Yapılacak iş, 20.08.2007 tarihli ıslah dilekçesinin konusunu oluşturan maddi tazminat istemlerinin, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağından, birleşen ek davadaki maddi tazminat istemlerinin ise süresinde zaman aşımı defi-inde bulunan davalılar bakımından zaman aşımı nedeniyle reddi ile zaman aşımını ileri süren davalılar bakımından 14.09.2004 tarihli kısmi dava dilekçesindeki talepler, zaman aşımı savunmasında bulunmayan davalı bakımından kısmi dava ve ek dava dilekçesindeki talepler dikkate alınmak, kusur verilmeyen davalıların tazminattan sorumlu tutulmalarının gerekçelerini açıklamak suretiyle, davacıların tazminat istemleri hakkında karar verilmekten ibarettir. O halde, davalılar ..., ... ve ... Un……San Tic Ltd Şti vekili ile davalı ...’in bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır....
Maddi hasarlı trafik kazalarında zaman aşımı kaza tarihinden itibaren 2 yıl olup, dava olay tarihi olan 11.11.2017'den sonra iki yıllık yasal sürede açılmış ise de, ıslah edilen kısım iki yıllık zaman aşımı süresi dolduktan sonra talep edilmiş olmakla davalı şirketin süresinde zaman aşımı defi bulunduğundan bu davalı yönüyle ıslah edilen kısmın zaman aşımından reddi gereklidir. Bu nedenle davalı şirketin itirazı zaman aşımı yönüyle haklıdır ve kabulü ile HMK'nun 353/1,b-2 madde ve bendi gereği kararın kaldırılarak yalnızca bu bakımdan hükmün düzeltilerek yeniden tesisi gerekir. HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; I-Davalı .... vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1-b-1 maddesi gereğince tümüyle ESASTAN REDDİNE, II-Davalı ......
Davalı tarafından ıslah dilekçesine karşı süresi içerisinde zaman aşımı definde bulunmuş, yerel mahkemece zaman aşımı defi nazara alınmadan karar verilmiştir İhbar tazminatı ve yıllık izin ücreti bakımından zaman aşımı süresi fesih tarihinden itibaren başlaması nedeni ile söz konusu değildir ancak, ilave tediye alacağı bakımından zaman aşımı süresi alacağın doğduğu tarihten itibaren başlaması nedeni ile ıslah tarihi olan 27.04.2018 tarihinden geriye doğru 5 yıl gidildiğinde 27.04.2013 tarihinden önceki alacaklar zaman aşımına uğramıştır. Yerel mahkeme tarafından ilave tediye alacağı yönünden ıslaha karşı zamanaşımı defi nazara alınmadan karar verilmesi hatalıdır. Davalının zaman aşımı defi nazara alındığında davacının brüt 5.863,68 TL ilave tediye alacağının bulunduğu, anlaşılmaktadır....
Kanununun 147/6 maddesi uyarınca sözleşme kapsamında veriliş olan teminat mektubunun iadesi talebi ile açılacak dava 5 yıllık zaman aşımı süresine tabidir. TBK'nın 149. maddesi hükmü gereğince zamanaşımı alacağın muaccel olması ile işlemeye başlayacaktır. Alacağın muaccel-istenebilir olduğu tarih de sözleşmenin ifası, kesin kabulün yapıldığı 28.12.2001 tarih olup kesin kabul tarihinden itibaren 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu anlaşılmıştır. İşbu davanın açıldığı 02.12.2021 tarihi itibariyle 5 yıllık zaman aşımı süresinin geçmiş olduğu, zaman aşımı süresinin durması ve kesilmesini gerektiren bir halin varlığı da ileri sürülmediğinden davalı yanın süresinde yapılan zaman aşımı def'inin kabulü ile davanın zaman aşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
Somut olayda daha önce Dairemizin 28.01.2011 tarih ve 2009/28347 Esas – 2011/1133 Karar sayılı ilamı ile fazla çalışma ücreti hesap yöntemi gerekçesiyle bozulmasına karar verilen yerel mahkeme kararında davalı vekilince 20.05.2008 tarihli ıslaha karşı süresinde yapılan zaman aşımı defi nazara alınarak mahkemece resen bilirkişi raporu üzerinden hesaplama yapılarak hüküm kurulmuştur. Dairemizin bozma kararı üzerine yerel mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilerek bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Ancak bilirkişi hesaplama yaparken ıslaha karşı yapılan zaman aşımı savunmasını dikkate almamıştır. Mahkemece bu yönüyle eksik nitelikteki zaman aşımı defini dikkate almayan ek rapor esas alınarak karar verilmesi hatalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 28/02/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
süreci boyunca zaman aşımı duracağından bir günlük zaman aşımı süresinin 21/06/2019 tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı , ancak eldeki davanın 22/07/2019 tarihinde açıldığı hep birlikte gözetildiğinde somut olayda zaman aşımını kesen nedenlerin de bulunmaması sebebiyle dava tarihi itibariyle davacının alacak talebinin zaman aşımına uğradığı sonucuna ulaşılmıştır....
DAVA KONUSU : Zaman aşımı Defi KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, takibe konu çekin 6 aylık zaman aşımına uğramış olduğunu, kaldı ki yenileme ve temlik işlemlerinin zaman aşımını kesen işlemlerden olmaması hasebiyle son işlem yapılan 2017 yılı ile Ağustos 2021 ayları arası 3 yıllık zamanaşımı uygulansa dahi takibin ve çekin zamanaşımına uğradığının aşikar olduğunu, İİK m.71 ve İİK m. 33/a gereği dosya hakkında zaman aşımı sebebiyle icranın geri bırakılması kararı verilmesi gerektiğini belirterek, İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2020 / 7534 sayılı dosyası hakkında zamanaşımı sebebiyle icranın geri bırakılması kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir. Zamanaşımı definin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi de mümkündür. (Yargıtay HGK. 04.06.2011 gün 2010/ 9-629 E. 2011/ 70. K.)....
İlk Derece Mahkemesince; poliçede sürücü için teminat bulunmadığı gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmiş; karara karşı davacılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi'nce; kaza tarihinin 15/12/2012 olduğu, davanın 04.04.2017 tarihinde açıldığı, 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, dava zaman aşımı dolmuş olduğundan, mahkemece ara karar ile davalının zaman aşımı defi itirazının reddine karar verilmesi hatalı ise de, davalı ... şirketince yerel mahkeme kararının istinaf edilmemesi nedeniyle davacı taraf lehine usuli müktesep hak doğmuş olduğundan ve dahi zaman aşımı, hak düşürücü süreden farklı olarak mahkemece re'sen dikkate alınacak bir husus olmadığından bu hususa dokunulmadığı ve poliçede koltuk adedi 1 sürücü, 1 yolcu şeklinde ölüm teminatı olarak 100.000,00-TL olarak belirlendiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir....
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir. Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir. Somut uyuşmazlıkta, davalı avukatının 07.09.2009 tarihli ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı defini ileri sürdüğü, ancak Mahkemenin zaman aşımı def’ ini değerlendirmediği anlaşılmıştır....