne yer verilmiştir....
Mahkemece, zamanaşımı defiinin reddine karar verilmişse de, 6762 sayılı TTK'nın 644. maddesi uyarınca açılan sebepsiz iktisap davalarının çekin zamanaşımına uğradığı tarihten itibaren 1 yıl içinde ikame edilmesi gerekir. Somut olayda, dava konusu çekin keşide tarihi 31.01.2003 olup buna göre takip tarihi itibariyle çek zamanaşımına uğramıştır. Davacının şikayeti üzerine, davacının çalışanları ve çeki elinde bulunduran ... hakkında açılan kamu davası veya davacının ... hakkında açtığı istirdat davası, TTK'nın 644. maddesine dayalı sebepsiz iktisap davası için zamanaşımını kesmez. Zira zamanaşımını durduran ve kesen sebeplerin sayıldığı 818 sayılı BK'nın 132 ve 133. maddelerinde anılan davalara yer verilmemiştir. Bu itibarla davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre, davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....
Gerek iftira suçundan gerekse hakaret suçundan ceza zamanaşımı süresi 5237 sayılı TCK'nun 66/1. Fıkra (e) bendine göre 8 yıldır. İsnat edilen iftira eylemi bakımından zamanaşımı süresi beraat kararının kesinleştiği tarih olan 03/02/2015 tarihinden başlayacak olup dava tarihi olan 05/12/2018 tarihinde uzamış zamanaşımı süresinin dolmamıştır. Yine isnat edilen hakaret eylemi bakımından zamanaşımı süresi suç tarihi olarak kabul edilmesi gereken 15/05/2013 tarihinden başlayacak olup dava tarihi itibariyle ceza zamanaşımı süresinin bu eylem içinde dolmadığı açıktır....