hükmü gereğince bir ve on yıl olduğu, haksız rekabet açısından eylem suç teşkil etse bile sekiz yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle bu davalılar yönünden davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince istinaf edilmiştir....
aşımı süresi covid pandemisi nedeniyle durmuş olmasına ve ayrıca arabuluculuk sürecinde de zaman aşımı süresinin durmuş olmasına rağmen, hatalı bir şekilde davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verildiğini, ayrıca eldeki davadaki kazanın, araç sürücüsünün pervasızca davranışı sonucunda meydana geldiğini, bu nedenle TTK'nın 855/5. maddesi uyarınca somut olayda 3 yıllık zaman aşımı süresinin uygulanmasının gerektiğini, yine TBK'nın 72. maddesi hükmü uyarınca, eldeki davada meydana gelen kazada ceza zaman aşımı sürelerinin uygulanmasının gerektiğini, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 179/2-3. maddesi uyarınca ceza davası zamanaşımı süresinin 8 yıl, TCK 179/1. maddesi açısından ise 15 yıl olduğunu, bu nedenle de davanın zaman aşımına uğramadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak talepleri doğrultusunda kaldırılmasını istemiştir....
Asliye Ceza Mahkemesinin 25.09.2013 tarih ve 2008/181 Esas, 2011/765 Karar sayılı ek kararı ile yargılamanın yenilenmesine ilişkin talebinin kabulüne karar verildiği halde hükümlü hakkında karar verilmemiş ise de, mahallinde karar verilmesi mümkün kabul edilmiştir. 5237 sayılı TCK’nin 66/5. maddesine göre; aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zaman aşımı süresi yeni baştan işlemeye başlayacağı, hükümlüler hakkında 11.07.2013 tarihinde yargılamanın yenilenmesine karar verildiği belirlenerek yapılan incelemede; Hükümlülere yüklenen suçun gerektirdiği cezanın kanunda belirtilen türü ve üst haddine göre; 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli zaman aşımı süresine tabi olduğu, zaman aşımının yeniden işlemeye başladığı 11.07.2013 tarihinden karar tarihine kadar asli zaman aşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz...
alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetçi hakkında genel zaman aşımı hükümlerinin uygulanması gerektiği, on yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kaldırılarak şikayetin reddine karar verildiği, karara karşı şikayetçi tarafından temyiz isteminde bulunulduğu görülmektedir....
Sulh Ceza Mahkemesinin 02.07.2009 tarih ve 2008/851 Esas, 2009/1013 Karar sayılı kararı 14.09.2009 tarihinde kesinleştirilmiş ise de; sanığın yokluğunda verilen kararın sanığa 31.12.2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, sanık tarafından verilen 03.01.2020 tarihli dilekçenin temyiz istemine ilişkin olduğu belirlenerek yapılan incelemede: Sanığa yüklenen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst haddine göre, 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e, 67/3-4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zaman aşımı süresinin 02.07.2008 ile inceleme tarihi arasında olağanüstü zaman aşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenle 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve gerçekleşen zaman aşımı nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK'nin 223/...
e isnat edilen tefecilik suçu için TCK 241/1. maddesinde öngörülen ceza üst sınırı itibarıyla 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 8 yıllık asli ve 12 yıllık ilaveli dava zaman aşımı sürelerine tabi olduğu, suç tarihi olan 01/02/2006 ile temyiz inceleme günü arasında ilaveli dava zaman aşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından hükmün 5237 sayılı TCK'nın 7/2 ve 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE, Sanık ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı, konut dokunulmazlığının ihlali HÜKÜM : Beraat İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü: Sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde; Tüm dosya kapsamı ve gerekçe içeriğine göre mahkemece kabul ve takdir kılınmış beraat hükümleri usul ve kanuna uygun bulunduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz talebinin reddiyle hükümlerin ONANMASINA, Sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince; Sanığa isnat edilen konut dokunulmazlığının ihlali suçunun 5237 sayılı TCK'nın 116/1-4. maddelerinde düzenlenip, öngörülen cezaların üst sınırları itibarıyla aynı Kanunun 66/1-e. maddesinde belirtilen 8 yıllık asli dava zaman aşımı süresine tabi bulunduğu ve bozma öncesi zaman aşımı son kesen işlem olan 21.04.2011...
Somut olayda; riziko 16/01/2009 tarihlerinde meydana gelmiş ve buna göre 5 günlük ihbar süresi de eklendiğinde 2 yıllık süre 22/01/2011 tarihinde dolacak olduğundan ve dava açılmayan kısım için zaman aşımı işlemeye devam edeceğinden, bu durumda mahkemece, süresi içinde davalı tarafça ileri sürülen zaman aşımı defi nedeni ile davanın zaman aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu kabul edilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulüne, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından dairemizce davanın esası hakkında HMK'nun 353/1- b-2 madde gereğince hüküm kurularak, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile; İzmir 4....
sürüklenen çocuğun üzerine atılı ırza geçme suçunun zaman aşımı süresi yönüyle lehe olan 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 5237 sayılı TCK'nın 103/2. maddesinde öngörülen cezanın üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 66/1-d, 66/2. maddelerinde belirlenen 15 yıllık asli ve ilave dava zaman aşımına tâbi bulunduğu ve duran zaman aşımı süresinde nazara alındığında suç tarihi olan 2002 yılı Eylül ayı ile inceleme günü arasında bu sürenin geçtiği anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK'nın 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddeleri gözetilerek hükmün 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının aynı Kanunun 322 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca zaman aşımı sebebiyle DÜŞMESİNE, 26.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Davacının zaman aşımı itirazı bulunduğundan öncelikli olarak bu konunun irdelenmesi gerekir. Dava Rekabet Kurumu'nun tespit ettiği karara dayalı haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasıdır. TBK'nın 72. maddesine göre 2 yıllık zaman aşımı süresi zarar görenin öğrendiği tarihten itibaren başlar. Ancak 4054 Sayılı Kanun'un 16. maddesinde idari para cezası öngörülmesi nedeniyle Kabahatlar Kanunu 20. maddesindeki öngörülen zaman aşımı süresi uygulanmalı ve zaman aşımı başlangıç süresi de kurul kararının kesinleşmesinden itibaren başlatılmalıdır. Dosya incelendiğinde Rekabet Kurulu kararının henüz kesinleşmediği anlaşıldığından 2 yıllık dava zaman aşımı süresinin henüz dolmadığı açıktır. Yine dava tarihi itibarıyla 10 yıllık zaman aşımı da dolmamıştır....