Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki zamanaşımı şikayeti uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince; şikayetin kabulü ile şikayetçi borçlu hakkındaki icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Kararın şikayet edilen alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet edilen alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 556 sayılı KHK'ya muhalefet HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Katılanın 19/02/2013 tarihli şikayeti nedeniyle sanık hakkında 24/09/2013 tarihli iddianamenin düzenlendiği; birleştirilen diğer dosyada ise katılanın benzer mahiyetteki 10/09/2013 tarihli şikayeti nedeniyle sanık hakkında 06/02/2014 tarihli iddianamenin düzenlenip kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında, hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği ve iddianamenin düzenlenmesinden sonraki eylemlerin ayrı bir suç teşkil edeceği gözetilmeden, sanık hakkında TCK’nun 43/1. maddesi uygulanmak suretiyle tek bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, iki ayrı cezaya hükmedilmesi, Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı...
Mahkemece haczedilemezlik şikayeti hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Borçlunun haczedilmezlik şikayeti de incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yargıtayca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2-Haczedilemezlik şikayeti yönünden; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 18,40 TL onama harcının mahsubuna bakiye 2,75 TL harcın temyiz edenden alınmasına, 30/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : İftira HÜKÜM : Beraat Gereği görüşülüp düşünüldü: İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesinin gerektiği somut olayda sanığın şikayeti üzerine aldırılan adli raporda darp izlerinin belirlendiği ve müştekinin de sanığı tartaklayıp, ıslattığını kabul etmesi dikkate alındığında maddi vakalara dayanan sanığın şikayeti ve beyanlarının suç işlemediğini bildiği kimselere suç atmak niteliğinde olmayıp Anayasası'nın 74. maddesinde düzenlenen anayasal şikayet ve dilekçe verme hakkı kapsamında kaldığı anlaşılmakla, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir....
in müdafii aracılığıyla verdiği 11.06.2007 tarihli dilekçeyle müşteki hakkında yaptığı "güveni kötüye kullanma" suçlamasıyla ilgili olarak dosya kapsamında verilmiş herhangi bir karara rastlanılmadığı gibi müştekinin, sanığın hakkındaki şikayeti nedeniyle mi yoksa müştekinin uyuşmazlığa konu aracı sattığı ... isimli şahsın, müşteki ile sanık haklarında yaptığı "hırsızlık" şikayeti nedeniyle mi gözaltına alınarak ifadesinin alındığı hususları netleştirilmeden, eksik araştırma ile mahkumiyet kararları verilmesi, Kabule göre de; Sanık müdafiin duruşmada lehe hükümlerin uygulanmasını talep etmesine rağmen hakkında kısa süreli hapis cezaları tayin edilen sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 50. ve 51. maddelerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda değerlendirme yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hükümler kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321...
KARAR Davacı, davalının kendisinden aldığı borç karşılığında vermiş olduğu 42.500 Euro’luk senet bedelini ödemediğini, davalı hakkındaki şikayeti üzerine açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda, davalının mahkumiyetine karar verildiğini, dosyanın temyiz aşamasında olup, henüz kesinleşmediğini ileri sürerek, senet bedeli olan 42.500 Euro karşılığı 73.000 YTL alacağının 23.7.2002 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, alacağın zamanaşımına uğradığını, daha önce aynı konuda açılan derdest bir dava bulunduğunu, senedin bedelsiz olduğunu, ceza mahkemesince verilen kararın da henüz kesinleşmediğini savunarak, davanın öncelikle derdestlik ve zamanaşımı nedeniyle usulden, kabul edilmediği takdirde ise esastan reddini dilemiştir....
O halde, şikayete konu dosyanın imha edildiği bildirilmiş ise de icra dosyasının akıbetinin detaylı bir şekilde araştırılarak, mahkemece, gerekirse yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerde belirtildiği şekilde icra dosyanın ihyasına karar verilip dosya ihya edildikten sonra borçlunun zamanaşımı şikayeti incelenerek oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, HMK'nın 353/(1)-a-6. maddesi gereğince dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacının istinaf başvurusunun belirtilen sebeplerle kabulüne, Sakarya 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 24/05/2022 tarihli ve 2021/242 Esas, 2022/153 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1- a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2- Davanın yeniden görülmesi ve önceki kararla bağlı kalmaksızın yeniden hüküm kurulması için dosyanın Sakarya 2....
Dava İİK'nun 169/a maddesi uyarınca açılmış zamanaşımı ve borca itiraz davasıdır. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, usulsüz tebligat iddiasının davanın 5 günlük süresinde açıldığını tespite yönelik bir iddia olmasına, ayrı bir dava olmamasına, İİK'nun 169/a maddesi uyarınca borca itirazın ispatına yönelik yazılı delil sunulmamış olmasına, takibe dayanak senedin bono vasfında olmasına, davalı alacaklı vekili tarafından dava konusu takip dosyasında zamanaşımı kesen işlemlerinin yapılmasına, 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmamış olmasına, ödeme emri tebligatının usulüne uygun yapılmamış olmasının zamanaşımı kesen talepler yönünden sonuca etkili olmamasına, ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir....
İhtiyati haczin infazına ve hacizlerin kaldırılmasına ilişkin şikayeti inceleme görevi İİK.nun 261 ve 266.maddesi uyarınca icra takibine başlandıktan sonra icra mahkemesine aittir. Bu durumda mahkemece, borçlunun ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına ilişkin şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu yöndeki istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan borçlunun zamanaşımı itirazı mahkemenin de kabulünde olduğu üzere İİK.nun 168/5.maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olup, anılan madde uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük sürede icra mahkemesine bildirilmelidir. İtiraz süresinin başlaması için borçluya ödeme emri tebliği zorunlu olup, takibi öğrenmiş olması süreyi başlatmaz. Öğrenme ile sürenin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunması gerekir....