Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

BORÇLU OLMADIĞININ TESPITIISTIRDAT DAVASIHAKSIZ PRIM ALINMASINDA ZAMANAŞIMI SÜRESIBORÇLAR KANUNU (818) Madde 113SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) (506) Madde 84BORÇLAR KANUNU (818) Madde 66SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) (506) Madde 80 "İçtihat Metni"Davacı, faiz adı altında tahsil edilen miktarda borçlu olmadığının tespiti ile faizin iptaline ve ödemek zorunda kalınan miktarın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

    ÖDEME EMRİNİN İPTALİTAHSİL ZAMANAŞIMI 506 S. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) [ Madde 80 ] 6183 S. AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN [ Madde 102 ] 6183 S. AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN [ Madde 51 ] "İçtihat Metni" Davacı, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacı, 23.01.2006 tarihinde ve süresinde açtığı işbu dava ile 1999/1. aya ait prim ve gecikme zammının tahsili amacıyla 30.11.2005 tarihinde düzenlenen ve 16.01.2006 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin zamanaşımı nedeniyle iptalini istemiştir....

      s-2- TEBLİĞNAME : 1-B/09/116847 miktar bakımından kesin nitelikte olduğundan, sanıklar müdafiilerinin bu suçlardan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin CMUK.nun 317 maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. 2-a) Sanıklar ... ve ... haklarında ölümle biten kavgada maktule el uzatmak suçundan kurulan hükümler yönünden yapılan incelemede; Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçunun sübutunun kabulünde bir isabetsizlik bulunmamış ise de; suç tarihi olan 02.06.2001 tarihinden itibaren 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2 maddelerine göre belirlenen 7 yıl 6 aylık dava genel zamanaşımı süresinin temyiz incelemesinden önce 02.12.2008 tarihinde dolduğu anlaşıldığından, hükmün BOZULMASINA, ancak bozma nedeni yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK.nun 322 maddesinin verdiği yetkiye istinaden, 765 sayılı TCK.nun 102/4, 104/2 maddeleri uyarınca sanıklar ... ve ... haklarında ölümle biten kavgada maktule el uzatmak suçundan açılan kamu davalarının ZAMANAŞIMI NEDENİYLE...

        dosyaya göre bozmaya uyularak verilen hükümlerde eleştiri nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ... müdafiinin sübuta, eksik incelemeye vesaireye, sanık ... müdafiinin subuta vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA, b)Sanıklar ... ve ... hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçunun sübutunun kabulünde bir isabetsizlik bulunmamış ise de; suç tarihi olan 14.03.2002 tarihi de dikkate alındığında, 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddesine göre belirlenen 7 yıl 6 ay olan genel dava zamanaşımı süresinin temyiz incelemesinden önce dolduğu anlaşıldığından, sanıklar hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükümlerin BOZULMASINA, ancak bozma nedeni yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye istinaden, 765 sayılı TCK.nun 102/4, 104/2. maddeleri uyarınca sanıklar hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan açılan kamu davasının ZAMANAŞIMI...

          in müdahilliklerine karar verilmemiş ise de; sanıkların eylemlerinin suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve lehe yasa olan 5237 sayılı Yasanın 170/1-a maddesi uyan “yangın çıkarmak suretiyle genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması” suçunu oluşturduğu ve aynı yasanın 66/1-e ve 67/4. maddeleri uyarınca suç tarihide dikkate alındığında, genel dava zamanaşımı süresi olan 12 yıllık sürenin hüküm tarihi olan 28.02.2008 tarihinden önce dolduğu anlaşılmakla, açılan kamu davalarının gerçekleşen ZAMANAŞIMI NEDENİYLE 5237 sayılı TCK.nun 66/1-e ve 67/4 maddeleri ile 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE karar veren mahkemenin kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, hükümlerin ONANMASINA, b) Sanık ... hakkında maktül ......

            suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırına göre, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı süresi, suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiğinden kamu davalarının bu nedenle düşürülmesi yerine, 5237 sayılı TCK esas alınarak düşme hükümleri kurulması, Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeksizin hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince hüküm fıkrasından "cezanın suç tarihi itibariyle zamanaşımının 8 yıl olduğu, sanığın savunmasının 21/01/2009 tarihinde alındığı, zaman aşımını kesen başka bir işlem yapılmadığı anlaşıldığından TCK'nın 66/e ve CMK'nın 223/8. maddesi gereğince zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla davanın ZAMANAŞIMI...

              Şirketinde hiç çalışmadığını, bu sebeple müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının müvekkillerini ibra ettiğini, davacının müvekkillerinde hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını, davacının 2003 yılında başka bir firmada işe başladığını, müvekkillerinin daimi işçisi olmadığını, davacın soğuk demir işçisi olarak gündelikle çalıştığını ve sigortasının yapıldığını, davacının aldığı ücretin ücret bordrolarında görüldüğünü, davacının fazla mesai, yıllık izin alacağı, hafta sonu ve milli bayram çalışması ücreti talebinin haksız olduğunu, bu güne kadar itirazi kayıt koymadan bordroları imzalayan davacının bordroda ücret, fazla mesai ve tatil ücreti ödemesi gösterildiğinden sonradan fazla çalışma ve tatil ücreti talep edemeyeceğini, yine işe giriş çıkış kayıtlarını itirazi kayıt koymadan imzalayan ve başka firmalarda çalışan davacının daimi işçi olduğu beyanına itibar edilemeyeceğini, davacının tüm hak edişlerinin müvekkili olduğu şirket tarafından...

                n karşı ülke Pakistan'dan muafiyetin bulunması, sözleşmenin ilerleyen zamanlarda muafiyete ilişkin değişiklik olabileceğine dair davacının da talebi doğrultusunda zeyil edilmesi, zeyilnameyi davacının da itirazi kayıt koymadan imzalaması nedenleriyle davacının davasının reddi gerekmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; 1-Davanın REDDİNE, 2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 1.272,75-TL'nin yatıran tarafa iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, -HMK 333....

                  Sözleşmede her dönem için %10 artış öngörülmüşse de; 10/09/2012- -20/10/2014 tarihleri arasında her ay 885,00 TL ödeme yapıldığı, dava dışı şirket tarafından da 11/02/2016 tarihinde 885,00+4.425,00 TL şeklinde gerçekleştiği, bu ödemelerin davacı tarafça itirazi kayıt konulmaksızın kabul edilip, ücret alacağının ödenmesi için davalıya gönderilen 18/05/2016 tarihli ihtarname ve 26/05/2016 tarihli istifa bildirimlerinde de itirazi kayıt bulunmadığı, taraflar arısında her dönem için öngörülen %10 artış hükümünün zimmen kaldırıldığını, davalı tarafından son ödemenin yapıldığı 20/10/2014 tarihi ile istifa tarihi 26/05/2016 tarihleri arasında ödenmeyen 19 aylık sözleşme ücretinin 19*885,00 : 16.815,00 TL olduğu ve bu kabul ile hazırlanan bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır....

                  Bölge Müdürlüğünde uzman Tıbbi Satış Temsilcisi olarak çalışan ve 29/12/2010 tarihinde işveren tarafından hazırlanan İş Sözleşmesinin Anlaşma Yolu ile Sona Ermesi ve Sonuçlarına İlişkin Protokol metnini itirazi kayıt koyarak imzalayan davacının hamile olduğu için davalı işverence işten çıkartıldığını ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir. Davalı vekili, üretilen veya ithal edilen distribütörlüğü yapılan ilaçların Türkiye genelinde tanıtım ve satışı ile iştigal eden ve Alman menşeli firma olan davalı şirkette çalışan davacının iş sözleşmesinin 29/12/2010 tarihli ikale sözleşmesi gereği tarafların karşılıklı anlaşması ile sona ermiş olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu