Somut olayda, borçlunun başvurusu icra takibinin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olup, bu hali ile İİK’nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. O halde, İlk Derece Mahkemesince, borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazının kabulü ile İİK'nun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 10....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ..... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlular aleyhine bir adet bonoya dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, örnek 7 nolu ödeme emrinin tebliği üzerine borçlular tarafından yasal süresi içerisinde icra müdürlüğünde borca ve fer'ilerine itiraz edildiği, ayrıca zamanaşımı itirazında bulunulduğu, takibin itiraz nedeniyle durdurulması üzerine alacaklı vekili tarafından yasal süresi içerisinde icra mahkemesine başvurularak itirazın kaldırılmasının talep edildiği; mahkemece, talebin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....
Konuya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Esas no: 2013/17-1101 Karar no: 2014/716 sayılı ilamında ; "Somut olayda, davalılar haklarında yapılan genel haciz yolu ile icra takibine süresi içerisinde zamanaşımı def’inde bulunarak borca itiraz etmeleri üzerine icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Davacı tarafından süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı, ancak davalılar ... ve ... tarafından açılan davaya karşı zamanaşımı def’inde bulunulmadığı anlaşılmaktadır. İcra takibine karşı zamanaşımı def’inde bulunan borçlunun bu itirazının iptali için açılan davada, davacı, zamanaşımı def’inin yerinde olmadığını ileri sürerek itirazın iptali davasını açtığından mahkemece zamanaşımı def’inin yerinde olup olmadığı konusu üzerinde durularak dava karara bağlanacaktır....
Davalı/borçlunun da borca itiraz dilekçesinde , borcu kabul yönünde bir beyanı olmadığı gibi, itirazını ödeme olgusuna da dayandırmamıştır. Bu durumda alacağın varlığı ve miktarının genel mahkemelerde yargılamaya gerektirdiği açıktır. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. bendi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- İstinaf harçları peşin olarak alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça yapılan istinaf giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme ve müzakere neticesinde İİK'nın 364/1. maddesi gereğince uyuşmazlık konusunun miktarı itibariyle KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi....
Buna göre, borçluların borca faize ve ferilerine itiraz dilekçesi sunması ile birlikte iddianın genişletilmesi yasağının başladığının kabulü gerekmekte olup, aynı dosyadan ayrı bir dilekçe ile takip sonrası zamanaşımı iddiası karşı tarafın rızası olmaksızın incelenemeyeceğinden, davalı alacaklının da iddiaların genişletilmesine muvafakat vermediği anlaşılmakla davacının istinafında isabet bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan sebeplerle davacıların istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Somut olayda, takibe dayanak bononun vadesinin 15.03.2016 olup, takibin 06.09.2019 tarihinde 3 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra başlatıldığı, ancak davalı tarafça borca itiraz dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunulmadığı, yargılama sırasında da bu itirazın ileri sürülmediği görülmektedir. HMK:nun 357/2 maddesine göre; yargılama aşamasında ileri sürülmeyen hususların istinaf incelemesinde değerlendirilmesi mümkün değildir. Davalı tarafça süresi içerisinde sunulan borca itiraz dilekçesinde zaman aşımı itirazı bulunmadığı gibi yargılama aşamasında da yapılmış bir zamanaşımı itirazı bulunmadığından artık istinaf aşamasında ileri sürülen bu iddianın dinlenmesi mümkün değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, bonoya dayalı, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, senedin zorunlu unsurlarının sonradan doldurulduğu iddiasına dayalı kambiyo şikayeti ile, borca itiraz (takip zamanaşımı, ödeme ve faiz itirazı) niteliğindedir. Gebze 4. İcra Müdürlüğünün 2019/49249 esas sayılı dosyası ile alacaklı T3 nın borçlu T1 ... Ltd. Şti. aleyhine kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığı, 02.01.2020 tarihinde yetlkili icra müdülüğünce ödeme emri tebligatının davacı/borçluya tebliğ edildiği davacının süresi içerisinde kambiyo takibinde itiraz ve şikayette bulunduğu, yapılan itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır. İİK'nun 170/a-2. maddesi gereğince, icra mahkemesince, alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkının bulunup bulunmadığı re'sen araştırılmak zorundadır....
GEREKÇE : Dava İİK'nun 169/a. maddesi uyarınca açılmış zamanaşımı ve borca itiraz ile İİK'nun 170. maddesi uyarınca açılmış imzaya itiraz davasıdır. Davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu hakkında 01/11/2016 vade tarihli, 10/03/2011 keşide tarihli, 18.500,00 USD meblağlı bir adet bonoya istinaden 09/07/2019 tarihinde Denizli 4. İcra Müdürlüğünün 2019/4459 sayılı dosyası üzerinden kambiyo takibi başlatıldığı, davacı borçlunun yetki itirazında bulunduğu, Denizli 3....
sürelere aykırılık sebebiyle de icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini, borca, faiz ve ferilerine itiraz ettiğini bu nedenlerle kararın kaldırılmasına, itiraz ve şikayetlerinin kabulüne, usul ve yasaya aykırı, zamanaşımına uğramış dava konusu icranın geri bırakılmasına, davalının takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın %10'u oranında para cezasına mahkum edilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Uyuşmazlık, davacı-borçlu hakkında çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde zamanaşımı itirazına ilişkindir. İstanbul 35. İcra Müdürlüğünün 2013/10794 esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı tarafından davacı borçlu ve dava dışı borçlular hakkında 08/05/2013 tarihinde çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı, dava tarihi itibariyle davacı-borçluya yapılan bir ödeme emri tebligatının bulunmadığı, davalı-alacaklının davaya karşı çıkması nedeniyle açılan davanın süresinde olduğunun kabulünün gerektiği anlaşılmıştır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu takibin kesinleşmesinden önceki (takip öncesi) dönemde çeke dayanan alacağın zamanaşımına uğradığına yönelik itiraz olup, başvuru bu hali ile İİK.nun 168/5. maddesi kapsamındadır. İİK'nun 169/a-1. maddesi; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır....