Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil istemi niteliğindedir. Dosya kapsamından, arsa sahibi kooperatif adına kayıtlı 3 adet dükkan ile 5 adet villanın yükleniciye kalan başka bloktaki 3 adet dükkan ve B blok altında bulunan bir adet dükkan ile 31 nolu konutun tapusunun iptalinin istendiği, 31 nolu konutun yükleniciye ait olmadığı, yükleniciden konut satışı söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Tüketici Mahkremesi özel bir mahkemedir ve görevleri 4077 Sayılı Yasadan kaynaklanır. Somut olayda; dükkan alımının ticari mahiyette olduğu gibi yükleniciden konut alınmadığı da anlaşılmakla, Tüketici Yasası kapsamında değerlendirilemeyecek uyuşmazlığın genel hükümlere göre 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....

    TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 05/02/2019 NUMARASI : 2016/976 2019/30 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Yükleniciden Konut Alımı Nedeniyle) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davacı vekili ve davalılar T6 T4 T5 Şti. vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi....

    Mahkemece, davanın kabulü ile davacıların davalıya 24.000.TL borçlu olmadıklarının tespitine, davacıların icra inkar tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1.Davacılar, davalı yükleniciden konut alımı nedeniyle bakiye 26.000.TL borç nedeniyle verdikleri 50.000.TL bedelli senedin teminat senedi olmasına rağmen anlaşmaya aykırı olarak davalı tarafından icra takibine konulması nedeniyle 24.000.TL borçlu olmadıklarının tespitini talep etmişler; 2011/4033-12941 Davalı ise, davaya konu senedin illetten mücerret olduğunu, teminat olarak verildiğinin senet üzerinde yazmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Hal böyle olunca, TMK.’nun 6. maddesi ve HUMK.’nun hükümleri gereğince, davacılar tarafından borçlusu ve kefili oldukları ve alacaklı davalıya verdikleri 50.000.TL bedelli senedin teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerekir....

      Yukarıda ayrıntılı bir şekilde açıklandığı üzere, taşınmaz maliki ile alt yüklenici arasında doğrudan eser sözleşmesi ilişkisi bulunmasa bile taşınmaz maliki alt yüklenicinin yükleniciden olan yapı alacaklarından kanun gereği sorumlu olup ona ipotek vermekle yükümlüdür (4721 sayılı TMK m. 893/3 ve 895). Taşınmaz malikinin kanuni ipotek yükümlülüğü, yalnızca akdi ilişki nedeniyle sorumlu olduğu yapı alacakları için akidi olan yapı alacaklılarına karşı değil, kanun gereği sorumlu olduğu yapı alacakları için akidi olmayan yapı alacaklılarına karşı da söz konusudur. Taşınmaz malikinin kanuni ipotek yükümlülüğü akdi ilişki nedeniyle sorumlu olduğu yapı alacak ve alacaklıları ile sınırlı tutulamaz....

      Yapı alacaklılarının ikinci grubunu ise taşınmaz maliki ile aralarında doğrudan bir sözleşme ilişkisi bulunmayan alt yüklenici ve zanaatkarlar oluşturmaktadır. Bu kişilerin akdi ilişkisi taşınmaz maliki ile eser sözleşmesi imzalamış olan asıl yüklenicilerdir. Bu kişiler yapım işini ayrı bir eser sözleşmesiyle yükleniciye karşı taahhüt etmişlerdir. Aralarında doğrudan bir eser sözleşmesi olmadığı halde taşınmaz maliki, alt yüklenicinin yükleniciden olan yapı alacaklarından kanun gereği sorumlu tutularak alt yükleniciye ipotek vermekle yükümlü kılınmıştır. Alt yüklenicinin yükleniciden olan alacağı, yüklenicinin taşınmaz malikinden olan alacağından ayrı ve bağımsız olduğundan alt yüklenicinin yapı ipoteği tescilini talep hakkı da, yüklenicinin yapı ipoteği tescilini talep hakkından ayrı ve bağımsız bir haktır. Böylelikle aynı taşınmaz üzerinde iki ayrı kanuni ipotek tesisi mümkündür....

      Birleşen davada arsa sahipleri vekili, müvekkillerine düşen dairelerin geç tesliminden dolayı 7.333,00 TL kira tazminatının yükleniciden tahsilini talep etmiştir. Davalı yüklenici vekili, birleşen davanın reddini istemiştir....

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1505 KARAR NO : 2021/1624 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : GÜMÜŞHACIKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/06/2021 NUMARASI : 2021/55 ESAS - 2021/124 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Yükleniciden Konut Alımı Sebebine Dayalı) KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucu verilen yerel mahkemenin yukarıda tarih ve numarası yazılı kararına karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkilinin aralarında yapmış oldukları 22/09/2017 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi hükümlerine göre müvekkilinin satın almış olduğu Artıkabat Mah. Banka mevkii 26 ada 15 parseldeki 3....

        Yükleniciden bağımsız bölüm alanlar ise yüklenici ile yaptıkları gayrimenkul alım satım sözleşmesine istinaden yükleniciden talepte bulunabilirler. Somut olayda davacıların malik oldukları taşınmazları yükleniciden mi yoksa arsa sahiplerinden mi aldıkları konusu araştırılmamıştır. Öncelikle mahkemece bu husus aydınlatıldıktan sonra arsa sahiplerinden taşınmaz alanların sözleşme haklarını temlik alıp almadıkları belirlenmeli ayrıca arsa sahibinin yükleniciye karşı açmış olduğu eksik iş kaynaklı davadan feragat etmesinin de arsa sahiplerinden bağımsız bölüm alan bu davacılara etkisi tartışılmalıdır. Yükleniciden bağımsız bölüm alan davacılar var ise talep ettikleri eksikliklerin kendi sözleşmelerine göre değerlendirilmesi gerektiğinden varsa bu sözleşmeler celbedilip eksikliklerini talep edip edemeyeceklerine bu sözleşmelere göre sonuçlandırılmalıdır....

          Davalı Hasan Lafçı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki savunmalarını tekrarla, 'Ceren Yapı İnşaat Daire Satış Sözleşmesi''nin adı ve içeriğinden anlaşılacağı üzere bir taşınmaz satış vaadi olduğunu, iş bu sözleşmenin adi yazılı olarak düzenlenmiş olup bir bağlayıcılığı olmayan geçersiz bir sözleşme olduğunu, taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan bütün sözleşmelerin geçerliliği resmi şekilde yapılmasına bağlı olduğunu, resmi şekilde yapılmayan gayrimenkul satış sözleşmeleri geçersiz olup taraflar arasında hiçbir bağlayıcılıkları olmadığını, Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi de ileride taşınmaz mülkiyetinin tapuda devrini yapmayı taahhüt eden bir ön sözleşme olduğunu, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin de resmi senet şeklinde düzenlenmesi ve noter huzurunda iki tarafça imzalanması suretiyle geçerlilik kazanacağını, sözleşmenin şekil şartı kamu düzeni ile ilgili olup noter tarafından düzenleme şeklinde yapılması zorunlu olduğunu, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin noter...

          Mahkemece, davacının tescil talebinin reddine, alacak talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yüklenicinin temliki işlemine dayandırılmıştır. 14.07.2008 günlü satış sözleşmesinin konusu da konut niteliğindeki bağımsız bölümdür. 4822 sayılı Kanununla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 3.maddesi (c) bendi ile konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar da Tüketicinin Korunması Kanunun kapsamına alınmıştır. Dava konusu taşınmaz konut niteliğindedir....

            UYAP Entegrasyonu