"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen davada Hakkari İcra Hukuk Mahkemesi ve Hakkari Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, icra takibindeki borca itiraza ilişkindir. Hakkari İcra Hukuk Mahkemesi, davacının talebinin menfi tespit davası niteliğinde olduğu gerekçesiyle, Hakkari Sulh Hukuk Mahkemesi ise davacının mükerrer ödeme nedeniyle borca itiraz ettiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Davacı, dava dilekçesinde dava dışı ...'...
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Somut olayda mahkemece, kabul edilen ve itiraz edilen alacak miktarının tam olarak açıkça belirtilmemesi nedeniyle itirazın takibin tamamına itiraz olarak değerlendirilmesi gerektiğine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 62/4. maddesinde; "Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır" hükmü yer almakta olup, bu hükme göre borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, hangi kısma itiraz ettiğini ve miktarını açıkça belirtmesi gerekmektedir. Davacı alacaklının genel haciz yolu ile yaptığı takipte davalı borçlunun; “..Müvekkil şirketin alacaklının iddialarında yer aldığı gibi bu miktar da borcu mevcut olmamakla birlikte bu borçtan ötürü gönderilen ödeme emrinde kaynaklanan borca kısmi itiraz ediyoruz....
Davalı şirket tarafından icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itirazı üzerine dosya İstanbul İcra Müdürlüğü'ne gönderilmiştir. Dosyanın gönderildiği yetkili ... 32.İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında dava tarihi itibariyle borçluya yeni ödeme emri çıkartılmamıştır. Yetkili icra dairesinde borca yapılmış bir itirazda bulunmamaktadır. Yetkisiz icra dairesinde yapılan borca itiraz yetkili icra dairesinde çıkartılan ödeme emri bakımından sonuç doğurmaz. HMK 114/1-h. maddeye göre hukuki yarar dava şartı olup itiraz borca itiraz bulunmadığı halde devam eden takipte itirazın iptali davasının açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir....
Aydın İcra Müdürlüğü'nün 2018/1347 E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı tarafından borçlu Bahar Kuduğ aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun takipten önce öldüğünün anlaşılması üzerine alacaklının talebiyle borçlu murisin mirasçıları adına takip talebi ve ödeme emri düzenlendiği, örnek 7 ödeme emrinin davacı borçluya 21/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun borca itiraz etmediği ve takibin borçlu yönüyle kesinleştiği anlaşılmaktadır. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12- 2240 Esas 2014/929 Karar sayılı kararında, borçluların mirası reddettikleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz olup, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması gerektiği kabul edilmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Mesela ödeme, …sıfat itirazı gibi…....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Ortadan kaldırma Toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz nedenlerinin reddine, ancak; 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddesi gereğince sanık hakkındaki davanın "düşmesi" yerine, 765 sayılı TCK'nin 102/4 ve 104/2. maddeleri uyarınca "ortadan kaldırılmasına" karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz talepleri bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu aykırılığın aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından "765 sayılı Yasanın 102/4, 104/2 maddesi uyarınca ZAMANAŞIMI NEDENİYLE ORTADAN KALDIRILMASINA" ibaresinin çıkarılması...
ı yaralama suçundan açılan kamu davasının gerçekleşen ZAMANAŞIMI NEDENİYLE 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2 ile 5271 sayılı CMK.nun 223/8 maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 29/06/2011 gününde oybirliği ile karar verildi....
ı yaralama suçlarının sübutunun kabulünde bir isabetsizlik bulunmamış ise de; suç tarihi olan 09/06/2002 tarihi de dikkate alındığında, 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2 maddesine göre belirlenen 7 yıl 6 ay olan genel dava zamanaşımı süresinin temyiz incelemesinden önce dolduğu anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olup, hükümlerin (BOZULMASINA), ancak bozma nedeni yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK.nun 322 maddesinin verdiği yetkiye istinaden, 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2 maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının ZAMANAŞIMI NEDENİYLE ORTADAN KALDIRILMASINA, 06/10/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
ın kasten yaralama suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin olunmuş ise de; sanığa atılı suç için kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibari ile 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2 maddesine göre belirlenen 7 yıl 6 ay olan uzatılmış dava zamanaşımı süresinin, suç tarihi olan 10.03.2004 tarihi de dikkate alındığında, temyiz incelemesinden önce 10.09.2011 tarihinde dolduğu anlaşıldığından, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bozma nedeni yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK'nun 322 maddesi gereğince, sanık hakkında kasten yaralama suçundan açılan kamu davasının ZAMANAŞIMI NEDENİYLE 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8 maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE 19/03/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
Suç tarihi itibarıyla onsekiz yaşını doldurmadığı anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e, 2 ve 67. maddelerinde öngörülen 5 yıl 4 aylık olağan dava zamanaşımının son kesme nedeni olan sorgunun yapıldığı 26.02.2010 tarihinden sonra temyiz sürecinde gerçekleştiği anlaşıldığından katılan ... vekilinin temyiz nedenleri bu sebeple yerinde bulunmakla HÜKMÜN BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ ZAMANAŞIMI NEDENİYLE DÜŞMESİNE, 25/10/2017 günü oybirliğiyle karar verildi....
Haciz yoluyla ilamsız icra takibinde ödeme emrini alan borçlu icra dairesinin yetkisine, takip konusu borca ve takip dayanağı belgedeki imzaya itiraz edebilir. İtiraz dilekçesinde yetkiye, borca ve imzaya itirazını açıkça belirtmesi gerekir. Somut olayda borçlu 22/10/2009 tarihli itiraz dilekçesinin konu bölümünde yetkiye ve takibe itiraz şeklinde itirazda bulunduğunu bildirmiş ise de açıklama bölümünde takip yapılan İzmir İcra Müdürlüğü'nün değil Karşıyaka İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu belirterek bu sebeple icra takibine ve yetkiye itiraz etttiğini bildirmiştir. İtiraz dilekçesinin içeriğinden itirazın sadece icra dairesinin yetkisine yönelik olduğu, borçlunun takip konusu borca itirazının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Borçlu sadece icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ise görevli mahkeme icra mahkemesidir. Mahkemece bu yön gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken itirazın içeriğinde yanılgıya düşülerek işin esası ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....