dönemdeki durma süresi (3 yıl 11 ay 15 gün) belirtilen olağan zamanaşımı süresine eklendikten sonra, zamanaşımını kesen işlem olan mahkumiyet kararının verildiği 25.12.2007 tarihinden, en son verilen mahkumiyet kararı olan 12.03.2020 tarihine kadar gerçekleştiği ve zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmekle sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK.nın 66/1-e ve CMK.nın 223/8. maddeleri gözetilerek DÜŞÜRÜLMESİNE, adli emanette kayıtlı suç eşyasının aynı Yasanın 54/1.maddesi gereğince MÜSADERESİNE...
Takibin şekline göre zamanaşımı itirazı takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkinse İİK.nun 62. maddesi gereğince ödeme emri tebliğinden itibaren 7 günlük sürede icra dairesine bildirilmesi gerekir. İcra mahkemesine ise İİK'nun 71. maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle başvurulabilir. Somut olayda takip henüz kesinleştiğinden borçlunun başvurusu İİK.nun 71. maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zamanaşımına ilişkin olmayıp, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazıdır. O halde, takibin şekline göre borçlunun icra dairesi yerine mahkemeye yaptığı zamanaşımı itirazı fuzuli bir başvuru olup sonuç doğurmayacağından mahkemece itirazın bu gerekçe ile reddi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulüne dair hüküm tesisi isabetsizdir....
Mahkemece, borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı kabul edildiğine ve zamanaşımı itirazı da İİK'nun 169a maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğuna göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bakırköy 3....
TTK.nun 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zamanaşımı öngörülmüştür. Bonolarda takibin kesinleşmesinden önceki zamanaşımı itirazı İİK.nun 168/3. maddesine göre 5 günlük süreye tabi ise de, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede İİK.nun 71. maddesi göndermesi ile İİK.nun 33/a maddesi gereğince süreye tabi değildir (HGK.nun 4.11.1998 tarih ve 1998/12-763 E. - 1998/797 K.). O halde, takip sonrası zamanaşımı itirazı süresiz olarak ileri sürülebileceğinden itirazın TTK.nun 749. maddesi koşullarında esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir. Somut olayda, Mahkemece, davacının fazla çalışma yaptığı kabul edilerek söz konusu ücret alacağı hüküm altına alınmıştır.Ancak davalı taraf davacının ıslah dilekçesine karşı kanuni süre içerisinde zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Bu durumda, davacının hak kazandığı fazla çalışma ücret alacağının yöntemine uygun biçimde ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı itirazı değerlendirilerek belirlenmesi gerekirken Mahkemece, zamanaşımı itirazı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı dava dilekçesinde hafta tatili alacağı talebinde bulunmasına rağmen, söz konusu talep hakkında hüküm kurulmaması da hatalı olmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hakkı olmayan yere tecavüz HÜKÜM : Düşme Gereği görüşülüp düşünüldü: Katılan vekilinin temyiz talebi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine zamanaşımı süresinin durması nedeniyle yerinde görülmüş ise de; Mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen düşme kararı; zamanaşımı süresinin inceleme tarihinde dolmuş olması karşısında sonuç itibariyle isabetli kabul edilen hükmün ONANMASINA, 12.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlunun başvurusu; icra takibinin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olup, İİK'nun 169/a maddesine dayalıdır. Anılan maddenin 5. fıkrası uyarınca; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur.” Öte yandan, İİK.nun 169/a-6. maddesi; borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde, kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklının, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği hükmünü içermektedir. Mahkemece borçlunun zamanaşımı itirazı kabul edildiğine göre, takibin durdurulmasına karar verilmesi yerine takibin kaldırılmasına hükmedilmesi ve zamanaşımı itirazı esasa ilişkin nedenlerden olmadığı halde alacaklının inkar tazminatı ile sorumlu tutulması isabetsiz olup, hükmün belirtilen nedenlerle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Dava dilekçesi 5.5.2011 tarihinde davalı tarafa tebliğ edilmiş, davalı vekili 10 günlük süresi içinde 13.5.2011 tarihli cevap dilekçesinde yetki işbölümü ve zamanaşımı itirazında bulunmuş, mahkemece 2.6.2011 tarihli oturumda davalının yetki itirazının reddine karar verilmiş; işbölümü ve zamanaşımı itirazları yönünden olumlu veya olumsuz hiç karar verilmemiştir. İşbölümü ve zamanaşımı itirazı hakkında inceleme yapılıp karar verildikten sonra işin esasına girilmesi, öncelikle bu hususların sonuca bağlanması gerekir....
Gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili şirkete ait, davalıya kasko sigortalı aracın, meydana gelen tek taraflı kaza sonucu hasarlandığını, başvuruya rağmen davalı sigortanın ödeme yapmadığını, 13.800.00 TL’nın, faiziyle birlikte tahsili için başlatılan ilâmsız icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, yetki itirazı ve zamanaşımı def’inde bulunup, sürücü değişikliği yapıldığını, tazminat miktarının fâhiş olduğunu bildirerek, davanın reddini savunmuştur....
E) Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Mahkemece, fazla çalışma ücreti hesabı açısından maddi hata yapıldığı ve davalı vekilince zamanaşımı itirazında bulunulduğu gerekçesi ile haftalık fazla mesai saati 18,5 saaat kabul edilerek ve zamanaşımı itirazı olduğu açıklaması ile bilirkişi raporunda el yazısı ile düzeltmeler yapılarak karar verildiği anlaşılmıştır. Öncelikle haftalık çalışma saatine ilişkin Mahkeme saptaması ve yapılan hesaplama denetlenememektedir. Ayrıca bilirkişi raporundaki "ıslah tarihi itibariyle zamanaşımına uğrayan alacak yok" ibaresinden hesaplamada ıslah tarihi itibariyle zamanaşımının da değerlendirildiği izlenimi edinilmektedir. Oysa davalı vekilinin ıslaha karşı zamanaşımı itirazı yoktur....