Kozan İcra Dairesinin 2013/2409 esas sayılı dosyasının zaman aşımı nedeniyle takibin iptaline, tüm haciz ve icra işlemlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zaman aşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zaman aşımı defi dikkate alınmaz. Zaman aşımı definin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi de mümkündür (Yargıtay HGK. 04.06.2011 gün 2010/ 9-629 E. 2011/ 70. K.). Somut olayda davalı tarafından cevap dilekçesiyle zaman aşımı defi ileri sürülmesine rağmen hükme dayanak bilirkişi raporunda bu husus gözetilmeksizin hesaplama yapıldığı gibi, mahkemece davacının vaki zaman aşımı defi nedeniyle zaman aşımına uğrayan alacaklarının dışlanarak zaman aşımına uğramayan alacak miktarında kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde zaman aşımı defi dikkate alınmaksızın karar verilmesi hatalı olup hükmün açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
herhangi bir işlem yapmaması nedeniyle haczin düştüğünü ve dosyanın icra müdürlüğü tarafından kapatıldığını beyan ederek, zaman aşımı nedeniyle maaşı üzerine konulan haczin İİK. 106 ve 110 maddeleri uyarınca kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Maddesi gereğince zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılması ve takipsiz bırakılan süre için faiz yürütülmesine yönelik kararın iptali için dava açılması zorunluluğu doğduğunu beyanla, davanın kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ilama bağlı alacağın zaman aşımına uğramasının söz konusu olmadığını, davaya konu edilen icra dosyasındaki son işlem tarihi itibariyle 10 senelik zaman aşımı süresinin geçmediğini, son işlem tarihinin 30/05/2012 tarihi olduğunu, bu tarih itibarı ile davacının adına kayıtlı araç olup olmadığının tespiti hususunda Trafik Tescil ve Denetleme Müdürlüğüne müzekkere yazılmasının istenildiğini, davacının faize yönelik iddialarının da yerinde olmadığını, icra dosyasının işlemden kaldırılmış olmasının takibin yapılmamış olduğu sonucu doğurmayacağını beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Ceza Dairesinin 03.02.2014 tarihli ve 2013/23474 Esas, 2014/2417 sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, denetim süresi içinde dava zaman aşımının duracağı ve zaman aşımının denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen hükümlülük kararının kesinleşmesi koşuluyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı, Dosya kapsamına göre; kayden 15.11.1999 doğumlu olan ve suçun işlendiği 20.08.2014 tarihinde 12-15 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında kasten yaralama suçundan eylemine uyan 5237 sayılı Kanun'un 86/2. maddesinde öngürülen cezanın miktar ve nev’i itibariyle tabi olduğu aynı Kanun’un 66/1-e ve 66/2. maddeleri uyarınca asli zaman aşımı süresinin 4 yıl, olağanüstü zaman aşımı süresinin ise 6 yıl olduğu, Suça sürüklenen çocuğun 16.12.2014 tarihinde sorgusu yapılarak zaman aşımı süresinin kesildiği, 4 yıllık olağan zaman aşımı süresinin sorgu tarihinden itibaren yeniden işlemeye...
aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2013/1164 sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine konu, Tarım Kredi Kooperatifi'nin 26/06/1995 tarih ve 988-987 ve 986 nolu kredi borç senetlerinin zamanaşımına uğradığını, İİK'nun 33/a maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını ve takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece; İİK'nun 39. maddesinde ilama müstenit takiplerin son muamele üzerinden 10 sene geçmekle zaman aşımına uğrayacağı belirtilmiş ise de bu hususun derdest olan dosyadaki son muamele olarak anlaşılması gerektiği, daha önce farklı icra dairelerinde takipler yapıldığı, aciz vesikası alındığı, o dosyalar üzerinden işlemlerin kaldığı yerden değil de farklı bir icra dairesinde ve farklı esaslarla yeniden takip başlatılması nedeniyle İİK'nun 33/a maddesi gereğince zamanaşımı sebebiyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiş, hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir....
Mahkemece, davanın İİK'nın 33/a maddesine dayalı olarak açılan takibin zaman aşımına uğramadığının tespiti davası olduğu, bu nedenle ihtilafın çözümünde yerel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, İİK 33/a maddesine göre açılmış, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararına itiraz davasıdır....
İcra Müdürlüğünün 2005/13701 Esas sayılı dosyası üzerinden 05.09.2005 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı ve icra dosyasında en son işlemin T5' in 31.05.2006 tarihinde icra takibi borcunun tamamına icra kefili olması işlemi olduğu, daha sonra dosyanın takip edilmemesi nedeniyle işlemden kaldırıldığı, 09.12.2015 tarihinde alacaklı vekili tarafından dosyanın yenilenmesi talebinde bulunulduğu, dosyanın 2015/13655 E. numarasına kaydedildiği anlaşılmıştır. Davalılardan T3 tarafından zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına ve takibin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davada Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 05/01/2016 tarih 2015/1101 Esas - 2016/2 Karar sayılı kararı ile "Şikayetin kabulü ile her iki takip dosyasında zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına," karar verildiği, davalı T1 vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay 12....
Dairemizce, zaman aşımı sorunu nedeni ile öncelikle davalı T14 açısından yapılan incelemede; İşbu davalı kredi veren kuruluş olup, davalıya yönelik menfi tespit ve istirdat davası açılmış bulunmaktadır. Davalının murise kredi kullandırdığı, davalının kredi borcu nedeni ile hesabı kat ederek Suluova İcra Dairesi'nin 2015/1764 Esas sayılı dosyasında 25/12/2015 tarihinde icra takibi yaptığı, borcun sözleşmeden kaynaklı olması nedeniyle olaya borcun muaccel hale geldiği tarihten itibaren sözleşmeye uygulanması gereken 10 yıllık zaman aşımı süresinin uygulanması gerektiği, olayda murisin ölüm tarihi, borcun muaccel olduğu tarih, kat tarihi ve istirdat talebi açısından ise ödeme tarihleri olan 2015 yılı düşünüldüğünde, bu davalı hakkındaki davanın zaman aşımına uğramamış olduğu açıkça anlaşılmış bulunmaktadır. Bu nedenle bu davalı hakkındaki davanın zaman aşımı nedeniyle reddi yerinde bulunmamış olup, kararın bu nedenle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir....