Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 24.12.2019 tarih ve 2018/376 Esas ve 2019/359 karar sayılı kararına konu davasından feragati kesin hükmün sonuçlarını doğuracağından, hükümden sonra davadan feragat nedeniyle HMK'nun 353/1-b,2 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve vaki feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere; Hükümden sonra davadan feragat nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nın 353/1-b,2. maddesi gereğince düzelterek esas hakkında yeniden karar verilmek üzere Gaziantep 3....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 24.12.2019 tarih ve 2018/376 Esas ve 2019/359 karar sayılı kararına konu davasından feragati kesin hükmün sonuçlarını doğuracağından, hükümden sonra davadan feragat nedeniyle HMK'nun 353/1- b,2 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve vaki feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere; Hükümden sonra davadan feragat nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nın 353/1- b,2. maddesi gereğince düzelterek esas hakkında yeniden karar verilmek üzere Gaziantep 3....
Bu itibarla, gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulması ve CYUY.nın 322. maddesiyle tanınan yetki uyarınca TCY.nın 102/4 ve 104/2. mad-deleri gereğince kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verilmelidir. SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; 1- Sair yönleri incelenmeyen Yerel Mahkeme direnme hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA, 2- CYUY.nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle TCY.nın 102/4 ve 104/2. maddeleri uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA, 01.02.2005 günü tebliğnamedeki istemden değişik gerekçe ile oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, suçun işlendiği 17.01.2004 tarihinden başlayan bir yıllık süre içinde mahkumiyet kararı verilmemiş, bu nedenle inceleme tarihi itibariyle dava zamanaşımı süresi dolmuş bulunduğundan, Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesindeki düzenleme nedeniyle, 1412 sayılı CYUY'nın halen yürürlükte bulunan 322/1 maddesine göre bu hususta Ceza Genel Kurulunca da karar verilmesi olanağı bulunduğundan, davanın gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CYY'nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilmelidir....
Tüm bu açıklamalar gözönünde tutularak öncelikle dava konusu parsele ait tutanağın yöntemine uygun bir biçimde ke-siıjtleştirilip kesinleştirilmediğinin araştırılması, tutanak usulüne uygun olarak kesinleştirilmiş ise şimdiki gibi davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine, tutanak hiç kesinleştirilmemiş ve usulsüz olarak kesinleştirilmiş ise tespit ve kesinleşme tarihinden itibaren taşınmazın hangi tarafın zilyetliğinde bulunduğunun tarafların gösterecekleri tanıklar taşınmaz başında dinlenilmek suretiyle araştırılıp belirlenmesi, bu yönün açıklığa kavuşturulmasından sonra anılan hüküm gözönünde tutularak uyuşmazlığın çözüme kovuşturulması gerekirken sadece hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....
Maddeleri uyarınca öngörülen 7 yıl 6 aylık dava genel zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla, 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan hükümlerin bozulmasına, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK.nun 322 maddesine dayanılarak, açılan davanın ZAMANAŞIMI NEDENİYLE ORTADAN KALDIRILMASINA, 4-Sanıklar ..., ... ve ... haklarında adam öldürme ve adam öldürmeye teşebbüs suçlarından kurulan hükümler yönünden yapılan incelemede; Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, cezayı azaltıcı bir sebep bulunmadığı takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre bozmaya uyularak verilen hükümlerde bozma ve düzeltme nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanıklar müdafiinin bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, A)CMUK.nun 322. maddesine dayanılarak; Sanık ... hakkında mağdur...
Yukarıda belirtilen gerekçeler nedeniyle, davacılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna uygun olmayan yerel mahkeme hükmünün HUMK'nın 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA) ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 29.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İncelenen dosya kapsamına göre, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1953 yılında yapılarak kesinleşmiş olup, davaya konu taşınmaz orman niteliğinde çalılık olması nedeniyle tapulama harici bırakılmış olduğundan, Medeni Yasanın 713. maddesi ve 3402 Sayılı Yasanın 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre tapuya tescil edilebilmesi için, orman kadastro işleminin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile yasada belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi gerekir. Dava konusu taşınmazın tespit olması nedeniyle tespit dışı bırakılarak orman olduğu belirlendiğine göre, taşınmazın orman olmadığı hususu, ancak yörede yapılıp kesinleşecek orman tahdidi dışında kalması halinde kabul edilebilir. Bu durumda, tahdidin kesinleşmesi tarihi zilyetliğin başlangıcına esas teşkil edecektir....
Ceza Dairesi'nce, kamu davasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin 8 inci fıkrası gereğince gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilerek, düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. IV....
Çeklerde takip içi zamanaşımının 6 aylık süreye tabi olduğu TTK 661/3, 662,663 maddeleri uyarınca takip içi zamanaşımı itirazının kabulü ile davacı borçlu yönünden İİK 71/2 ve 33/a maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına dair evrak üzerinden yapılan inceleme sonucu aşağıdaki hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Takip öncesi zamanaşımı itirazının süreye tabi olduğu ve süresinde bu yönden itirazda bulunulmadığnıdan takip öncesi zamanaşımı itirazının REDDİNE, Takip içi zamanaşımı itirazının KABULÜ ile davacı borçlu yönünden İİK 71/2 ve 33/a maddesi uyarınca İCRANIN GERİ BIRAKILMASINA," karar verildiği görülmüştür....