Takip dosyasının incelenmesinde; 23/03/2009 vaade tarihli bonoda takibin başlatıldığı 15/07/2009 tarihinde zamanaşımı kesilmiş ve yeni bir süre işlemeye başlamıştır. Alacaklı vekilinin 12/05/2014 tarihinde borçlunun maaş haczinin yapılmasını talep ettiği, bu talepten sonra 15/10/2020 tarihine kadar icra dosyasında işlem yapılmadığı anlaşılmıştır. 12/05/2014'den 15/10/2020 tarihine kadar zamanaşımını kesen bir işlem yapılmadığı, dolayısıyla zamanaşımının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece şikayetin kabulü ile İİK'nun 71/son maddesinin göndermesiyle aynı Kanun'un 33/a maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır....
DAVA KONUSU : Zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı vekili tarafından İzmir 11. İcra Müdürlüğü'nün 2018/2772 E. sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin tebliğ edilip, takibin kesinleştiğini, icra dosyasında alacaklı vekili tarafından 2008 yılı Ağustos ayında işlem yapılması için talep açıldığını, o tarihten sonra yaklaşık 4 yıl boyunca hiç bir işlem yapılmadığını, daha sonra 13 Ağustos 2012 yılında talepte bulunulduğunu, 2008 Ağustos ayı ile 13/08/2012 tarihleri arasında dosyanın yaklaşık 4 yıl işlemsiz bırakıldığını, bu süre zarfında icra dosyasında zaman aşımını kesecek herhangi bir işlem yapılmadığını belirterek, zaman aşımı süresi dolmuş olması nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı tarafından altı ayı aşkın süre işlem yapılmadığından zamanaşımının dolduğunu ileri sürerek icranın geri bırakılmasını ve takibin iptalini talep ettiği, mahkemece istem kabul edilerek icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
İİK'nun 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" hükmü yer almakta olup, aynı Kanun'un 33/a-1. maddesinde ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" düzenlemesine yer verilmiştir. Borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nun 71/2 ve 33/a maddelerine dayanan zamanaşımı şikayetinin incelenmesi, bu şikayetin belli bir süre içinde ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir (HGK'nun 04.11.1998 tarih ve 1998/12-763 E., 1998/799 K.sayılı kararı)....
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "..Somut olayda; borçlu aleyhine yapılan icra takibinde, icra takibinin kesinleşmesinden sonra zaman aşımı nedeni ile icranın geri bırakılması talep edilmiş, takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan şikayete konu olayda takip dayanağı senedin tanzim ve takip tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nun 661, 662, 663 maddelerinin uygulanması gerekmekte olup 661. madde uyarınca zamanaşımı süresi üç yıl olduğu anlaşılmış olup icra dosyasında yapılan incelemede 15/10/2012 tarihinde 20/12/2018 tarihine kadar işlem yapılmadığı, icra dosyasında zamanaşımını kesen bir sebebe de rastlanmadığı anlaşıldığından" zamanaşımı itirazının kabulü ile İİK 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir....
aciz vesikası düzenlenmesi talebinden sonra 07.04.2021 tarihli yenileme talebine kadar yaklaşık 6 yıl boyunca takipsiz bırakıldığını, takip bonoya dayandığından 3 yıllık zamanaşımı süresine tabii olduğunu ve 3 yılı aşkın süredir takibin işlemsiz bırakıldığını beyanla icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İİK'nun 33- a/1. maddesine göre ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir". 6102 sayılı TTK'nun 778. maddesinin yollamasıyla bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 749. maddesi uyarınca takibe konu bono, vade tarihinden itibaren üç yıllık zamanaşımı süresine tâbidir. Anılan Yasanın 750. maddesinde ise zamanaşımını kesen sebepler düzenlenmiş olup, bu sebeplerden biri de takip konusu alacağa ilişkin açılan alacak davası olduğu,alacaklı vekilince ileri sürülen İstanbul Anadolu 20....
Esas sayılı icra takibinin iptali, zamanaşımı nedeniyle icra takibinin geri bırakılması istemlerine ilişkin olduğu görülmüştür. Davamıza konu Bakırköy ... İcra Hukuk Mahkemesinin .... E - K sayılı kararıyla, Bakırköy ... İcra Dairesinin ... Esas sayılı icra takip dosyasında borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmesinden sonra 14/04/2008 - 13/07/2009 tarihleri arasında zamanaşımını kesen herhangi bir icrai işlem yapılmadığından, takip dayanağı belge çek niteliğinde olmakla TTk'nin 726. maddesi uyarınca uygulanması gereken 6 aylık zamanaşımı süresince herhangi bir icra takip işlemi yapılmadığından zamanaşımı nedeniyle icra takibinin geri bırakılmasına karar verilmiş, karar Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiştir....
Hukuk Dairesinin 09.09.2013 gün 2013/20060 Esas 2013/27679 Karar sayılı ilamı ile; (...Alacaklı vekili tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde işlemsiz bırakılması nedeniyle zamanaşımı oluştuğunu belirterek icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kabul edilerek icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. TTK.nun 688/6. maddesine göre bononun, kambiyo senedi vasfını taşıyabilmesi için, tanzim yeri unsurunu ihtiva etmesi gereklidir. Aynı Kanunun 689/son maddesine göre ise, tanzim edildiği gösterilmeyen bir bononun, tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. H.G.K.'nun 02.10.1996 tarih ve 1996/12-590 sayılı kararında da benimsendiği üzere, tanzim yeri olarak idari birim adının yazılması yeterli ve zorunlu olup, ayrıca adres gösterilmesi mecburiyeti bulunmamaktadır....
Somut olayda; mahkemece her ne kadar itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiş ise de; ödemeye ilişkin sunulan dekontun takibe konu edilen 2014 yılının Kasım-Aralık ayları ile 2015 yılının Ocak-Şubat aylarına ilişkin birikmiş nafaka alacağına ilişkin ödeme belgesi olduğu, oysa takibin işleyecek aylar nafaka bedelini de içerir şekilde başlatıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda; mahkemece takibe konu işlemiş nafaka alacakları yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, işleyecek nafaka alacaklarını da kapsayacak şekilde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....