Bu sebeple zaman aşımı def'i ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir. Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zaman aşımı def'i de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Somut olayda, dava konusu alacaklar davacı tarafça 28.09.2011 tarihinde ıslah edilmiş olup, davalı ... İnş. Tur. Ltd. Şti. vekili ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar zaman aşımı def'i ileri sürememiş ise de, 23.02.2012 tarihli ek bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ıslaha konu olan miktar yönünden zaman aşımı def'ini ileri sürmüştür. Söz konusu dilekçe aynı tarihli oturumda okunmuş ve bir sureti davacı vekiline verilmiştir. Davacı vekili zaman aşımı definin süresinde yapılmadığına dair hemen ve açıkça karşı çıkmamıştır. Böyle olunca ıslaha konu olan miktar yönünden zaman aşımı def'i değerlendirilerek bir karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir....
Davalı vekili, davacının ücretinden yapılan tasarruf teşvik kesintilerinin banka hesabına aktarıldığını, dava konusu alacağın zaman aşımına uğradığını, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; uyuşmazlığın işverence kesilmeyen ve bankaya yatırılmayan tasarrufu teşvik kesintileri ve katkı payları ile bunların nemalarının tahsiline yönelik olduğu, bu niteliği ile işçi işveren arasındaki bir alacak konusunu teşkil ettiği ve beş yıllık zaman aşımı süresine tabii olduğu, zaman aşımı süresinin başlangıç tarihinin 3417 sayılı İş Kanun'un yürürlükten kaldırıldığı 29/04/2003 tarihi olması sebebi ile davanın açıldığı 14/07/2008 tarihinde zaman aşımı süresinin dolmuş gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında, davaya konu tasarruf teşvik ve nema alacaklarının zaman aşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır....
Borç ilişkisinden doğan ifayı talep hakkı belli bir sürenin geçmesi nedeniyle zaman aşımına uğrayabilir. Borçlar Kanunumuz zaman aşımını borcu sona erdiren sebepler arasında saymıştır. Miras taksim sözleşmelerinden doğan borçlar için kanunda özel bir zaman aşımı öngörülmediğinden 10 yıllık zaman aşımına tabidir. Miras taksim sözleşmesinde zaman aşımının başlangıcını taşınmaz mal satış vaatlerinde olduğu gibi ferağ ümidinin kesildiği an olarak kabul etmek gerekir. İfa imkanı kesin olarak ortadan kalktığı tarihte ferağ ümidinin kesildiği kabul edilir....
Bu nedenle, yukarıda bir numaralı bentte belirtilen eksiklik giderildikten sonra, davalının ıslaha karşı ileri sürdüğü zaman aşımı defi de gözetilerek, talep edilen alacakların hesaplanması için yeniden bilirkişiden denetime elverişli rapor aldırılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Islaha karşı ileri sürülen zamanaşımı defi konusunda bir değerlendirme yapılmadan, denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna itibarla yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
Somut olayda, davalı Ego Genel Müdürlüğünün zaman aşımı definden diğer davalının yararlanması mümkün olmadığı halde davalı ... Belediyesinin sorumluluğunun zamanaşımı defi dikkate alınarak belirlenmesi hatalı olmuştur. Davalıların sorumlulukları ayrı ayrı belirlenmelidir. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 01.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yine somutlaştırılan talep kapsamına göre davalı tarafın zamanaşımı defi dikkate alınarak eğer var ise alacak tutarı hesaplanmalıdır. Eksik araştırma ve yazılı gerekçeyle hüküm kurulması hatalıdır." gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyma kararı verilerek devam edilen yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz: Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının işçilik ücretlerinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece karara esas alınan bilirkişi raporunda ödemelerin belirli ay ya da dönem açıklması içermediğinden bahisle zaman aşımı define kıymet verilemeyeceği değerlendirmesi yapılmıştır....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının alacağının zaman aşımına uğradığını dava dilekçesinde dava konusu alacağın temelinin 04.08.2008 ve 23.06.2008 tarihli iki adet faturaya dayandığının belirtilmiş olduğunu, bu tarihlerin üzerinden en uzun zaman aşımı süresi olan 10 yıllık süre çoktan geçmiş olmakla zaman aşımı definde bulunduklarını öncelikle davanın zaman aşımı hususunun göz önüne bulundurulmasını ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, davacının bu alacağının detayını ortaya koyması ve kanıtlaması gerekmekte olduğunu bu nedenle icra takibinde asıl alacak olarak belirtilen 9.380 TL ye ve işlemiş sözleşmesel faiz olarak hesaplanmış olan 15.668,35 TL'ye itirazlarını sunmuş olduklarını, Faktoring sözleşmesinin TBK md.20'de belirtilen genel işlemler koşullarına açıkça aykırı olduğunu, dava konusu alacak belirgin olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden davacının %20 icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığını, dava konusu alacağın öncelikle bilirkişi inceleme...
ve bu suretle takibin 3 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu belirtilerek bozma kararına direnilmiş ve önceki hüküm yeniden kurulmuş, direnme kararı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir....
Ancak mahkeme karar tarihinde savunmanın alındığı tarihten itibaren sekiz yıllık asli dava zaman aşımı süresinin dolduğunu dikkate almamıştır. Savunmanın alındığı tarihten itibaren işlemeye başlayan sekiz yıllık asli dava zaman aşımı süresi karar tarihinden önce dolmuştur. Bu nedenle mahkemenin asli dava zaman aşımı süresinin dolduğunu gözetmeden kurduğu 24/11/2015 tarihli mahkumiyet hükmü hukuka aykırıdır....
Davacının 23/09/2015 tarihi itibariyle vekili aracılığıyla davalı iş yerine noter ihtarnamesi göndererek bir kısım işçilik alacakları talebinde bulunup bu nedenle iş akdini feshettiğini, 3 gün içinde bu hak ve alacaklarını talep ettiği, hizmet süresinin bilirkişi tarafından 23/09/2015 tarihinde hizmet bittiği kabul edilerek hesaplandığı, bu hesaplamanın dosya kapsamına uygun olduğu, davalı tarafın iş akdinin kıdem tazminatı hak edilemeyecek şekilde sonlandırıldığını ispatlayamadığı bu nedenle davalı tarafın kıdem tazminatına hak kazanılmadığı ve hizmet süresi yönünden itirazlarının yerinde olmadığı, ıslaha karşı zaman aşımı definin incelenmesinden alacakların en eski tarihlisinin 2013 yılına ait olduğu, ıslah tarihi itibariyle fazla çalışma yıllık izin ve ücret alacağı için 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı, yıllık izin ücreti yönünden itirazların değerlendirilmesinde davalı tarafın hak edilen yıllık izinlerin kullandırıldığına ait imzalı izin defteri ve belge ibraz etmediği ya da...