WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 68/1. maddesi gereğince, talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar ve noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Ancak, borçlu, borç doğuran ilişkiyi kabul etmişse, alacaklının artık İİK'nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelere dayanmasına gerek yoktur. Somut olayda, hernekadar takip dayanağı faturalar İİK'nun 68/1. maddesindeki belgelerden değil ise de borçlunun borca itirazında, borcun olmadığını, fatura bedellerinin taraflarınca ödenmiş olduğunu, alacaklıya ulaşma girişimlerinin sonuçsuz kaldığını belirterek alacaklı ile aralarındaki hukuki ilişkiyi kabul edip itirazını ödeme olgusuna dayandırdığına göre, alacaklının itirazın kaldırılması isteminde İİK'nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelere dayanması gerekmez....

    Hukuk Dairesi'nin 16/12/2004 tarih 2004/3836-4635 sayılı ilamında belirtildiği gibi, tarafların ortak miras bırakanı Hasan'ın terekesine dair dava dışı taşınmazların paylaşma olgusuna göre tespitlerin yapıldığı ve kadastro tespitlerinin kesinleştiği sözü edilen aynı terekeye dahil dava dışı taşınmazların ölü davacı ... ile davaya katılma isteminde bulunan ..., ... ve ... adına paylaşma olgusuna değer verilerek yapılan kadastro tespitlerinin kesinleştiği, somut olayda davacı ve davaya katılma isteminde bulunanların paylaşma olgusuna göre kendi adlarına tespit edilen ve tespitleri kesinleşen dava dışı taşınmazlar hakkında davalı ......

      Davalı vekili cevap dilekçesinde, zamanaşımı def’inde bulunup, mahkemenin, Adana İcra Müdürlüğünde açılan takipten dolayı itirazın iptali davasına bakmaya yetkili ve görevli olmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, Adana İcra Müdürlüğünde başlatılan takibin, davalıların borca itirazı üzerine durduğu, itirazın iptali davasının da Adana Mahkemelerinde istenmesi gerektiğinden, davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. ../... -2- 2009/4582 2009/7555 Dava, kasko sigorta poliçesi nedeniyle, İİK.’nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı ... şirketi, Adana 4.İcra Müdürlüğü’nün 2008/1310 Esas sayılı takip dosyası ile davalılar aleyhinde icra takibinde bulunmuş, davalılar, icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş, sadece borca itiraz etmiştir....

        Somut olayda, her ne kadar takip dayanağı alacağın kaynağı olarak gösterilen belgeler, İİK'nun 68/1. maddesindeki belgelerden değil ise de, borçlunun, icra dosyasına sunduğu borca itiraz dilekçesinin 2 no'lu bendinde, "...alacaklıya tüm alacağı ödene gelmiştir...” şeklinde beyanda bulunduğu, mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinin 3 no'lu bendinde de, “...borca itirazımda belirttiğim gibi benim davacıya olan borçlarımın tamamı ödendiğinden aramızda bir alacak verecek de kalmamıştır...” şeklindeki beyanı ile alacaklı ile aralarındaki hukuki ilişkiyi kabul edip, itirazını ödeme olgusuna dayandırdığına göre, alacaklının itirazın kaldırılması isteminde İİK'nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelere dayanması gerekmez. Bu ilke HGK'nun 01/12/1985 tarih ve 1984/12-257 E.-984 K. sayılı kararında da aynen benimsenmiştir....

          Mahkemece; Bononun vade tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 778. maddesinin yollaması ile uygulanması gereken aynı Yasa'nın 749/1. maddesi gereğince, bonoda, keşideciye karşı yapılacak takiplerde zamanaşımı süresi üç yıldır. Bilirkişi raporunda takibe konu bononun vade tarihinde tahrifat yapıldığı ve tahrifattan önceki hali ile vade tarihinin 05.06.2016 tarihi olduğu belirlenmiş olup, takibe konu senedin vade tarihi olan 05.06.2016 tarihinden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 24.10.2019 tarihi itibariyle takip başlatılmakla takip tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından İİK'nun 169/a-4- 5 maddesi gereğince, davacı borçluların zamanaşımı olgusuna dayanan borca itirazlarının kabulü ile; davacılar hakkında Antalya 4....

          Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine karşı borçlunun yasal sürede borca ve ferilerine itirazı ile duran takipte, alacaklının itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, İlk Derece Mahkemesince; borca ve faize itiraz edilmiş ise de takibin dayanağı olan faturalara itiraz edilmediği, aradaki borç ilişkisinin de inkar edilmediği gerekçesi ile borçlunun muhasebe kayıtları incelenerek tanzim edilen bilirkişi raporu doğrultusunda istemin kısmen kabul, kısmen reddi ile itirazın 786.351,30 TL asıl alacak ve 295.991,25 TL işlemiş faiz alacağı yönünden kaldırılmasına, takibin bu miktarlar üzerinden devamına, asıl...

            Somut olayda, her ne kadar takip dayanağı alacağın kaynağı olarak gösterilen belgeler İİK'nun 68/1. maddesindeki belgelerden değil ise de borçlunun borca itirazının “2” nolu bendinde “Takibe konulan faturanın daha önce yetkilisi bulunduğum şirket tarafından devralınırken devir miktarına eklenerek ödenmesine rağmen aleyhine yapılan icra takibinde yetkilisi bulunduğum şirket tarafından yapılan ödeme dikkate alınmadan fatura bedeli üzerinden icra takibi yapılmıştır.”şeklinde beyanda bulunduğu dolayısıyla alacaklı ile aralarındaki hukuki ilişkiyi kabul edip itirazını ödeme olgusuna dayandırdığına göre, alacaklının itirazın kaldırılması isteminde İİK'nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelere dayanması gerekmez. Bu ilke HGK'nun 01/12/1985 tarih ve 1984/12-257 E.-984 K. sayılı kararında da aynen benimsenmiştir....

              İİK'nun 68/.... maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar ve noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Ancak, borçlu, borç doğuran ilişkiyi kabul etmiş ve bu ilişkiden doğan borcu ödediğini iddia etmiş ise, alacaklının artık İİK'nun 68/.... maddesinde belirtilen belgelere dayanmasına gerek yoktur. Somut olayda, her ne kadar takip dayanağı alacağın kaynağı olarak gösterilen belge İİK'nun 68/.... maddesindeki belgelerden değil ise de, borçlu, borca itirazını ödeme olgusuna dayandırdığına göre, alacaklının itirazın kaldırılması isteminde, İİK'nun 68/.... maddesinde belirtilen belgelere dayanması gerekmez. Bu ilke HGK'nun 01/.../1985 tarih ve 1984/...-257 E.-984 K. sayılı kararında da aynen benimsenmiştir....

                Somut olayda, her ne kadar takip dayanağı alacağın kaynağı olarak gösterilen çek bankaya ibraz edilmediğinden İİK'nun 68/.... maddesindeki belgelerden değil ise de borçlunun borca itirazının “...” nolu bendinde; “Alacaklı olduğunu iddia eden tarafından müvekkilimin ödediği çekten dolayı ilamsız icra takibi başlatılmıştır.” şeklinde beyanda bulunulduğu dolayısıyla alacaklı ile aralarındaki hukuki ilişki kabul edilip itiraz ödeme olgusuna dayandırıldığına göre artık takip dayanağı belgenin İİK'nun 68/....maddesindeki belgelerden olması aranmaz. Çünkü, anılan maddede yazılı belgelerle ispatlanacak olan hukuki ilişki borç olup, bu husus da kabul edildiğine göre ayrıca ispatına gerek bulunmamaktadır. Bu ilke HGK.nun 01/.../1985 tarih ve 1984/...-257 E. - 984 K. sayılı kararında da aynen benimsenmiştir....

                  Taksim olgusuna dayanan tarafın bu hususu ispatlanması gerektiği de göz önünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 18.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu