İşleri Genel Şartnamesi'nin 40. maddesinde yüklenicinin ara hakedişlere itirazı olduğu takdirde hakedişi “idareye verilen ... tarihli dilekçemde yazılı itirazi kayıtla” cümlesini yazarak imzalaması gereklidir. Eğer yüklenicinin hakediş raporunu imzalamasından sonra tahakkuk işlemleri yapılıncaya kadar yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hakedişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en geç 10 gün içinde bu itirazını idareye bildirmek zorundadır. Aksi takdirde hakedişi olduğu gibi kabul etmiş sayılır. Somut olayda 30.06.2008 tarihli 3 nolu hakedişin 2. kez düzenlendiği, önceki düzenlenende yer alan fiyat farkının tahakkuk aşamasında mı, yoksa düzenleme sırasında mı kesildiği anlaşılmadığından yukarıda açıklanan şartname hükmünce değerlendirilmesi yapılmamıştır....
Mahkemece davacının alt yapı hizmetlerini yerine getirmediği bu durumda BK. nın 81. maddesi gereğince karşı tarafın edimini yerine getirmesini talep edemeyeceği gerekçesiyle dava reddedilmiştir. 12.11.1998 tarihli sözleşmenin 3. maddesinde yapılacak olan değil, yapılan alt yapı hizmetleri için ücret ödeneceği kararlaştırılmış olup, yer teslim tutanağında bu hizmetlerin yapılmadığına dair itirazi kayıt bulunmamaktadır. Ayrıca davalının bu konuda herhangi bir uyarısı bulunmadığı gibi yanlar arasındaki sözleşme hala geçerliliğini korumakta olup, davalının sözleşme hükümlerine göre bir kısım katılım payının ödendiğinin davacı tarafından bildirilmiş olmasına göre, davalı alt yapı katılım payını ödemekle yükümlüdür. O halde mahkemece davadaki istem bu şekilde değerlendirilerek gerekirse ek rapor alınmak suretiyle dava sonuçlandırılmalıdır. Yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddedilmiş olması doğru olmamış kararın bozulması uygun görülmüştür....
YETKİ İTİRAZI 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 168 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 169 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 366 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 428 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İİK.nun 168/5. maddesi gereğince borçlu yetki itirazını ödeme emri tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde icra mahkemesine bildirir. İcra mahkemesi yetki itirazını doğru bulursa artık borçlunun esasa ilişkin itirazlarını incelemeden yetki itirazının kabulüne karar verir....
-K A R A R- Davacı vekili, müvekkili şirketin Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu içinde bulunduğunu ve sanayi sicil belgesi sahibi olduğunu, 1997 yılından itibaren de kullandıkları elektrik enerjisinin fiyatlandırılmasında sanayi tarifesinin uygulandığını, ancak davalının 2006 yılına ait bazı faturalarda birim fiyatı ticarethane tarifesini kullanarak belirlediğini, enerjinin kesilmemesi için faturaları itirazi kayıt ile ödediklerini iddia ederek fazlaya dair haklarının saklı tutulması kaydıyla 8.900 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında, davacı şirket tarafından kuruma sunulan sanayi sicil belgesinde 2006 yılına ait vizenin bulunmadığını, 29.12.2008 tarihli yazı ile onaylı belgenin ibrazının istenmesine rağmen verilmediğini ve ticarethane tarifesinin uygulandığını beyan ederek davanın reddini istemiştir....
Davalı vekili, ödenen faturalar için itirazi kayıt ileri sürülmediğinden istirdadının istenemeyeceğini, yargılamanın idari yargının görevine girdiğini, kaçak su kullanımından dolayı düzenlenecek 3.010.770.000.TL'lik fatura tahakkukunun da yerinde olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, ödenmiş faturalar yönünden yapılan tahakkuk usulüne uygun olduğundan istirdat talebinin reddine, kaçak su kullanımı ispatlanamadığından henüz ödeme yapılmamış 3.010.77 YTL'lik faturadan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Kaçak tespit tutanakları aksi sabit oluncaya kadar resmi belgelerden sayılır. Somut olayda İSKİ görevlileri tarafından düzenlenen kaçak tespit tutanağının zabıt mümzileri tutanağın doğru olduğunu beyan ettiklerine göre, bunun aksinin kanıtlanması gerekir....
Davacı vekili; müvekkili ile davalının murisi arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirerek daireleri davalıya teslim etmesine rağmen davalının taraflar arasındaki sözleşme gereğince ödemesi gereken lüks daire vergisini ödemediğinden bu bedelin tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalının borca itirazi üzerine durduğunu iddia ederek itirazın iptali ve asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dairelerle ilgili KDV bedellerinden müteahhidin sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir....
Kontrolü yükümlülüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle müvekkiline Mart 2013 dönemi için idari para cezası uygulandığını, müvekkili şirket tarafından 130.262,97 TL'nin itirazi kayıtla 13.05.2013 tarihinde ödendiğini, uygulanan cezanın yasaya ve mevzuata aykırı olduğunu ileri sürerek, ödenen miktarın faizi ile davalıdan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili tarafından yapılan tüm işlemlerin mevzuata uygun olduğunu, davacı şirkete Yönetmeliğin 16. maddesi uyarınca 16.04.2013 tarihli uyarı yazısının gönderildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
- K A R A R - Davacı vekili; müvekkilinin borcu olmadığı ve tarafınca düzenlenmeyen senet nedeniyle iş yerindeki eşyaların haczini önlemek amacıyla itirazi kayıt düşülerek 9.500,00 TL ödemek zorunda kaldığını, borcun icra tehdidi altında kapatıldığı süreçte Bursa 3. İcra Mahkemesi'nin 2014/37 esas sayılı dosyası ile imzaya itirazın karara bağlandığını ve imzanın borçlu vekil edene ait olmadığının saptandığını ileri sürerek icra takibi baskısı ile dosya borcunu ödeyen müvekkilin ödediği paranın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte istirdatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; öncelikle davanın görevli ve yetkili mahkemede açılmadığını ,müvekkilinin takip konusu senetten dolayı meşru hamil olduğunu ,bonolardaki ciro silsilesinin düzgün olduğunu savunarak ,davanın reddini ve davacının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir....
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dava dosyası incelendiğinde, yargılama safhasında davacı işyeri tarafından 6552 sayılı Yasa kapsamında yapılandırmada bulunularak taksitlerini ödemeye devam etmesine karşılık, mahkemece, itirazi kayıt konulmadan ödemeler yapılarak borcun zımnen kabul edilmesi ve ödemelerin devam etmesi gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmış ise de, yapılandırma sebebiyle; Kurumun, davacı aleyhine yürütülmesine karşın yapılandırmaya konu icra takiplerinden vazgeçtiğini ortaya koyması nedeniyle, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2-6552 sayılı Yasa gereği, davanın esası hakkında...
Uyuşmazlık dönemi itibarıyla yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa'nın Ek 24. maddesinin L bendi uyarınca, davacı kuruluşa ait işyerine ilişkin 01.01.1999-2006 yılı 1.ay arası muhtelif dönemlere ilişkin eksik bildirim nedeniyle tahakkuk ettirilen ve ödeme yazısı üzerine 21.06.2007 tarihinde itirazi kayıtla ödenen 3.218,45 TL'lik sosyal yardım zammının, ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte istirdatı istemine ilişkin olan davada; hükme esas bilirkişi raporuyla iadeye konu yapılabilecek davacı alacağı 604,42 TL olarak belirlenmesi suretiyle, anılan tutarın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken ve esasen Mahkeme kabulünün de bu yönde bulunmasına rağmen, "davalı kurumun 604,42 TL alacağı bulunduğunun kabulüne" şeklinde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....