Bölge Müdürlüğünde uzman Tıbbi Satış Temsilcisi olarak çalışan ve 29/12/2010 tarihinde işveren tarafından hazırlanan İş Sözleşmesinin Anlaşma Yolu ile Sona Ermesi ve Sonuçlarına İlişkin Protokol metnini itirazi kayıt koyarak imzalayan davacının hamile olduğu için davalı işverence işten çıkartıldığını ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir. Davalı vekili, üretilen veya ithal edilen distribütörlüğü yapılan ilaçların Türkiye genelinde tanıtım ve satışı ile iştigal eden ve Alman menşeli firma olan davalı şirkette çalışan davacının iş sözleşmesinin 29/12/2010 tarihli ikale sözleşmesi gereği tarafların karşılıklı anlaşması ile sona ermiş olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
Davalı, 2008 yılı kira dönemine ait kira bedeli ile 2. yıl kira bedelinin ilk taksiti olan 69.212,50 TL’nin 65.000 TL’lik kısmının itirazi kayıt ileri sürülmeden ödendiğini, bakiye ödemelerin yapılmaması halinde sözleşmenin feshedileceği hususunun ihtaren davacıya bildirildiğini, ödenmeyen kira bedellerinin tahsili için takip başlatıldığını, sözleşmenin 12/a maddesi ve sözleşmenin eki niteliğinde olan teknik şartnamenin 1. maddesi hükümlerine göre talebin kabul edilemeyeceğini, davacının, basiretli bir tacir olarak, sözleşme serbestisi ilkesi gereğince sözleşmeyi imzaladığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, “dava tarihinden geriye doğru kira bedelinin uyarlanmasının talep edilemeyeceği, bu nedenle 7.6.2010 tarihinde açılan dava ile 2009 yılı kira bedelinin uyarlanması talebinde bulunulamayacağı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, itirazi kayıtla yatırılan 28.031,79 TL prim ödemesinin yasal faiziyle tahsili istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı şirket tarafından 2017/7. aya ait çalışanların primlerini, Kurum tarafından belirlenen ve son gün olan 05/09/2017 tarihinde ödeme yapmak için müraracaat ettiği ancak Kurum kayıtlarındaki mosip hatası nedeniyle (borcun bulunmadığına dair ekran çıktısının dosya içerisine alındığı) ödeme gününün son günü yatıramadığı ve akabinde itirazi kayıtla 06/09/2017 tarihinde Kurum hesaplarına yatırdığı, daha sonra Kurum tarafından mahsuplaşma yapılarak fazladan yatırılan primlerin 2017/8. ay primlerine aktarıldığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacı şirket primleri zamanında yatırması nedeniyle faydalanacağı teşvik tutarını talep etmektedir. Dosyada davacı şirketin primleri zamanında yatırmak için Kuruma müracaat ettiği, ancak Kurum kayıtlarındaki hata nedeniyle primleri zamanında yatıramadığı anlaşılmaktadır....
Davalı, sözleşmenin 2. maddesi gereğince, çalışma şartlarının değişmesine bağlı olarak yemek yiyecek işçi sayısının da artı eksi %50 töleranslı olarak değişebileceğinin ve şartnamenin 11.1. maddesinde de vardiyalara göre işletmece yoklama suretiyle tespit edilen yemek sayısının işleticiye bildirileceği ve ödemelere esas teşkil eden faturaların da o ay fiili tabldot alanların sayısı üzerinden düzenleneceğinin kararlaştırıldığını, fiili yemek yiyen kişi sayısına göre her ay düzenlenen faturalara göre istihkak ödemelerinin yapıldığını, davacının yapılan ödemeleri itirazi kayıtsız kabul ettiğini, bu nedenle sözleşmeye aykırı bir durum mevcut olmadığı gibi, istihkak ödemelerinin eksik yapıldığından da söz edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir....
, işe ilişkin olarak çıkan uyuşmazlık nedeniyle delil tespiti yaptırıldığını, sözleşme eki birim fiyat tarifine uygun olarak beton borular üzerinde ve çevresindeki geri dolgu malzemelerinin boruların sökülmesi sağlanacak şekilde söküldüğünü, yapılan bu işin 1 nolu hakedişe dahil edilmediğini, tespit dosyasında yapılan bilirkişi incelemesi ile iş miktarının tespit edildiğini, davalının 1 nolu hak ediş sonrasında düzenlediği hak edişlerde de fiili durum ve imalatı esas almadığını, düzenlenen hak edişlere itirazi kayıt konulduğunu, işin geçici kabulunun gerçekleştirildiğini, kesin kabulün yapılmaması nedeniyle kesin hesap ve hakedişe ilişkin sürecin devam ettiğini, itirazi kayıtlar dikkate alınmaksızın yapılan hakedişler nedeniyle eksik ödeme yapıldığını belirterek fazlaya ve faize ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 100.000,00 TL'nin 22/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin...
Tüm dosya kapsamı ve mevcut belgelerden; dava konusu icra takibinin itirazen durdurulduğu, icra takibinin devamı için davacı tarafından itirazın iptali davası açıldığı, dava görülürken davalının icra takibinde asıl borç miktarının üzerinde olmak üzere itirazi kayıt bulunmaksızın ödeme yaptığı, bu nedenle davalı tarafından dava sırasında yapılan ödemenin borcun kabullenmiş olmasından kaynaklı olduğu ile davalının dava açılmasına sebebiyet verdiği kanaatiyle davacının davasında haklı olduğu gözetilerek; davanın kabulü ile davalı tarafça yapılan ödemenin infaz aşamasında dikkate alınmasına, dava konusu alacağın likit olması ve davacı vekilinin yargılama gideri, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı talebi bulunduğu hususu dikkate alınarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. KARAR : 1-Davanın kabulü ile borçlu davalının Adana 6. İcra Müdürlüğünün 2021/... E....
nun 113.maddesi uyarınca da, asıl borç tediye ile veya sair bir suretle sakıt olduğu takdirde kefalet ve rehin ve sair fer'i haklar dahi sakıt olur.Evvelce işleyen faizleri talep hakkının mahfuz bulunduğu beyan edilmiş veya hal icabından neşet eylemiş olmadıkça bu faizler talep olunamaz Somut olayda, davacı şirketin devraldığı şirketler hakkında yapılan icra takiplerinde gecikme zammına faiz işletilmek suretiyle Kuruma olan borçlar tahsil edilmiş, borçlu şirket ödeme sırasında itirazi kayıt ileri sürmemiştir.Hal böyle olunca, davacının yada işyerlerini devraldığı şirketlerin ödeme sırasında faizler yönünden haklarını saklı tuttuğuna ilişkin bir beyanı ve iddiası olmadığından isteminin reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
İcra Müdürlüğünün 2013/470 esas sayılı dosyasında borçlu tarafından yapılan ödemeye karşı davacının faiz talebine ilişkin itirazi kayıt ileri sürmediği, böylelikle borcun sona erdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 10.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili; müvekkili şirket tarafından kesilen faturanın davacı tarafından herhangi bir itirazi kayıt konmadan ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının dava konusu faturanın bedelinin alınan hizmetin karşılığı olmadığını bile bile ödediği ve öderken ihtirazi kayıt koymadığı, ayrıca faturalara itiraz süresi olan 8 günlük süre içerisinde herhangi bir itirazda bulunmadığı, bu nedenle davacının daha sonra faturanın verilmeyen hizmetin bedeli olarak alındığı iddiasının dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
Dava,3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. 2010/6221 2010/11036 Dava dayanağı takip konusu borç, 05.10.2007 tarihinde itirazi kayıt ileri sürülmeden borçlu tarafından ödendiği icra dosyası içeriğinden anlaşılmıştır. Bu durumda dava konusu haciz kalkmış olduğundan "konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmeli ve davanın açılmasına sebebiyet veren tarafa, yargılama giderlerinin, bu arada avukatlık ücretinin, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6.maddesi gereğince davanın ilk oturumdan önce deliller toplanmadan konusu kalmadığı dikkate alınarak ve alacak miktarından daha düşük olan haczedilen taşınır malların satış bedeli olan 4,930,00 TL üzerinden nispi, ilam harcının da maktu olarak hükmedilmesi gerekmektedir. Mahkemece,bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....