Dava, zaman aşımına ve faize itiraza dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Zaman aşımı itirazı alacak ya da itirazın iptali davalarında defi olarak ileri sürülebilir bir itiraz olup, münhasıran menfi tespit davasına dayanak yapılamaz. Diğer yandan davacı ayrıca faiz oranına itiraz ederken TBK 88. ve 120. maddelerinin uygulanmasını talep etmiş ise de bahsi geçen maddeler 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, daha önceki tarihte doğan hukuki ilişkiler yönünden uygulanamayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 20/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
hatalı olduğunu, Davacı diğer kalemlerde zaman aşımı itirazında bulunmuş olmasına karşın fazla mesai alacağı kaleminde zaman aşımı itirazında bulunmadığını, Dava dilekçesine karşı cevap dilekçesinde böylesi bir zaman aşımı itirazı olmadığı cihetle artık bu aşamada bu konuda, fazla mesai alacağı konusunda artık zaman aşımı itirazında bulunamayacağını, yaptığı zaman aşımı itirazı dinlenemeyeceğini, Bu nedenle davalının bu aşamada yaptığı zaman aşımı itirazının da bir hükmü olmadığını ve bu itiraza göre bir hesaplama yapılmasının da kabulü mümkün olmadığını belirterek beyanda bulunmuştur....
İlk derece mahkemesince; davanın, imzaya itiraz, yetki itirazı ve borca itiraz bakımından reddine, zaman aşımı itirazının reddine, tazminat yasal koşulları oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davacı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....
icra dairesine bildirildiği saptanmakla bu aşamada zaman aşımı şikâyeti yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir....
Her ne kadar davalı cevap dilekçesi ile zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de; taraflar arasında temel ilişki nakliye hizmeti sözleşmesi olup takibin nakliye hizmeti gereği düzenlenen faturaya dayalı bakiyedeki alacak takibi olup 10 yıllık zaman aşımı süresine tabi olup TBK 154 maddesi uyarınca 23/12/2019 takip tarihi ile zaman aşımının kesildiği ve 10 yıllık zaman aşımı süresinde davanın açıldığı hususu nazara alınarak zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiştir....
Her ne kadar davalı cevap dilekçesi ile zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de; taraflar arasında temel ilişki nakliye hizmeti sözleşmesi olup takibin nakliye hizmeti gereği düzenlenen faturaya dayalı bakiyedeki alacak takibi olup 10 yıllık zaman aşımı süresine tabi olup TBK 154 maddesi uyarınca 23/12/2019 takip tarihi ile zaman aşımının kesildiği ve 10 yıllık zaman aşımı süresinde davanın açıldığı hususu nazara alınarak zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiştir....
ın senetlere sadece şirket yetkilisi olarak imza attığını, senet borçlusunun sadece şirket olduğundan bahisle borca itiraz ederek takibin iptalini talep ettikleri mahkemece, borçluların itirazını beş günlük yasal sürede yapmadığı gerekçesiyle süre aşımı nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borca itiraz, İİK'nun 168/5. maddesine göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, takip dosyasından borçlulara gönderilen ödeme emrinin 16/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin ise 18/05/2016 tarihinde olduğu dolayısıyla yetkili icra dairesince çıkarılan ödeme emri tebliğ tarihine göre yapılan itirazın süresinde olduğu anlaşılmaktadır....
Davacı söz konusu fatura bedellerinin ödenmediğinden bahisle davalı hakkında 19/10/2016 tarihinde takip başlatmış olup, davalının süresinde itirazı üzerine takip icra müdürlüğünün 09/12/2016 tarihli kararı ile durmuştur. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 147/6 maddesi uyarınca eser sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar 5 yıllık zaman aşımı süresine tabidir. Aynı kanunun 149. Maddesine göre zaman aşımı süresi alacağın muaccel olması ile işlemeye başlar. Yine aynı kanunun 154. Maddesinde zaman aşımının kesilmesi düzenlenmiştir. Buna göre Davacı alacaklı zaman aşımı süresi içinde alacağı için icra takibinde bulunduğundan takip tarihi itibarıyla TBK 154/2 maddesi gereğince zaman aşımı süresi kesilmiş olup takibe itiraz üzerine takibin durduğu 09/12/2016 tarihi itibarıyla zaman aşımı süresi yeniden başlamıştır....
İcra takibine konu alacak hangi zaman aşımı süresine tabi ise, icra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde de aynı zaman aşımı süresi uygulanır. Bu durumda, kambiyo senedi niteliği taşımayan dayanak belgeler, bono niteliğinde olmayıp, adi havale hükmünde olduğundan takip, dayanak senetlerin tanzim tarihleri itibariyle uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nın 146. maddesinde düzenlenen on yıllık zaman aşımına tabidir. Takipte bu sürenin dolmadığı ve dolayısıyla zaman aşımının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zaman aşımı şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararın bozulması gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;Takibin konusu olan ilamın 2010 yılında takibe konu edildiğinden 2010 yılından itibaren 10 yıllık ilam zaman aşımı süresinin dolmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;Takibin konusu ilamın kesinleşmesi üzerinden 15 sene geçtiğini, ilamların icrasının 10 yıllık zaman aşımı süresine bağlı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE; Uyuşmazlık, zaman aşımı nedeni ile icranın geri bırakılması talebine ilişkindir....