Davalının borçlu, davacının lehdar durumunda bulunduğu, 30/01/2012 tanzim ve 31/03/2012 ödeme tarihli, “nakden” kaydını içeren söz konusu bononun, Türk Ticaret Kanunu’nun 661. maddesinde öngörülen üç yıllık zamanaşımı süresinin daha önce dolması nedeniyle, takip tarihi itibariyle zamanaşımına uğramış olduğu açık ve çekişmesizdir. Dava dilekçesinde de, bononun zamanında ödenmemesi nedeniyle 7 örnek ödeme emrinin davalıya gönderildiği belirtilmiştir. Davalı, zamanaşımına uğrayan bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmemiştir. Sadece borca itiraz ederken zamanaşımı itirazında bulunmuş, ayrıca herhangi bir borcu olmadığını bildirmiştir. Belirtilmelidir ki; Türk Ticaret Kanunu’nun 661. maddesi uyarınca zamanaşımına uğramış bir bonoda yazılı alacak, temel ilişkiye dayanılmak suretiyle talep edilebilir....
Somut olayda 27/09/2019 borca itiraz edildiği, borca itiraz talebinin alacaklıya 09/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği halde davacının davasını yasal süre olan 1 yıl içinde açmadığı..'' gerekçesiyle; ''...Davacının davasının zamanaşımı yönünden REDDİNE...'' şeklinde karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; işbu itirazın iptali davasına dayanak olan İzmir 1. İcra Müdürlüğü'nün 2019/10413 E....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davalı hakkında işyeri aboneliği atık su bedeline ilişkin olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, davacı tarafından yargılamaya konu icra takibi başlatılmadan önce Merkezi Takip Sistemi üzerinden.... Esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığı, bu takibin Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkındaki Kanun'a uygun olmadığı, yok hükmünde olduğunun tespit edildiği, icra müdürlüğünce davalıya ödeme emri gönderildiği, davalının borca itiraz ettiği ancak bu dosya üzerinden feragat ya da itirazın iptali işleminin yapılamadığı, Uyap ekranında sadece feragat seçeneğinin olduğu ancak takibin kapatılamadığı, Yerel Mahkemenin mükerrer takip değerlendirmesinin yerinde olmadığı .... İcra Müdürlüğü'nün .......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati hacze itirazı talebini değerlendirdiği 29.01.2024 tarihli ek kararıyla; "...İcra takibinin dayanağı olan belge TTK.nun 688 maddesinde öngörülen unsurları taşımakta olup, kambiyo senedi vasfında ise de TTK.nun 814. maddesinde yer alan 3 yıllık zamanaşımı süresi ve TBK 146 maddesinde belirtilen 10 yıllık genel zaman aşılı dolduktan sonra ihtiyati hacze başvurulduğu karşı tarafın itiraz dilekçesinde zaman aşımı itirazında bulunduğu anlaşıldığından..." itirazın kabulü ile 04/01/2024 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, karar vermiştir.Bu ek karara karşı, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Borçlu icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğine göre, mahkemece, borçlunun icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelenmelidir. (HGK 20.03.2002 tarih, 13/241-208 sayılı kararı) Zira; itirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra dairesinde geçerli bir takibin yapılmış olması şartına bağlıdır. Borçlu, icra dairesinin yetki itirazını ödeme emrine itiraz süresi içinde icra dairesine bildirmek zorundadır. İİK nın 50/2.maddesi gereğince yetki itirazı esas hakkındaki itiraz ile birlikte yapılmalıdır. Davalı (borçlu), süresi içerisinde ödeme emrine itiraz ederken, icra dairesinin yetkisine itirazını bildirmemiş ise; icra dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılır....
İcra Müdürlüğünün 2019/11439 Esas sayılı dosyasında, davalı icra dairesinin yetkisine de itiraz ederek İstanbul Anadolu İcra Dairesi'nin yetkili olduğu ileri sürdüğünden mahkemece öncelikle tetkik merciinin (icra hukuk mahkemesinin) yerine geçerek icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır. İtirazın iptâli davasının görülebilmesi, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada geçerli takip yoksa itirazın iptâli davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin varlığından söz edilemez. O halde mahkemece, icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği gözetilerek eldeki dava da öncelikle bu itiraz incelenerek doğru bir şekilde karar verilmelidir. Hukuk Genel Kurulunun 06/04/2004 tarih, 2004/19-410 esas, 2004/471 karar sayılı ilamı da bu yöndedir....
İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda, takip dayanağı belge bono olup, borçlunun icra dairesine yaptığı itirazında zamanaşımı itirazını ileri sürmediği anlaşılmıştır. Zamanaşımı itirazı, ileri sürülmediği takdirde re'sen nazara alınacak hususlardan değildir. Ancak, borçlu İİK'nun 63. maddesi gereği senet metninden anlaşılan itiraz nedenlerini yargılama sırasında ileri sürebilir. Zamanaşımı itirazı da senet metninden anlaşılan bir itirazdır. Borçlunun cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunduğu görüldüğünden ve bononun 25.10.2010 vade tarihli olup üç yıllık zamanaşımı dolduktan sonra takibe başlandığından, bononun zamanaşımına uğradığının kabulü zorunludur....
Hukuk dairesince hükmedilen inkar tazminatının kaldırılarak düzeltilerek onandığı, kararın kesinleşmesinden önce takibe konarak ödendiğini, ödenen inkar tazminatı ile bu kısımla ilgili ferilerin iadesi için icra takibi yapıldığı, yapılan takibe itiraz edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı vekili, asıl alacak ve inkar tazminatına hak kazandığını, tüm ferileri ile tahsil ettiklerini, davacının Yargıtay kararı temyizine rağmen itiraz etmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Ankara 3. İcra Müdürlüğünün.... sayılı dosyası ile asıl alacak ve işlemiş faizleri ile 18.487,96 TL için takip yapıldığı, davalının borca itiraz ettiği görülmüştür. Ankara 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin... sayılı dosyası ile 13....
İcra Hukuk Mahkemesi ve Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için Dairemize gönderilen dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Dava; sıra cetvelindeki sıraya itiraz istemine ilişkindir. Diyarbakır 1. İcra Hukuk Mahkemesince, "..Somut olayda, borçlunun borca haksız itiraz etmesi iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasının genel mahkemede görülerek sonuçlandırılması gerektiği" gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Diyarbakır Asliye Ticaret Mahkemesince, " ..Somut olayda; davacı vekili tarafından, derece kararında (sıra cetvelinde) müvekkiline ayrılan sıradan önce gelen alacaklıların borçlu aleyhine yaptıkları icra takiplerinden önce icra takibi başlatıldığını ve borçlunun haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, açılan itirazın iptali davasının lehine sonuçlandığını, kendisinin sıra cetvelinde en ön sırada olması gerektiği iddiasıyla eldeki davayı açmıştır....
Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının süresinde borca itiraz ettiğini ve itiraz neticesinde takibin durduğunu, yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin alacağını tahsil edemediğini, mağdur olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu duvarın çökmesi müvekkili şirketinin sorumluluğunda olmadığını, sorumluluğun ...de olduğunu, ayrıca istinat duvarının yıkılmasında müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirterek müvekkili aleyhine açılan davanın redddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, davanın kabulü ile davalının ... İcra Dairesinin .... Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile; takibin devamına, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermiştir....