Bu bakımdan imzaya itiraz haksızdır. Öte yandan borçlu borca itiraz ettiğini bildirmekle birlikte itirazını hangi somut gerekçeye dayandırdığını açıklamadığı gibi İİY'nın 169/a maddesinde sayılan belgelerden birini de sunmamıştır. Bu nedenle borca itiraz isteminde haksız bulunmuştur...." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, İmzaya ve borca itirazın reddine, İtiraz ile birlikte İİY’nin 170/2. maddesine göre takibin durdurulması kararı verilmediğinden, İİY’nin 170/3. maddesi gereğince borçlu aleyhine tazminat ve para cezasına hükmolunmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; yerel mahkemece İİK'da belirtildiği üzere borçlunun borca karşı haksız itirazda bulunması karşısında reddedilen miktardan %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesi gerekirken kötü niyet tazminatına karar verilmediğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir....
Takibe konu senette vade tarihi 10/01/2016 tarihi olup zamanaşımı süresi vade tarihinden itibaren 3 yıldır. Takibe 01/11/2018 tarihinde başlanmış olup zamanaşımı gerçekleşmemiştir. İİK'nun 50. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun yetkiye ilişkin hükümleri uyarınca; bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde, ancak 6102 sayılı TTK'nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, düzenlenme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun düzenlenme yerinde icra takibi yapılabilir. Senedin tanzim yeri Ankara olduğundan takipte Ankara İcra Daireleri yetkilidir. Davacı borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir....
Dosyanın incelenmesinde alacaklı her ne kadar İİK'nın 68. maddesinde sayılan belgelerden birine dayanmıyor ise de, borçlu yanca İcra Müdürlüğü’ne sunulan 03.09.2020 tarihli borca itiraz dilekçesinde, alacaklı vekilinin hesabına 40.000,00-TL ödeme yapıldığı ve borca karşılık 12 adet senet alındığı yönünde beyanda bulunulmuş olmakla, borçlu, borç doğuran hukuki ilişkiyi kabul edip itirazını "ödeme olgusuna" dayandırdığına göre, itirazın kaldırılması isteminin mahkemece incelenmesi sırasında, alacaklının artık İİK'nın 68/1. maddesinde belirtilen bir belgesinin mevcut olup olmadığı üzerinde durulmasına gerek ve yer yoktur. Çünkü, anılan maddede yazılı belgelerle ispatlanacak olan "hukuki ilişki ve borçtur". Yargıtay'ın yerleşmiş görüşü bu doğrultudadır (Hukuk Genel Kurulu'nun 4.12.1985 tarih 12/27-984 sayılı kararı). Bu durumda ödeme iddiasının İİK.nın 68. maddesinde sayılan belgelerle ispat külfeti borçlu tarafa düşmektedir....
Hukuk Mahkemesi'nin 21/01/2021 tarih 2020/421 esas 2021/33 karar sayılı kararın süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Adana 13.İcra Dairesinin 2020/8441 esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe borçlunun itiraz ettiğini, takibin 15/10/2020 tarihli icra müdürlüğü kararı ile durdurulduğunu, borçlunun itirazında, borca itiraz ettiğini, ayrıca zamanaşımı itirazında bulunduğunu, takibe konu alacağın Adana 1.Aile Mahkemesinin 2019/11 esas sayılı dosyasından verilmiş olan ara karara dayanarak açılmış olup tedbir nafakası talebine ilişkin olduğunu, borçlunun itirazının haksız olduğunu belirterek davanın kabulü ile borçlunun itirazının kaldırılarak takibin devamına, kötü niyetli borçlunun alacağın %40'ından aşağı olmamak kaydı ile tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2018/1366 Esas sayılı dosyasından yürütülen takipte icranın davacı borçlu açısından zamanaşımı sebebiyle geri bırakılmasına, davacının zamanaşımı itirazı kabul edildiğinden borca itirazı ve meskeniyet şikayeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bursa 6. İcra Hukuk Mahkemesi 2020/217 E.-2020/282 K. Karar sayılı 03.07.2020 karar tarihli kararının ortadan kaldırılmasına ve yeniden inceleme ve yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, davacı-borçlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde, takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımının gerçekleştiği iddiası ile icranın geri bırakılması talebinin yanında, borcun ödendiği iddiasıyla borca itiraz ve meskeniyet nedeniyle haczedilemezlik istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının zamanaşımı itirazının kabulü ile, Bursa 9....
Somut olayda, alacaklı tarafından başlatılan ilamsız takipte ödeme emrinin tebliğ edilmesi üzerine davacı borçlu tarafından icra dosyasına zamanaşımı def'i ile takibin derdest olduğuna ilişkin itiraz dilekçesi sunulmuş, icra müdürlüğünce derdestlik ve zamanaşımı itirazını değerlendirme yetkisinin bulunmadığından bahisle itiraz talebinin reddine karar verilmiş, davacı tarafından icra müdürlük kararının kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurulması üzerine şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilince davacı borçlu tarafından derdest olduğu iddia edilen takip de olmak üzere yapılan tüm takiplere itiraz edildiği ve alacağın sürüncemede bırakılmaya çalışıldığı ve kararın bu nedenle yasaya aykırı olduğundan bahisle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Borçlunun icra dosyasına ileri sürdüğü derdestlik itirazı (Yargıtay 12. HD'nin E:2015/22001,K:2015/32459) ve zamanaşımı itirazı (Yargıtay 12....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı TMSF tarafından kredi sözleşmesine dayalı olarak borçlular aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, örnek 7 ödeme emrinin borçlu ......’a 03.02.2015 tarihinde tebliğinden sonra borçlunun 10.02.2015 tarihinde takip dosyasına verdiği dilekçe ile borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünce 5411 Sayılı Yasanın 138. maddesi gereğince borca itirazın satış dışında başka icra işlemlerini durdurmayacağından bahisle talebin reddi işlemine yönelik şikayette ayrıca zamanaşımı itirazının ileri sürüldüğü, mahkemece, 5411 SY’nın 141. maddesi uyarınca zamanaşımının 20 yıl olduğundan...
İcra Müdürlüğünün 2017/8852 Esas sayılı takip dosyası ile davalı borçlu aleyhine örnek 7 ödeme emrine uygun takip başlatıldığını, borçlu vekili tarafından yasal süre içinde asıl alacağa, faize ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı borçlu tarafından dayanak belgedeki imzaya itiraz edilmediğini, borca itirazında haksız olduğunu, herhangi bir ödemenin yapılmadığını belirterek borca itirazın kaldırılmasına, borçlu aleyhine %20 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı borçlu vekili cevap dilekçesi sunmamış, 16.07.2019 tarihli duruşmada müvekkilinin yurt dışında yaşadığını, takip dayanağı belgedeki imzaya itiraz edilmediğini, söz konusu belgenin üst kısımlarının müvekkilinin bilgisi dışında tanzim edildiğini, takip dayanağı belgedeki borcu kabul etmediklerini ve ödemeye ilişkin sunulan belgelerin dikkate alınması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Takibe, borca, borcun işlemiş ve işleyecek faizine, faiz türüne, faiz oranına, faizin başlangıç tarihine, masraf ve borcun diğer tüm ferilerine itiraz ediyoruz.Müvekkilin alacaklı tarafa hiçbir borcu yoktur. İşbu icra takibine dayanak sözleşme edimi müvekkil tarafından nakit para ve mal olarak ifa edilmiş olup karşı tarafın hiçbir alacağı bulunmamaktadır. Bu sebeple kesinlikle ödeme emri ve içeriğini kabul etmiyoruz." beyanlarıyla itiraz ettiği, davanın 18/06/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir....
Somut olayda, her ne kadar takibe konu alacak, kambiyo vasfına haiz olmayan çeke dayanmakta ise de; davalı borçlu vekilinin, borca itiraz dilekçesinde ve özellikle 18/01/2019 havale tarihli cevap dilekçesindeki "çekten kaynaklı alacakla ilgili taraflar arasında protokol yapılarak, mal iadesinin kararlaştırıldığı ve mal iadesinin gerçekleştirilmesine rağmen, çekin iade edilmediği...", şeklindeki beyanları ile alacaklı ile aralarındaki hukuki ilişki kabul edilip itiraz ödeme (mal iadesi) olgusuna dayandırıldığına göre, artık takip dayanağı belgenin İİK'nun 68/1. maddesindeki belgelerden olması aranmaz. Çünkü, anılan maddede yazılı belgelerle ispatlanacak olan hukuki ilişki borç olup, bu husus da kabul edildiğine göre ayrıca ispatına gerek bulunmamaktadır. Bu ilke HGK.nun 01/12/1985 tarih ve 1984/12- 257 E. - 984 K. sayılı kararında da aynen benimsenmiştir....