Zaman aşımı başlangıcının bu durumda sürekli ... göremezlik oranının artma göstererek % 16,2 den % 37'ye yükseldiği 25.04.2002 tarihi olarak kabulü gerektiğinden davanın açılış tarihi itibariyle BK 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zaman aşımı dolmadığından davanın esasına girilmesi gerekirken aksine düşüncelerle zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27/12/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre davacının tazminat isteminin zaman aşımına uğradığı, davalının ıslah yolu ile zamanaşımı definde bulunabileceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili 19.09.2011 günlü dava dilekçesi tebliği üzerine süresinden sonra 17.10.2011 tarihinde verdiği cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmuş, bunun kabul edilmemesi halinde ıslah yoluyla zamanaşımı defi taleplerinin kabul edilmesini istemiştir. Davacı vekili ıslah yoluyla zamanaşımı defi talebinin 11.11.2011 tarihinde tebliği üzerine süresinde 14.11.2011 tarihinde ıslah yoluyla zamanaşımı defi talebine muvafakat etmediklerini bildirmiştir. Bir davada cevap dilekçesinin verilmesi usuli bir işlemdir....
Davalı zaman aşımı savunmasına dayanmıştır. Uyuşmazlık, eldeki davada zaman aşımı süresi ile zaman aşımının dolup dolmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı banka alacağın zaman aşımına uğramadığını, kredi alacağının fon alacağına dönüştüğünü, 5411 sayılı Bankacılık Kanunun uyarınca fon alacaklarının yirmi yıllık zaman aşımı süresine tabii olduğunu ileri sürmüştür. Ne var ki, eldeki dava dosyasına konu alacağın yazılı temlik sözleşmesi uyarınca davacı bankaya devredildiği, temlik eden Tasfiye Halinde ... A.Ş.'nin fona devredilen bankalar arasında yer almadığından temlike konu alacağın 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 132/8. maddesi hükmü uyarınca fon alacağına dönüşmeyeceği, bu itibarla somut olayda uygulanması gereken zaman aşımı süresinin genel zaman aşımı süresi olan on yıllık süre olduğu anlaşılmıştır. Nitekim; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/6451 Esas, 2014/12973 Karar sayılı ilamında: "......
Davalı vekili davacı vekilinin 13/06/2014 harç tarihli ıslah karşı zaman aşımı def' inde bulunmuştur. Mahkemece ıslaha karşı yapılan zamanaşımı def'i değerlendirilmeden hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 23/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir. 1086 sayılı HUMK yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz. Zamanaşımı definin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi de mümkündür (Yargıtay HGK. 04.06.2011 gün 2010/ 9-629 E. 2011/ 70. K.)....
Karar sayılı ilamının kesinleştiği, TCK 155/2 43/1 zincirleme suç olarak kabul edildiği, CMK 66/6 uyarınca zincirleme suçlarda suçun en son işlendiği tarih zaman aşımı başlangıç tarihi kabul edileceğinden sigorta poliçesi kapsamında ve mahkemenin de kesinleştiği suç tarihi olarak 05/05/2018 tarihinin poliçe başlangıç ve bitiş süresi içerisinde olduğu, ceza zaman aşımı süresi olarak da 8 yıl uygulanacağından davalının zaman aşımı definin reddine karar verilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre; 1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE 90.000 TL'nin dava tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine, Davalının zaman aşımının defi bakımından İzmir 35.Asliye Ceza Mahkemesinin ... E.-......
Ayı için düzenlendiği, borcun ait olduğu aylara göre değişik yasa maddeleri ve farklı zaman aşımı süreleri uygulanmacak olup, başlangıç tarihi yönünden de borcun ait olduğu döneme göre farklı tarihler için farklı yasal düzenlemeler bulunmaktadır. 06/07/2004 e kadar geçen dönem için prim borçları bakımından 6183 SY nın 102. Maddesi gereği zaman aşımı süresi 5 yıl olup , zaman aşımı başlangıç tarihi borcun tahakkuk ettiği tarihi takip eden yıl başından itibaren başlar. Buna göre takibin ait olduğu aylardan 2004 yılı 5.ay prim borcu 6. Ay sonuna kadar ödenecek olup, bu ay dahil bu döneme kadar geçen tüm ay borçları için zaman aşımı süresi 01/01/2003 de başlayıp 01/01/2008 de sona ermektedir. 2004 yılı 6 ve 7, 8. Ay için ise zaman aşımı süresi 10 yıl olup, başlangıcı BK 128 mad gereği borcun muacer olduğu yani ödeme gününün sonundan itibaren uygulanacak olup buna göre 2004 yılı 8. Ay primi 9....
Zaman aşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zaman aşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır. Bu itibarla zaman aşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir. Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir....
DAVA KONUSU : TAKİBİN TALİKİ VEYA İPTALİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine bonoya istinaden kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatıldığını, dosyanın işlemsiz kalması neticesinde arşive kaldırıldığını, alacaklı vekili tarafından 10/07/2019 tarihli yenileme talebi sonucunda icra dosyasının 11/07/2019 tarihinde yenilendiğini, 05/02/2015 tarihi ile 11/07/2019 tarihleri arasında her hangi bir işlem yapılmadığını, 3 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiğini belirterek zaman aşımı nedeniyle takibin durdurulmasına, icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 11/01/2021 gün, 2020/974 E. 2021/16 K. sayılı kararla; "Süre aşımı sebebiyle davanın REDDİNE" karar verilmiştir.....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; "USULE İLİŞKİN İTİRAZLARA DAİR KARAR A- Her ne kadar davalı vekili cevap dilekçesinde davacının HMK 107 maddesinde düzenlenen davayı açmakta hukuki menfaati olmadığını beyan etmişse de, belirsiz alacak davalarındaki kesin yargılama miktarının yargılama neticesinde ortaya çıktığı dikkate alınarak davalı vekilinin bu talebinin reddine, B- Belirsiz alacak davalarında talep sonucunun ıslahı mümkün olup, 6100 sayılı HMK 107/2 maddesi gereğince belirlenen bu alacak miktarı için dava tarihi itibarı ile zaman aşımı kesilmiş olacağından artırılan miktar için davalının yapacağı zaman aşımı defi dikkate alınmaz. Bu nedenle davalı vekilinin artırılan alacak kalemleri hakkında zaman aşımı itirazının reddine karar vermek gerekmiştir....