Zaman aşımı defi dikkate alınarak alacaklar yeniden hesaplanmalıdır. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 12/10/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı ..., husumet itirazında ve zaman aşımı def'inde bulunduklarını, davacının ... Belediyesinde işçi olarak çalışmakta iken 5594 S.Y.gereği 15.06.2008 tarihinde ... Genel Müdürlüğüne devredildiğini, bu tarihten itibaren her türlü yasal hakkının ödendiğini, davacı taleplerinin ... ile ilgisinin bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Davalı ...,davacının 1991 tarihinden itibaren Belediye bünyesinde geçici işçi olarak çalıştırıldığını 5594 Sayılı Yasa Hükmü gereğince davacının Büyükşehir Belediyesine devredildiğini, husumet itirazında bulunduklarını, fazla çalışma yaptırılmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Karar, davalı ve dahili davalı vekillerince temyiz edilmiştir....
Dava konusunun iş kazasından kaynaklanan zararların tazminine ilişkin olduğunun kabulü sonrasında işbu davada uyuşmazlık konusu olan öncelikli husus, bu tür davalarda, gerek 818 sayılı B.K.’nun 125. maddesinde, gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesinde belirtilen 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolup dolmadığı noktasında toplanmaktadır. Hal böyle olunca, ıslah dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat istemine ilişkin olarak davalı tarafça süresi içinde zamanaşımı defi ileri sürüldüğü anlaşıldığından, ıslah ile artırılan kısmın zamanaşımı nedeniyle reddi gerekirken yazılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 26/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
TÜRK MİLLETİ ADINA Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği düşünüldü: Sanığın üzerine atılı 5327 sayılı TCK'nin 87/3. maddesi uyarınca "kasten yaralama" suçu için öngörülen cezanın türü, üst haddine göre ve 5560 sayılı Kanun'da yapılan değişiklik de dikkate alınarak, zaman aşımında lehe kanun prensibi geçerli olduğundan TCK'nin 66/1-e, 67/3-4. maddelerinde "8 yıllık olağan zaman aşımı süresi" ve "12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresi"nin öngörülmüş olduğu, yapılan temyiz incelemesinde sanık hakkında zaman aşımını son kesen işlem olan hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet kararının verildiği 12/04/2016 tarihi ile temyize konu hüküm tarihi arasında "8 yıllık olağan zaman aşımı" süresinin dolmadığı bu haliyle mahkemece verilen düşme kararının yerinde olmadığı ancak; 5271 sayılı CMK'nin 231/8. maddesinin son cümlesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasından sonra denetim süresi içerisinde dava zaman aşımının durduğu gözetilerek, hükmün...
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının istifa tarihinin 28/09/2010 olduğunu, istifanın 03/09/2011 tarihli genel kurulda görüşülen bilanço içinde 03/09/2011 tarihi itibariyle kesinleştiğini, takip tarihi itibariyle beş yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, zaman aşımı nedeniyle davanın reddine, aksi takdirde davacının davasının esastan reddine, davacı aleyhine % 20' den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının istifa tarihinin 28/09/2010 olduğunu, istifanın 03/09/2011 tarihli genel kurulda görüşülen bilanço içinde 03/09/2011 tarihi itibariyle kesinleştiğini, takip tarihi itibariyle beş yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, zaman aşımı nedeniyle davanın reddine, aksi takdirde davacının davasının esastan reddine, davacı aleyhine % 20' den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; ... tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda davacını yaralandığından bahisle cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemli eldeki dava açılmışsa da; davalı vekili tarafından süresinde verilen cevap dilekçesinde zaman aşımı itirazında bulunulmuş olup, olayda uygulanması gereken zaman aşımı hükümlerinin 2918 sayılı KTK 109/2 maddesinde ön görülen ceza zaman aşımı süresine tabi olduğu, kaza tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK' nın 102/4 maddesine göre de; ceza zaman aşımı süresinin olayda bir kişinin yaralanması nedeniyle 5 yıllık süreye tabi olduğu, zaman aşımının süresinin başlangıcının da TCK nın 103 maddesi uyarınca kaza tarihi olup, zaman aşımını kesen sebepler de değerlendirildiğinde ödeme yapılan en son ...tarihinden itibaren dava tarihi .. tarihi itibariyle 5 yıllık zaman aşımı süresi dolduğundan zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir....
Somut olayda; Mahkemece davaya karşı yapılan zaman aşımı def’i değerlendirilmiş ise de, davalılar vekilinin 23.03.2011 tarihli dilekçe ile ıslaha karşı yaptığı zaman aşımı def’iinin değerlendirilmemesi hatalıdır. 3- Davanın iki ayrı davalıya karşı açıldığı gözetilmeden, davalılar arasındaki hukuki ilişki gerekçelendirilmeden, hüküm altına alınan alacaklardan hangi davalının sorumlu olduğu açıklanmadan “ davalıdan “ denilerek hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekler yönünden zaman aşımı süresinin başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise o yasada öngörülen zaman aşımı süresinin uygulanması gerektiği, buna göre zaman aşımı süresi ibraz süresinin bitimi ile başlayacağından çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zaman aşımı süresinin nazara alınmasının zorunlu olduğu, zaman aşımı süresinin 6762 Sayılı TTK’nın 726. maddesini değiştiren 6273 Sayılı Kanunun 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde 6 ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise 3 yıl olduğu, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 133. maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan ve TTK’nın 730/18. maddesi gereğince çekler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 662. maddesinde zaman aşımını kesen sebeplerin, dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi şeklinde...
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak davacının fazla mesai yaptığı ve fazla mesai ücret alacağı bulunduğu anlaşılmakla ücret kapsamındaki fazla mesai ücretlerinin ödenmemesinin işçiye iş akdini haklı olarak fesih imkanı verdiği, böylece; davacı işçinin iş akdini haklı olarak fesih ettiği anlaşılmakla kıdem tazminatı almaya hak kazandığı, davalının davacının ıslah dilekçesine karşı zaman aşımı itirazında bulunması nedeniyle ıslah tarihi olan 29/01/2015 tarihinden itibaren hesaplama yapıldığında, 29/01/2010 tarihinin zaman aşımı tarihi olduğu, bilirkişinin 01/08/2004 - 01/10/2008 tarihleri arasındaki fazla mesaiye ilişkin kısmı hesapladığı görülmekle ıslah edilen kısmın zaman aşımına girdiği böylece ıslah edilen kısma ilişkin fazlaya dair fazla mesai alacağının reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. D) Temyiz: Kararı taraflar temyiz etmiştir....