ödeme olgusuna dayandırdığı görülmüştür....
Dosyaya celbedilen ticaret sicil kayıtlarına göre Celal Şengün isimli kişinin takip dayanağı senetlerin keşide edildiği 08/06/2016 tarihinde şirketi temsile ve imzaya yetkili müdürü olduğu anlaşıldığından bu kişi tarafından yetki olmaksızın senedin keşide edildiği yönündeki itiraz da yerinde görülmemiştir. Zamanaşımı itirazı yönünden yapılan incelemede, takip dayanağı senedin 01/02/2018 vade tarihli olduğu, takibin ise 12/01/2021 tarihinde açıldığı ve TTK ilgili maddeleri gereğince 3 yıllık zamanaşımı süresinin olduğu dikkate alındığında takip tarihi itibariyle davacı borçluya karşı zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Borca itirazın REDDİNE, Takip durmadığından davalı vekilinin tazminat talebinin REDDİNE,'' dair karar verildiği görülmüştür....
İDDİANIN ÖZET: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin borçlu idare aleyhine cari hesaptan kaynaklı fatura alacağı nedeniyle ilamsız icra takibi başlattığını, karşı taraf vekilince 23/06/2020 tarihli dilekçe ile borca ve ferilerine itiraz edilmeden icra dosyasına bir kısım beyanlarda bulunulduğunu, borçlunun borca, ödeme emrine karşı bir itirazının olmadığını, buna rağmen icra müdürlüğünce 23/06/2020 tarihli karar ile borçlu vekilinin sunduğu dilekçe borca itiraz dilekçesi kabul edilerek takibin durdurulduğunu, bu kararın hukuka aykırı olduğunu, söyleyerek kaldırılmasını istemiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince: "Dava icra memur işlemini şikayete ilişkindir. Dava süresindedir. Ödeme emrine itiraz sebeplerini iki bakımdan sınıflandırmak mümkündür. Bunlar; Maddi Hukuka veya Takip Hukukuna dayanan itiraz sebepleridir. Ayrıca borçlu ödeme emrine itiraz ederken borca itiraz sebeplerini ayrıca ve açıkça bildirmek zorunda değildir....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, takibin kesinleşmesinden önceki dönemde bonoya dayanan alacağın zamanaşımına uğradığına ilişkin olup, başvuru bu hali ile İİK'nun 169/a-4. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğindedir. Bononun vade tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nun 690. maddesinin yollaması ile uygulanması gereken aynı Yasa'nın 661/1. maddesi gereğince, bonoda, keşideciye karşı yapılacak takiplerde zamanaşımı süresi üç yıldır. İİK.nun 167/2. maddesi gereğince alacaklı, takip talepnamesine icra takibine dayanak yaptığı kambiyo senedinin aslını ve borçlu adedi kadar onaylı örneğini eklemeye mecburdur. Somut olayda, takibe konu senede ceza takibatına esas olmak üzere el konulduğu görülmektedir. Bu engel nedeniyle alacaklının bono fotokopisini icra dairesine sunmak suretiyle takip yapması mümkündür. Yerleşik Yargıtay uygulaması bu yöndedir....
Davacı 28/10/2020 tarihinde tebligat usulsüzlüğü ve borca itiraz davası açmıştır. Mahkemece borca itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiş, bu karara karşı her iki tarafça istinafa başvurulmuştur. Davacı borçluya ödeme emri 27/08/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı borçlu ise 28/10/2020 tarihinde iş bu davayı açmış olup, borca itiraz davası şekli olarak süresinde değildir. Ancak davacı aynı dilekçede tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunduğundan mahkemece öncelikle borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayetinin değerlendirilmesi, tebligatın usulsüzlüğüne kanaat getirilmesi halinde, davacının borca itirazının değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden davacının borca itirazının değerlendirilmesi isabetsizdir....
Ancak; borçlunun icra dairesine verdiği dilekçesinde; itirazını ödeme olgusuna dayandırdığı açıktır. Bu durumda, borçlu, borç doğuran hukuki ilişkiyi kabul edip, itirazını ödeme olgusuna dayandırdığına göre, itirazın kaldırılması isteminin mahkemede incelenmesi sırasında alacaklının artık İİK.'nun 68/1. maddesinde belirtilen bir belgesinin mevcut olup olmadığı üzerinde durulmasına gerek ve yer yoktur. Çünkü anılan maddede yazılı belgelerle ispatlanacak olan hukuki ilişki ve borçtur. Borçlu hukuki ilişki ve borcu kabul edip borcunu ödediğini ileri sürdüğüne göre, kabul edilen bir hususun ayrıca İİK.'nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerle ispatına yer olmadığı açıktır (HGK. 04.12.1985 tarih ve 1984/12- 527 E. -984 K.)...
Mahkemece, itiraz dilekçesinde takip dayanağı kira sözleşmesine, sözleşmedeki imzaya ve aylık kira bedeline itiraz edilmediğinden taraflar arasındaki dayanak kira sözleşmesi ve aylık kira bedelinin kesinleştiği, davalının itirazını borçlu olmadığı olgusuna dayandırmış olup, borçlu olunmadığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalılar mirasçısının vaki borca itirazının kaldırılarak takibin devamına, davalıların dava konusu taşınmazdan tahliyesine karar verilmiş, karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir. -//- Türk Medeni Kanunu'nun 611. maddesinde “Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer....
İcra Müdürlüğünün 2021/2829 Esas sayılı dosyasında yapılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde borçlunun, borca, takibe, yetkiye, zamanaşımına, faizine, faiz oranı ve ferilerine itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, borçlunun borca itirazının haksız olduğunu, borca itiraz eden borçlunun 17/05/2021 tarihinde asıl alacağı müvekkillerinin hesabına yatırdığını, ancak takibe sebebiyet veren borçlunun icra masrafları, vekalet ücreti ve haksız itiraz için icra inkar tazminatı ödemesi gerektiğini belirterek itirazın kaldırılması ile %20 tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2018/12687 Esas sayılı icra takip dosyasında yapmış olduğu borca itirazının kaldırılmasına, takibin devamına, haksız itiraz edilen asıl alacağın %20'si 30.064,27 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Borçlu tarafça temyize konu edilen 18.06.2014 tarihli işbu mahkeme kararı gerekçesinde yalnızca zamanaşımı itirazına ilişkin hususların yeraldığı, diğer itiraz nedenleri hakkında bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Oysa, mahkemece incelenip hakkında karar verilen zamanaşımı iddiası dışında, borçlu vekilinin icra mahkemesine sunduğu itiraz dilekçesinde senedin vade tarihinde tahrifat yapıldığı bildirilmiş ve borca, faiz ve fer’ilerine de itiraz edildiği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece; borçlunun senedin vade tarihindeki tahrifata, borca, faiz ve fer’ilerine yönelik itirazlarının esası incelenerek 6100 Sayılı HMK’nun 297 (2) maddesine uygun olarak bir karar verilmesi gerekirken bu taleplerin inceleme dışı bırakılması ve bu hususlarda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir....