Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra memur muamelesi şikayet edildiğinden taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, şikayetin süresinde yapılmadığını, menfi tespit davasında verilen tedbir kararı nedeniyle takip durdurulduğundan dava açmakta davacının hukuki yararı bulunmadığını, davacı tarafın icra dairesine verdiği dilekçesinde hiçbir borca itiraz lafzı geçmediği halde tüm borca itiraz olarak değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir....
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü: TALEP: Davacı vekili talep dilekçesinde, 15/06/2022 düzenleme tarihli, 15/06/2022 tarihli 201.073,32 TL tutarındaki fatura bedelinin borçlu tarafından icra takibine itirazdan sonra faiziyle birlikte davacının hesabına açıklamalı şekilde ödendiğini, ancak davalı borçlunun icra dosyasındaki masraf, harç ve vekalet ücretini ödememesi üzerine Eskişehir 6. İcra Müdürlüğünün 2022/5772 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %20'den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine ve borçlunun borca yeter tutarda, taşınır ve taşınmaz malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2022/974 esas sayılı dosyasının usulsüz tebligatla kesinleştirildiğini, davacının takipten 14/04/2022 tarihinde haberdar olduğunu, davacının tebligatta belirtilen Ayhan Yaman isminde bir çalışanının bulunmadığını, takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığını, yetkili icra müdürlüklerinin Gümüşhane İcra Müdürlükleri olduğunu, davacının davalıya borcunun da bulunmadığını, borca ve ferilerine itiraz ettiklerini belirterek tebliğ tarihinin 14/04/2022 olarak tespitine, yetkiye ve borca itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Davacının ortağı olduğu limited şirketinin prim borcu nedeniyle 6183 sayılı Yasa kapsamında gayrimenkul kaydına haciz konulmuş, icra tehtidi altında ödediği prim ve gecikme zammının zamanaşımına uğramış olması nedeniyle istirdatı istemine ilişkin olup, Mahkemece bozma ilamı sonrasında davacının itirazi kayıt koymaması ve ıttıla tarihinden itibaren 7 günlük hük düşürücü süre içinde dava açılmamış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olup, eksik borç niteliğindeki zamanaşımına uğramış borcun itirazi kayıt konulmaksızın ödenmesi nedeniyle, davanın reddine karar verilmesi yerindeyse de; dava ödeme emrinin iptali niteliğinde olmadığından, hak düşürücü süreye tabi olmayıp, gerekçenin bu yönüyle isabetsiz olduğu anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 27/02/2017 tarih, 2016/11743 Esas - 2017/2786 Karar sayılı Daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkikinin davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İhalenin 29.01.2015 günü yapıldığı, şikayetçi alacaklının ihaleye alacağa mahsuben olduğunu belirtmeden katılarak, 05.02.2015 günü ihale bedelini herhangi bir itirazi kayıt olmaksızın yatırdığı, 02.03.2015 günü icra müdürlüğünce düzenlenen sıra cetvelinin ise, şikayet tarihi olan 09.03.2015 günü henüz kesinleşmediği, buna göre bu aşamada itirazi kayıt olmadan yatırılan ihale bedelinin geri istenemeyeceği tabiidir....
Sayılı kararıyla takibe dayanak belge sureti eklenmediğinden istemin kabulüne, 19.12.2012 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline karar verildiği 16.04.2013 tarihinde borçluya yeni ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun yasal sürede itiraz etmediği anlaşılmıştır. Önce gönderilen ödeme emrinin icra mahkemesince iptali üzerine, yeni ödeme emri tebliğ edilmiş olup, önceki ödeme emri ve buna ilişkin borca itiraz hükümsüz kalmıştır. Bu sebeple 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliği ile beraber süresinde borca itiraz edilmesi, tebligata ve ödeme emrine ilişkin şikayetler varsa bunların ileri sürülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde önceki ödeme emrine itiraz üzerine takip durmaya devam etmez ve yeni ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine takibe devam edilir. Ancak 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu tarafından süresinde borca itiraz edilmediği ve herhangi bir şikayet yoluna başvurulmadığı anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Tehdit HÜKÜM : Beraat Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Suç tarihi itibarıyla 15-18 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e, 2 maddesinde öngörülen 5 yıl 4 aylık olağan dava zamanaşımının son kesme nedeni olan sorgu tarihinden itibaren gerçekleştiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı ve katılan ... vekilinin temyiz nedenleri bu sebeple yerinde bulunmakla HÜKMÜN BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ ZAMANAŞIMI NEDENİYLE DÜŞMESİNE, 22/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borca itiraz takibi durdurmadığından icra mahkemesinde borca itiraz eden fakat elinde İİK.nun 169/2.maddesinde yazılı resmi belge bulunmayan borçlunun borca itiraz etmiş olmasına rağmen genel mahkemede menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğu gözden kaçırılarak yazılı gerekçe ile hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 18.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
SUÇ : Tehdit HÜKÜM : Beraat Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Suç tarihi itibarıyla onsekiz yaşını doldurmadığı anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e, 2 maddesinde öngörülen 5 yıl 4 aylık olağan dava zamanaşımının son kesme nedeni olan sorgunun yapıldığı 21.06.2012 tarihinden sonra temyiz sürecinde gerçekleştiğinin anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş, katılan ... vekilinin temyiz nedenleri bu sebeple yerinde bulunmakla HÜKMÜN BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ ZAMANAŞIMI NEDENİYLE DÜŞMESİNE, 23/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
YETKİ İTİRAZI 6100 S. HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU [ Madde 116 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 117 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 164 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 187 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davalı vekili 28.05.2009 havale tarihli dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuş, bu itiraz hakkında bir karar verilmemiştir. Yetki itirazı hakkında karar verilmiş olmadığından; yetki itirazının incelenmesinde 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) hükümlerinin uygulanması gerekir. Mahkemelerin yetkisine yönelik itirazlar ilk itirazlardan olup (HUMK. md. 187/2; HMK. md. 116) bu husus mahkemece öncelikle ve esasa girilmeden ön sorun gibi incelenerek sonuçlandırılır....