Ancak; Sanığın, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/1-(a)-(b)-(d)-(e) bentlerinde sayılan haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/1-(c) maddesinde yazılı haklardan ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilmesine kadar, diğer kişilere yönelik bu hakları bakımından da aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezasının infazı tamamlanıncaya kadar YOKSUN BIRAKILMASI, Bozmayı gerektirmiş, sanık savunmanının temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü itiraz ve savunmaları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm...
Gerekçesiyle Bir kısım Kuruİ Üyesi ise; "hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunda yapılan yasal değişikliğin Yargıtay'da yapılan inceleme sırasında davanın diğer yönlerinin ve esasının değerlendirilmesine engel olmayacağını belirterek öncelikle davanın esasının incelenmesi, sübut, nitelendirme gibi hususlarda hükmün denetimi yapıldıktan sonra sözü edilen yasal değişiklik nedeniyle hükmün bozulması gerektiğini" ileri sürerek karşı oy kullanmışlardır....
nedeniyle hükmün bozulması gerektiğini" ileri sürerek karşı oy kullanmışlardır....
nedeniyle hükmün bozulması gerektiğini” ” ileri sürerek karşı oy kullanmışlardır....
nedeniyle hükmün bozulması gerektiğini" ileri sürerek karşı oy kullanmışlardır....
Çeklerde takip içi zamanaşımının 6 aylık süreye tabi olduğu TTK 661/3, 662,663 maddeleri uyarınca takip içi zamanaşımı itirazının kabulü ile davacı borçlu yönünden İİK 71/2 ve 33/a maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına dair evrak üzerinden yapılan inceleme sonucu aşağıdaki hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Takip öncesi zamanaşımı itirazının süreye tabi olduğu ve süresinde bu yönden itirazda bulunulmadığnıdan takip öncesi zamanaşımı itirazının REDDİNE, Takip içi zamanaşımı itirazının KABULÜ ile davacı borçlu yönünden İİK 71/2 ve 33/a maddesi uyarınca İCRANIN GERİ BIRAKILMASINA," karar verildiği görülmüştür....
Dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının mahkeme kararının kesinleştiği 1995 yılında kesinleştiği belirlendiğinden, yukarıda açıklanan maddeler uyarınca tapu iptali ve davacılar adına tesciline ilişkin terditli davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi doğrudur. TMK 1007. maddesi uyarınca davacıların zararını ispatlaması gerektiği, zararın da tapu kayıtlarına göre kazanılmış bir mülkiyet hakkının tapu kayıtlarındaki veya tapunun dayanağı olan kadastro işlemlerindeki hata nedeniyle kaybedilmesinden kaynaklanması gerekmektedir. Bu nedenle TMK 1007. maddesi kapsamındaki davada öncelikle davacıların zilyetlikten veya eski tapu kayıtlarından kaynaklanan mülkiyet hakkının var olup olmadığının irdelenmesi gerekiyor ise de; dosya içindeki mevcut delillerin bunun için yeterli olmadığı, ancak hak düşürücü süre ve zaman aşımı süresi nedeniyle bu yönde yapılacak araştırmada hukuki yararı olmadığı sonucuna varılmıştır....
Alacaklının en son 20/08/2008 tarihinde 250 TL satış masrafı yatırdığı tarihten sonra alacaklı vekilinin yenileme talebinde bulunduğu 06/11/2018 tarihine kadar dosyadan herhangi bir işlem yapılmadığı, bu tarihler arasında TTK 778/1- h maddesi delaleti ile 749.maddesine göre, bonolarda uygulanması gereken üç yıllık zaman aşımı süresi dolmuş olup, bu nedenle İİK 71/son ve 33/a maddeleri gereğince davacı yönünden icra takibinin geri bırakılmasına karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Davanın KABULÜNE, Bakıröy 10. İcra Müdürlüğünün 2018/3676 Esas sayılı takip dosyasında, İ.İ.K'NUN 71/son ve 33/a maddesi gereğince davacılar yönünden İCRANIN GERİ BIRAKILMASINA, karar verildiği görülmüştür....
Gereği görüşülüp düşünüldü: TÜRK MİLLETİ ADINA Sanığın üzerine atılı kasten yaralama suçunu 13.10.2008 tarihinde işlediği, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 17.04.2009 tarihinde verilip 12.05.2009 tarihinde kesinleştiği, 01.07.2011 tarihinde yeniden suç işlediği, zaman aşımının 5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi gereğince 12.05.2009 ilâ 01.07.2011 tarihleri arasında durduğu, deneme süresinde işlenen suç tarihi olan 01.07.2011 tarihinden itibaren zaman aşımının yeniden işlediği, zaman aşımını kesen son işlemin sanığın savunmasının alındığı 17.04.2009 olduğu anlaşılmakla; durma süresi de gözetildiğinde 06.06.2020 tarihinde 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddeleri gereğince 8 yıllık asli dava zaman aşımı süresinin dolması nedeniyle davanın düşürülmesine karar verilmesi gerekmiştir....
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği düşünülmektedir....