Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2009/17570 Esas sayılı dosyasında aleyhlerine yürütülen kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe karşı, takip dayanağı çekin zamanaşımına uğradığı itirazı üzerine, ... 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 25.10.2011 tarihli ve 2011/960-1043 sayılı ilamı ile “Takip dosyasında İİK'nin 71 ve 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına” karar verildiği, bu kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 15/04/2013 tarihli ve 2013/5787-14217 sayılı ilamı ile onandığı; ve iş bu karara karşı İİK’nin 33/a-2 maddesi kapsamında dava açılmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır....

    İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/2073-2158 sayılı kararı ile İİK.nun 71/2 ve 33/a maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararı karşısında davacı alacaklı tarafından borçlu davalı aleyhine İİK.nun 33/a-2 maddesi uyarınca dava açılıp açılmadığının araştırılarak dava açılmış ise sonucunun beklenilmesi, davacı tarafından dava açılmamış olması ve borçlu davalı tarafından açılan icranın geri bırakılmasına dair kararların kesinleşmiş olması halinde geçerli bir icra takibinin varlığından söz edilemeyeceğinden davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere aciz vesikası ibraz edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru bulunmadığı gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      İcra Hukuk Mahkemesi 2020/456 Esas 2022/18 Karar karar sayılı kararının KALDIRILMASINA; B)- Esasa ilişkin aşağıdaki şekilde yeni hüküm tesisine, DAVANIN KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE, 1- Davacının imhal itirazı sebebiyle icranın geri bırakılması talebinin KABULÜ ile, Kocaeli 8....

      Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haczin üçüncü kişinin adresinde yapıldığı, borçlunun adresinin ise farklı bir yer olduğu, üçüncü kişinin ticaret sicil kayıtları ile kira sözleşmesi, vergi levhası ve mahcuzlara ilişkin faturaları sunduğu, hacizde borçlunun yer almadığı ve ele geçen belgenin ise gidilen yerin borçluya ait olduğunu kanıtlayacak nitelik ve kuvvette kabul edilemeyeceği “ gerekçesi ile şikâyet başvurusunun kabulü ile haczin İİK’nun 99. maddesi gereğince yapılmış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, haczin, İİK’nin 97. maddesi uyarınca yapılmasına yönelik İcra Müdürlüğü kararının kaldırılması isteğine ilişkindir. İstihkak davası devam ederken ... İcra Hukuk Mahkemesi’nin 03.05.2012 gün, 114-196 sayılı kararı ile İİK’nin 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılması kararı verilmiştir....

        Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haczin üçüncü kişinin adresinde yapıldığı, borçlunun adresinin ise farklı bir yer olduğu, üçüncü kişinin ticaret sicil kayıtları ile kira sözleşmesi, vergi levhası ve mahcuzlara ilişkin faturaları sunduğu, hacizde borçlunun yer almadığı ve ele geçen belgenin ise gidilen yerin borçluya ait olduğunu kanıtlayacak nitelik ve kuvvette kabul edilemeyeceği“ gerekçesi ile şikâyet başvurusunun kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık konusu, üçüncü kişinin haczin İİK’nun 97. vd. maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına yönelik İcra Müdürlüğü kararının kaldırılması isteğine ilişkindir. İstihkak davası devam ederken ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 28.06.2012 gün, 103–318 sayılı kararı ile İİK’nun 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılması kararı verilmiştir....

          Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07.12.2011 tarih ve 2010/423-2011/599 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalının keşidecisi olduğu çekin bankaya ciro edildiğini, borçlular hakkında kambiyoya mahsus takip yapıldığını, davalının icra mahkemesine başvurarak icranın geri bırakılması kararı aldığını, en son yapılan işlem itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığını ileri sürerek, takibe konu çekle ilgili olarak zamanaşımının dolmadığının tespitini talep ve dava etmiştir....

            İcra Müdürlüğünün 2009/15140 Esas sayılı dosyası ile çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, takibe konu çekin ibraz süresinin bitim tarihi 6273 Sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce olduğundan, 6 aylık zamanaşımı süresine tabi olduğunu ve zamanaşımı süresinin geçtiğini, dosyanın işlemsiz bırakıldığını ve herhangi bir icra işlemi yapılmadığını belirterek, zamanaşımı sebebiyle takibin iptaline/icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir....

            İcra Müdürlüğünce 2019/341 Esas numarası ile yenilendiğini, yenileme sonrasında da dosyanın herhangi bir işlem ya da talep görmediğini, salt yenileme işleminin icrayı ilerletici bir işlem olmadığını, bu nedenle zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek, mahkeme kararının bozulmasını, icra takibinin geri bırakılmasını talep etmiştir. Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, takip sonrası zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. Takip dosyası incelendiğinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı ve takibin kesinleştiği, takibe dayanak 09.01.2014 düzenleme tarihli, 10 Şubat 2014 vade tarihli 120.000 TL'lik bonoda; davacı borçlunun keşideci, davalı alacaklının ise lehtar olduğu görülmüştür....

            İlk derece mahkemesi tarafından; davalının, davacı borçlu aleyhine 27/11/2007 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlattığı, ödeme emrinin davacı borçluya 12/11/2009 tarihinde tebliğ edildiği, icra dosyasında yapılan işlemlere ilişkin icra müdürlüğünden safahat raporu da alındığı, icra dosyasında 05/08/2011 tarihinden 11/10/2016 tarihine kadar zamanaşımını kesen hiç bir işlem yapılmadığı gerekçesi ile "şikayetin kabulü ile takip dosyasında davacı aleyhine yapılan takibin zamanaşımı nedeni ile İİK 71/2 ve 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına" karar verilmiştir....

            Somut olayda ödeme emrinin şikayetçi borçlulara 05.02.2008 tarihinde tebliğ edildiği, İİK'nun 168. maddesinde öngörülen yasal sürede itiraz edilmeksizin takibin kesinleştiği, borçluların ise 13.01.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep ettikleri, mahkemece zamanaşımı yönünden yapılan incelemede borçluların bildirdiği 22/9/2008-25/03/2009 tarihleri arası ile sınırlı olmak üzere inceleme yapıldığı, takibin kesinleşmesinden itibaren şikayet tarihine kadar geçen süreler yönünden inceleme yapılmadan sonuca gidildiği görülmektedir. O halde, mahkemece, her iki borçlu açısından takibin kesinleştiği tarihten itibaren şikayet tarihine kadar geçen sürede altı aylık zamanaşımı süresinin geçip geçmediği belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

              UYAP Entegrasyonu