Somut olayda, Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı öncesinde davacı yanca 08.07.2013 tarihinde ıslah talebinde bulunulmuş olup davalı tarafça ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı itirazı dikkate alınarak ek rapor ile fazla çalışma ücreti alacağı 08.07.2008 - 26.05.2012 tarihleri arasındaki dönem için dava dilekçesinde talep edilen miktar saklı tutulmadan hesaplanmıştır. Mahkemece %40 takdiri indirim ile hesaplanan miktar hüküm altına alınmış ve karar sadece davalı tarafından temyiz edilmiştir. Bozma sonrası fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanırken dava zamanaşımı itirazı dikkate alınmış ancak ıslaha karşı zamanaşımı itirazı olduğu ve bu hususta bozma ilamı öncesinde ek rapor alındığı gözden kaçırılmıştır....
mahkemesi olduğunu öne sürerek yetki itirazında ve zamanaşımı definde bulunmuş, ayrıca olayda kusurlu olmadıklarını, talebin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece; yetkisizlik kararı verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Davalı, temyiz itirazı olarak yetki itirazı ile birlikte ileri sürdüğü zamanaşımı defi ve tazminatların fahiş olduğu yönündeki savunması hakkında hüküm kurulmadan sadece yetki itirazı hakkında karar verilmesini göstermiş olup, temyiz isteminin yetkisizlik kararına ilişkin olmadığı, davalının diğer savunmalarının yetkili mahkemece değerlendirilebileceği göz önüne alınarak temyiz isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ...'un temyiz isteminin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a geri verilmesine, 16.6.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı taraf süresi içinde zamanaşımı itirazında bulunduğuna göre bakiye yıllık izin ücreti alacağının zamanaşımı itirazı sebebi ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.01.215 günü oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Zamanaşımı nedeniylme davanın ORTADAN KALDIRILMASI Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Elektrik enerjisi hırsızlığı suçundan açılan dava nedeniyle sürdürülen yargılama sonucunda, atılı suç için öngörülen zamanaşımı olduğundan, davanın ortadan kaldırılmasına karar verilirken, suçun adının "taksirle bir kişinin ölümüne neden olmak" olarak gösterilmesi sonuca etkili görülmemiştir. Zamanaşımı nedeniyle, 5271 sayılı CMY'nin 223/8.maddesi gereğince davanın düşürülmesi yerine davanın ortadan kaldırılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş katılan vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün CMUY'nin 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırlığın aynı kanunun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; 5271 sayılı CMY.nin 223/8.maddeleri gereğince gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle davanın DÜŞÜRÜLMESİNE, 15.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Zamanaşımı itirazı, senet metninden anlaşılan itiraz sebepleri arasındadır (Prof.Dr.Baki Kuru, İİH-1. Cilt 1988-sh.242 ve devamı). Takibin genel haciz yoluyla yapılmış olması bono için yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanmayacağı sonucunu doğurmaz. Somut olayda, takip dayanağı bonoların 15/08/2011 – 30/07/2011- 01/08/2011 -30/08/2011 vade tarihli, olduğu, 06.03.2015 tarihinde genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlu tarafından itiraz dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu, bononun tanzim tarihi itibari ile yürürlükte olan 6762 Sayılı TTK'nun 690. maddesinin yollamasıyla bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 662. maddesi gereğince takip tarihi itibariyle üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmıştır. O halde mahkemece, borçlunun zamanaşımı itirazı İİK'nun 63. maddesi kapsamında değerlendirilerek alacaklının itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir. 1086 sayılı HUMK yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz. Zamanaşımı definin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi de mümkündür (Yargıtay HGK. 04.06.2011 gün 2010/ 9-629 E. 2011/ 70. K.)....
Keşideci muris hakkında başlatılan icra takibi, muris hayatta iken başlayıp kesinleştiğine ve keşideci muris tarafından imza ve sahtecilik itirazı ileri sürülmediğine göre, sonradan mirasçı Tukan'ın, muris tarafından itiraz edilmeyen keşideci imzasına itiraz hakkı bulunmamaktadır. Mirasçı şikayetçinin takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayetinin ise değerlendirilmediği görülmektedir. O halde mahkemece, zamanaşımı itirazının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile imza itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Keşideci muris hakkında başlatılan icra takibi, muris hayatta iken başlayıp kesinleştiğine ve keşideci muris tarafından imza ve sahtecilik itirazı ileri sürülmediğine göre, sonradan mirasçıların, muris tarafından itiraz edilmeyen keşideci imzasına itiraz hakkı bulunmamaktadır. Mirasçı şikayetçilerin takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayetlerinin ise değerlendirilmediği görülmektedir. O halde mahkemece, zamanaşımı itirazının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile imza itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ... müdafiinin temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, II-Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesine gelince; Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun Dairemizce de benimsenen 11.12.2012 tarih ve 2012/1247 esas-2012/1842 karar sayılı içtihadında açıklandığı üzere; bir suçun daha ağır ceza verilmesini gerektiren nitelikli hâlinin 5237 sayılı TCK'nın 66/3. maddesi uyarınca dava zamanaşımı süresinin hesabında dikkate alınacağı gözetilerek; sanık hakkında birden fazla kişi ile birlikte konut dokunulmazlığının ihlali suçundan zamanaşımı süresi içerisinde işlem yapılması olanaklı kabul edilmiştir....
Mahkemece, borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı kabul edildiğine ve zamanaşımı itirazı da İİK'nun 169a maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğuna göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......