Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEP ve GEREKÇELERİ : Davalı vekili süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle, performans prim alacağının ücret eki niteliğine haiz olup, 5 yıllık zaman aşımına tabi olmasına rağmen, yerel mahkeme tarafından kabul anlamına gelmemek kaydıyla zaman aşımı defi dikkate alınmaksızın hüküm tesis edildiğini, primin davalı şirket nezdinde geciktirici şarta bağlı bir borç olarak düzenlenmiş olup, çalışanların prime hak kazanmasının söz konusu şartın gerçekleşmesine bağlı olduğunu, fakat primin niteliği gereği ücret eki olduğundan 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi olup dava tarihi dikkate alındığında, geciktirici koşulun gerçekleşmesi ve davacının 2013 yılında performans primine hak kazandığının kabulü halinde dahi, davacının 31/12/2013 tarihi itibariyle performans prim alacağını hak kazanacak olduğu dikkate alındığında, 2013 yılına ait prim alacağının zaman aşımına uğradığını, mahkemece verilen kabul kararının hukuku aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararında önceki yıllarda...

Dosyadaki yazılara,hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine ve özellikle ikramiye ödemesi yapılan yıllar bakımından ayrıca ilave tediye alacağına hükmedilmemesinin Dairemiz uygulamalarına uygun bulunduğu, her ne kadar davanın kısmı dava olarak açıldığı ve kısmı davada ıslah edilen kısımlar yönünden süresinde zaman aşımı defi ileri sürülmesi halinde bu zaman aşımı define değer verilmesi gerekir ise de davalı vekilinin dosyaya sunduğu 19.09.2018 havale tarihli dilekçesindeki zaman aşımı definin ayrıca ve açıkça ıslahla arttırılan kısımlara yönelik olmayıp, cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla davaya karşı zaman aşımı define ilişkin olduğu, buna dair mahkemece gerekçesinin de isabetli olduğunun anlaşılmasına göre usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılan hükme yönelik davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 'nın 353/1- b-1. maddesi gereğince AYRI...

Bu nedenle davalının savunmasında zaman aşımı itirazında bulunması yeterli olup, zaman aşımı maddesinin yanlış gösterilmesi, olaya uygun olamayan hukuki nitelendirmede bulunması sonuca etkili değildir. Mahkemece verilen ilk kararın istinaf edilmesi üzerine, dairemizin 08/07/2021 tarih 2020/1670 E., 2021/1380 K. sayılı kararı ile davalının zaman aşımı definin değerlendirilmemesi gerekçesi ile kaldırılmış olup, mahkemece kaldırma kararımız sonrasında zaman aşımı defi değerlendirilerek istinaf konu karar verilmiştir. Gerek sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nun 126/4 ve gerekse 6098 sayılı TBK'nın 147/6. maddesine göre yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacaklar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Taraflar arasındaki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından, olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresi 5 yıldır. Zamanaşımı süresi alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar....

    Bu düzenlemeler dikkate alındığında,08.12.1993- 06.07.2004 tarihleri arasındaki döneme ait Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasa'nın 102. maddesinde belirtilen beş yıllık zaman aşımı süresinin, 06.07.2004 tarihinden sonraki alacaklar için ise genel zaman aşımı olan on yıllık zaman aşımı süresinin uygulanması gerekmektedir. Dosyadaki bilgi ve belgelerin tetkikinde; Dava konusu olayda 2018/29259 ve 2018/29260 nolu takip dosyalarından davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin 05/11/2018 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacı tarafından 6183 sayılı Yasa'nın 58 inci maddesinde öngörülen 15 günlük hak düşürücü süre içinde 08/11/2018 tarihinde ödeme emirlerinin iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır....

    dolduğu, davalının da süresi içerisinde zaman aşımı itirazında bulunduğu anlaşıldığından davanın zaman aşımı nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir....

      Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kısmen kabulü ile, 500 YTL maddi tazminatın ve 5.000YTL manevi tazminatın kaza tarihi olan 8.8.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı yana verilmesine, Fazla talebin davalı tarafın zaman aşımı defi nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına ve manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15.60....

        Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davalının zamanaşımı defi sonucunda davacının talep ettiği 14.000,00 TL. fazla çalışma ücreti alacağının indirimsiz 12.589,71 TL. 5.000,00 TL. talep ettiği hafta tatili ücreti alacağının indirimsiz 4.496,00 TL. ve 1.000,00 TL. talep ettiği genel tatil ücretinin indirimsiz 504,46 TL. olarak hesaplanması karşısında taktiri indirim dışında zaman aşımı nedeni ile reddedilen miktarlar olduğu halde zamanaşımı sonucu oluşan red nedeni ile vekille temsil edilen davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalı olup, bozma sebebi ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı...

          Zaman aşımı bir defi olarak yasal süresi içerisinde ileri sürülmedikçe mahkemelerce resen gözetilemez. Somut olayda; davalı vekilince cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde zaman aşımı defisine yer verilmediği, sadece ön inceleme duruşmasında zaman aşımı defisinin ileri sürüldüğü görülmüştür. HMK 141/1.maddesi uyarınca karşı tarafın açık muvafakati ile davalı, ön inceleme duruşmasında savunmasını genişletebilir. Davacı vekilinin ön inceleme duruşmasında zaman aşımı defisine karşı çıkması, savunmanın genişletilmesine açık olarak muvafakat ettiği sonucunu doğurmaz. Bu sebeple süresi içerisinde ileri sürülmeyen zamanaşımının dinlenmesi imkanı bulunmamaktadır. Davalı vekilinin istinaf itirazları bu yönüyle haksız ve yersizdir....

          niteliğinde, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 113 ada 458 parsel sayılı 912.86 m2 yüzölçümündeki taşınmaz arsa niteliğinde, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 113 ada 505 parsel sayılı 2560.10 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliğinde, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 113 ada 506 parsel sayılı 2559.91 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliğinde, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 113 ada 507 parsel sayılı 723.20m2 yüzölçümündeki taşınmaz bahçe niteliğinde, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 113 ada 508 parsel sayılı 420.66m2 yüzölçümündeki taşınmaz bahçe niteliğinde, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 113 ada 509 parsel sayılı 985.01 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliğinde, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 113 ada 510 parsel sayılı 466.00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliğinde, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 113 ada 511 parsel sayılı 314.20 m2...

            Zaman aşımı defi yönünden yönünden istinaf talebinde bulunan davalıların davaya süresinde cevap verip vermediği, süresinde verilen cevap dilekçesi ile zaman aşımı definde bulunup bulunmadıkları ve ıslaha karşı süresinde zaman aşımı definde bulunup bulunmadıkları saptanarak kaza tarihi, dava tarihi ve ıslah tarihlerine göre somut olayda uygulanması gereken zaman aşımı defi yönünden olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerekmektedir. İlk derece mahkemesince verilen yakarıda değinilen yönleri ile usul ve yasaya uygun olmadığından davalılar vekilinin istinaf talebi yerindedir....

            UYAP Entegrasyonu