İmzaya itiraz dışında kalan diğer bütün itirazlar borca itiraz olarak değerlendirilir. Bu bağlamda, borçlunun borcu olmadığına ilişkin itirazı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanan itirazlar borca itiraz niteliğindedir.” (Prof. Dr. Baki KURU; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.197, Kasım 2004-İstanbul)Borçlu tarafından imzaya itiraz edilmiş ise de, adı geçenin vekilinin 22/04/2015 tarihli duruşmada ayrıca senedin miktar kısmında tahrifat yapıldığı itirazında da bulunduğu görülmektedir....
Borçlu itiraz dilekçesinde alacaklı ile aralarındaki hukuki ilişkiyi kabul edip, itirazını ödeme olgusuna dayandırdığına göre, artık itirazın kaldırılması isteminin icra mahkemesince incelenmesi sırasında, alacaklının dayandığı belgenin İİK.nın 68/1. maddesinde belirtilen belgelerden olup olmadığını araştırmaya gerek yoktur. Bu durumda, borçluların itirazlarını aynı nitelikteki belge ile ispat etmesi zorunludur....
İcra Müdürlüğü 2017/21840 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olup, söz konusu davalının itirazı ile takibin durdurulduğunu, borçlu itirazında sadece ödeme hususunda borca itiraz ettiğini, borçlunun borca itirazının yerinde olmadığını, söz konusu borcun bonoya dayandığını, borçlu sadece borca itiraz etmiş olup, bonodaki imzaya itiraz etmeyerek imzasını ikrar ettiğini, borçlu tarafından imzaya itirazda bulunulmadığından icra takip dayanağı olan bono; İİK 68 /a maddesinde belirtilen imzası ikrar edilmiş belgelerden sayılacağını, söz konusu icra takibinde borçlu sadece borca itiraz etmiş olup, bonoda yer alan imzasına itiraz etmemiş yani imzasını ikrar ettiklerini, borçluda bono da yer alan imzasına yönelik imza itirazında bulunulmadığından icra takip dayanağı olan bono; İİK 68/a maddesinde belirtilen imzası ikrar edilmiş belgelerden sayıldığını, taraflarınca genel haciz yolu ile takip başlatıldığını, genel haciz yolu ile takiplerde zamanaşımı süresi genel zamanaşımı olan 10 yıllık...
İnkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip ikinci fıkraya göre durdurulmuşsa, borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve takip konusu alacağın %10'u oranında para cezasına mahkum edilir ve itiraz reddedilir. Yine borca itiraz halinde, İİK'nun 169/a maddesinin 6. fıkrası gereğince, takip muvakkaten durdurulmuş ise, borca itirazın reddi halinde borçlu, diğer tarafın isteği üzerine takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir....
Somut olayda; davalı borçlunun icra müdürlüğüne ibraz ettiği borca itiraz dilekçesinde borca itirazını ödeme olgusuna dayandırmış olup, bu iddiasını İİK 68/1 maddesinde öngörülen biçimde ve yazılı şekilde ispatlamadığından, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiş olup, dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere göre; kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; İstanbul 25....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takip dayanağı bonoda teminat olgusuna ilişkin herhangi bir ibare yer almadığı, borçlunun başvurusu borca itiraz niteliğinde olup teminat olgusunu ispata yarar İİK'nın 169/a-1.maddesinde sayılan belge sunulmadığı, alacaklının da teminat iddiasını kabulü bulunmadığından borçlunun teminat iddiasının yerinde görülmediği, alacaklının cevap dilekçesindeki kredi borcunun ödenmesi için verildiği beyanının teminat iddiasının kabulü olarak değerlendirilemeyeceği, aksine ödeme aracı olarak alındığını savunduğu, teminat iddiasının İİK'nın 169/a maddesindeki belgelerle ispatlanmasının zorunlu olduğu, tanık, ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi gibi deliller dar yetkili icra mahkemesinde borca itirazın ispat vasıtası olamayacağı, borçlunun, ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/197 KARAR NO : 2023/416 DAVA : İtirazın İptali (Bonodan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 25/02/2022 KARAR TARİHİ : 10/05/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/06/2023 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali(Bonodan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu hakkında 18.06.2017 tanzim tarihli 30.07.2019 vade tarihli kambiyo senedine dayanan alacak sebebiyle icra takibi başlatıldığını, davalının takibe, borca, ödeme emrine, vekalet ücretine, faiz oranına, işlemiş ve işleyecek yasal faize ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin 18.06.2017 tanzim tarihli 30.07.2019 vade tarihli 85.000,00 ABD Doları bedelli kambiyo senedinin yetkili ve meşru hamili olduğunu, bu nedenle davacının, davalıdan alacaklı olduğunu, davalı borçlunun senet altındaki imzaya itiraz etmediğini...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/12/2021 NUMARASI : 2021/494 ESAS 2021/722 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın Kaldırılması KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkiki davacı ve davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; daha önce Anadolu icra dairesinde takip başlatıldığını, borçlu vekilince yetkiye ve borca itiraz edildiğini, dosya talep üzerine Alanya icra dairesine gönderildiğini, borçlu vekilince 11/10/2021 tarihinde takibe yeniden itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, takip dayanağı belgede borçlunun kendi imzasını ve ikrarını içeren bir borç senedi bulunduğunu, borçlu vekilince yapılan itirazlarda imzaya itiraz edilmediğini, borçlu tarafından imzası ikrar edilmiş bir borç...
İtiraz sebeplerini iki bakımdan sınıflandırmak mümkündür: i) Maddî hukuka veya takip hukukuna dayanan itiraz sebepleri; ii) İleri sürülüş şekli bakımından itiraz sebepleri. 13. İtiraz sebepleri ya maddî hukuka veya takip hukukuna dayanır. Maddî hukuka dayanan itiraz sebepleri; itiraz daha çok takip konusu alacağa ilişkindir. Borçlu, maddî hukuk (meselâ TMK, TBK ve TTK) bakımından, takip konusu alacağı ödemek zorunda olmadığını, ancak itiraz yolu ile ileri sürebilir. Burada borçlunun itirazı alacağa ilişkindir. Takip hukukuna dayanan itiraz sebeplerini, alacaklının takip yapma yetkisi (takibat icrası hakkı m. 60/3, c. 3) bulunmadığına ilişkin itirazlar olarak özetlemek mümkündür. Alacaklının takip yapma yetkisi bulunmadığına ilişkin bütün sebepler, itiraz sebebi değildir. Borçlunun ileri sürdüğü sebep, niteliği bakımından icra müdürünün kendiliğinden (re'sen) gözetmesi gereken bir sebep (şikâyet sebebi) değilse, itiraz yolu ile ileri sürülür. 14....
A.Ş'ne ait iflas kararının kalkması hususu da gözetilerek davaya konu ihtilafın hizmet akdinden kaynaklandığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli İş Mahkemesine gönderilmesinin kararlaştırıldığı, görevsizlik kararının Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, İş Mahkemesinde görülmeye başlanan davada ilk oturuma kadar davalı vekilince süresinde zamanaşımı def-i'nde bulunulduğu, dava dilekçesinin açıklanması kapsamında davacılar vekilinin 14.11.2011 tarihli oturumda davalarının birlikte istihdam olgusuna dayanan alacak davası olduğunu belirttiği anlaşılmıştır. Dava konusunun iş kazasından kaynaklanan zararların tazminine ilişkin olduğunun kabulü sonrasında işbu davada uyuşmazlık konusu olan öncelikli husus, bu tür davalarda gerek 818 sayılı B.K.’nun 125. maddesi gereğince gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146.maddesinde belirtilen 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolup dolmadığı noktasında toplanmaktadır....