Davalı temsilcisi, dava konusu aboneliğin şantiye suyu aboneliği olduğunu, icra takibinde 2001 yılının 10. ayından sonraki döneme ilişkin tüketim bedelinin talep edildiğini, oysa o tarihte inşaat faaliyetinin tamamlanıp meskenlerin kooperatife itirazi kayıtsız teslim edildiğini, iskan raporu alınamadığından her meskene ayrı su aboneliğinin tesis edilemediğini, davacı idarenin şantiye suyunun meskenlerde kullanılmasına yüksek tarifeden para alacağı için göz yumduğunu, suyu kullananların bedeli ödememesi nedeniyle kendileri aleyhine icra takibine girişildiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece benimsenen 13.06.2005 tarihli bilirkişi raporuna göre, takibin 7.496.60.-YTL. asıl alacak, 6.915.23.-YTL. faiz alacağı olmak üzere toplam 14.411.83.-YTL. üzerinden devamına, asıl alacağın % 40’ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir....
ALACAK DAVASIYETKİ İTİRAZI"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Dava, davalının veresiye fişleri karşılığı davacı şirketten alınan akaryakıt bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili, veresiye teslim fişlerinde belirtilen akaryakıtları müvekkilinin satın almadığını, satın alan kişinin davalının babası İbrahim için alındığını, teslim alan kısmında müvekkilinin ismi ve imzası olmadığını, müvekkilinin işçi olarak çalıştığını, borcun bulunmadığını, faiz talebinin fahiş olduğunu, davanın zamanaşımından reddi gerektiğini ve Köprüköy mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek, yetkili ilk itirazında bulunmuştur....
DOĞRUDAN GELİR DESTEĞİHACZEDİLMEZLİK İTİRAZI 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 82 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: Tanıtıda mevcut destekleme politikalarının değiştirilerek çiftçilere doğrudan gelir desteği sağlanması ve kayıt sisteminin oluşturulması amacı ile ülke çapında uygulama yapılmasına İlişkin 13.12.2001 tarih ve 2001/3405 sayılı Kararname'ye eklenen 1. maddeye göre; (çiftçilere yapılacak doğrudan gelir desteği ödemeleri diğer kamu kurum ve kuruluşlarının alacaklarına mahsup edilemez.) Ayrıca, sonraki yıllarda yayınlanan kararnamelerle çiftçiye doğrudan gelir desteği sağlanması yönündeki uygulamaya devam edilmiş ve bundan başka çiftçinin kullandığı bazı maddelerle ilgili (destekleme ödemesi) yapılması kararlaştırılmıştır....
Hukuk Dairesi, sözleşmenin tek suret olması ve sözleşme aslının davalı tarafça muhafaza ediliyor olması nedeniyle davalının itirazi kayıt niteliğindeki bu çıkıntıya onay verdiği gerekçesiyle mahkememizin kararını bozmuştur. Yüce Daire, davacının el yazısıyla sözleşmenin altına yazdığı ibarenin itirazi kayıt niteliğinde olduğunu, davalının sözleşmeyi bu itirazi kayıtla kabul edip sakladığını belirtmiştir. Oysa, bir sözleşmenin kuruluşu aşamasında itirazi kayıttan söz edilemez. Somut olayda itirazi kayıt değil, sözleşmedeki gerçek taraf iradelerinin ne olduğu, sözleşmenin hangi koşullarda kurulduğu sorunu vardır. Sözleşme, tarafların karşılıklı icap ve kabulleriyle kurulur (TBK'nın 1. maddesi). Sözleşme, hazır olanlar arasında yapılan ve ıslak imzayla imzalanmış bir sözleşmedir. TBK'nın 1. maddesi uyarınca, sözleşmenin kurulmasına esas irade açıklaması açık veya örtülü olabilir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca davalıdan 26.727.00- TL'ye satın alınan ve 20.06.2019 tarihli faturaya konu asansör motorlarının ayıplı çıktığını, ayıbın giderilmesine ilişkin taleplerin yerine getirilmediğini, nihayetinde ayıplı malların 28.03.2020 tarihinde davalıya iade edildiğini, davalının itirazi kayıt ileri sürmeksizin ayıplı malları teslim almasına karşın mallar nedeniyle ödenen bedeli iade etmediğini, öte yandan müvekkilinin ayıplı malların iadesi için yapmış olduğu masraflar ile ayıplı motorların yerine alınan yeni motorlar nedeniyle oluşan fiyat farkından dolayı da zararlarının bulunduğunu, dava öncesinde arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını ileri sürerek oluşan zararlara binaen 31.482,40- TL'nin ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
YETKİ İTİRAZI 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 50 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili şirkete mobil telefon kullanımından dolayı borçlu olduğunu, alacağının tahsili için icra takibi yaptıklarını, takibe itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline ve % 40 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapıldığını, icra takibinde belirtilen şekilde ve miktarda davacı şirkete borçlarının bulunmadığını, davacının sebepsiz zenginleşme amacıyla hareket ettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre, davacının faiziyle birlikte toplam 681.608.902....
Davacı, ödeme emirlerinin iptali isteminde bulunarak açtığı davada; yargılama sürecinde itirazi kayıtla Kuruma ödediğini iddia ederek davasını tamamen ıslah edip talep sonucunu değiştirerek istirdat davasına dönüştürmüştür.Bu yönde; her ne kadar 2004 sayılı Kanunun 72. maddesindeki "Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir." hükmüne paralel bir hüküm 6183 sayılı Kanunda yok ise de; Anayasanın 141. maddesindeki, "davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir." hükmü gözetildiğinde, menfi tespit ve ödeme emri iptali kararı sonucunun, istirdat isteminide kapsadığının belirgin olması karşısında, eldeki davaya istirdat davası olarak devam edilerek, bu yönde yapılacak araştırma ve inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında faturalar içeriğindeki malların müvekkilince davalıya satılarak teslim edilmiş ise de, 8.962. 40 YTL bakiye alacağın ödenmediğini aleyhine girişilen takibe davalı borçlunun itirazi sonucu takibin durduğunu belirterek itirazın iptali, takibin devamı ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevabında, takibe konu edilen faturalar içeriğindeki malların müvekkilince alınmadığını, davacıya borçları da bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur....
Davacının sözleşmeye göre 17.11.2005 tarihinde tümünün ödenmesi gereken bu alacağı için 30.11.2005 tarihli çeki itirazi kayıtsız kabul etmesi nedeniyle ödeme süresinin çek tarihine kadar uzatılmasını kabul ettiği anlaşılmaktadır. O halde bakiye 5.089,00 YTL alacağı için vade farkı hesaplanması gerekirken ayrıca çek bedelinin de geciken ödeme kabul edilerek vade farkına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş, 19.03.2007 tarihli ek bilirkişi rapordaki hesaplama dikkate alınarak hüküm kurulmasından ibarettir. Kararın bu nedenlerle bozulması uygun görülmüştür. SONUÇ:Yukarıda 1. bendde yazılı nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 29.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin aboneliğindeki mıcır ve kum tesislerinde davalı elemanlarınca yapılan kontrol sırasında sayaca müdahale edildiği ve %38 eksik değer kaydettiğinden hahisle 136.976.090.000.TL.lik kaçak ve revizyon faturası düzenlendiğini, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını ve tahakkukun yönetmeliğe aykırı olduğunu belirterek davalıya borçlu bulunmadıklarının tesbitine itirazi kayıtla taksitler halinde ödenen meblağların faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yapılan tahakkuk ve hesaplamaların yönetmelik hükümlerine uygun olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir....