Borçlunun başvurusu bu hali ile icra takibinin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olup, İİK'nun 169/a maddesine dayalıdır. Anılan maddenin 5. fıkrası uyarınca ise; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur.” Mahkemece, borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 7....
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Kararı davacı vekili istinaf etmiştir,İstinaf dilekçesinde;davanın haklı olarak açıldığı,kaçak elektrik tüketiminden dolayı TTK553.madde ve devamı gereği şirket ortağı ve yetkilerinin de sorumluluğu olduğu,davalı T4'nın zamanaşımı itirazı olmadığı gibi,diğer davalıların da takipte ödeme emrine itirazları sırasında zamanaşımı itrazında bulundukları,davada cevap dilekçesi ile ileri sürülmüş zamanaşımı itirazlarının bulunmadığını belirterek kararın usul ve hukuka aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada , iki davalı yönünden takipte yapılan zamanaşımı definin itirazın iptali davasında davaya cevap verilmeyerek cevap dilekçesinde ileri sürülmemesi nedeniyle ,takipteki zamanaşımı definin davada ileri sürülmese bile mahkemece resen dikkate alınıp alınmayacağı tartışılmalıdır....
Somut olayda , davalı vekilinin 26.11.2010 hakim havale tarihli dilekçesi ile yaptığı zamanaşımı itirazı gecikmiş itiraz olup davalı vekilinin bu dilekçesi duruşmada okunmamış ise de , davalı vekili son oturumda “... zamanaşımı talebinde bulunmuştuk.Davanın bu nedenle reddini talep ediyoruz...” beyanıyla zamanaşımını ileri sürmüştür. Davalı vekilinin zamanaşımı itirazına davacı tarafından açıkça karşı çıkılmadığından zamanaşımı def'i geçerli olup mahkemece değerlendirilerek hüküm kurulması gerekirken yetersiz gerekçe ile zamanaşımı itirazının dikkate alınmaması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın , yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA , peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Kambiyo senetlerine mahsus takibe yönelik itiraz ve şikayetlerde icra mahkemesi; varsa, önce borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazı, ardından senedin kambiyo vasfını haiz olmadığı ya da alacaklının yetkili hamil olmadığı iddiasına dayalı İİK'nın 170/a maddesinde yazılı şikayeti, ardından imzaya itirazı ve son olarak da borca itirazı değerlendirmek suretiyle sonuca gitmelidir. Somut olayda; davacının talepleri içerisinde yukarıda sayılanlardan yetki ve imza itirazı bulunmamaktadır....
Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı itirazına davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa(suskun kalınmışsa) zamanaşımı itirazı geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı itirazının geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı itirazına davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı itirazı dikkate alınmaz. Somut uyuşmazlıkta, davacı yargılama aşamasında davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığına dair beyanda bulunmamış, hatta ön inceleme duruşmasında Mahkemenin davanın kısmi alacak davası olduğu tespitine yönelik davacı vekilinin bir itirazı da olmamıştır....
Somut olayda, davalı itirazın iptali davasına karşıverdiği cevap dilekçesinde zamanaşımı def'inde bulunmamış, rücu koşulları oluşmadığını savunmuş, mahkemece icra takibinde davalı vekilinin zamanaşımı definde bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği gibi zamanaşımının dolduğu savunması bir def’i niteliğindedir. Bu bakımdan zamanaşımı, alacaklının borçluya karşı dava açma veya icra takibinde bulunma hakkını ortadan kaldırmamakla birlikte, açılan davada veya başlatılan takipte borçlunun zamanaşımı def’ini ileri sürmesiyle, alacaklının ifa talebinin reddine neden olmaktadır. Bu nedenle zamanaşımı alacak hakkının ifa edilebilirliğine etki etmekte, alacağın ifasının borçlunun iradesine bırakılmasına neden olmaktadır....
Davalı vekili tebliğden sonraki ilk oturum olan 23/02/2011 tarihine kadar zamanaşımı itirazında bulunmadığından bu tarihten sonra yapılan zamanaşımı itirazı gecikmiş olup, davacı vekilince açıkça karşı çıkıldığından hüküm ifade etmez. 27.01.2011 tarihinde tebliğ edilen ıslah dilekçesinin 06/04/2011 tarihli duruşmada tekrar elden tebliği de sonuca etkili değildir. Bu itibarla davalı vekilinin gecikmiş zamanaşımı itirazı reddedilerek hüküm kurulması gerekirken geçersiz zamanaşımı definin dikkate alınması hatalı olduğu…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Yerel mahkeme tarafından verilen 06.03.2013 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın itirazı kabil kararlardan olması karşısında, Cumhuriyet Savcısının bu karara yönelik itirazı ile ilgili olarak mahallinde itirazı inceleyecek merci tarafından karar verilmesi gerekirken, işten el çeken mahkeme tarafından zamanaşımı süresi dolduğundan bahisle verilen 02.04.2013 tarihli hukuken geçersiz olan düşme kararına yönelik katılan vekilinin konusu bulunmayan temyiz talebinin REDDİNE, Cumhuriyet Savcısının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazının merciince değerlendirilmek üzere dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet...
Hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde ıslaha karşı zamanaşımı itirazı nedeniyle zamanaşımına uğrayan fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı bulunduğu anlaşılmakta olup mahkemece ıslaha karşı zamanaşımı itirazı dikkate alınmadan fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının hüküm altına alınmış olması bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....