Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

H.D 2014/2204 E, 2014/18885 K sayılı kararı) Açıklanan nedenlerle; mahkemece, davacının gerek bankaya gerekse davalı firmaya ödediği miktarların denkleştirici adalet ilkesine uygun olarak hesaplanan toplam tutarlarının davalılardan tahsiline ve kalan kredi borcu nedeniyle menfi tespit hükmüne karar verilmesi yerindedir. Buna karşılık, davalı bankanın sorumlu olduğu miktar 94.167,12 TL istirdat ve 98.390,36 TL menfi tespit hükmü olup davalının 16.820 TL senet nedeniyle menfi tespit hükmü yönünden sorumluluğu bulunmadığı halde bu miktar yönünden harç ve vekalet ücretiyle sorumlu tutulması doğru görülmemiş, davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü gerekmiştir....

Mahkemece, takibe dayanak ilamın menfi tespit davasına ilişkin olduğu,menfi tespit talebi yargılama aşamasında istirdat davasına dönüşse bile kesinleşmeden takibe konulamayacağı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir....

    TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 04/02/2020 NUMARASI : 2018/856 ESAS, 2020/116 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit KARAR : Taraflar arasındaki menfi tespit davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı ve davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Bahar KÜÇÜKALİ tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil T1 ile davalı Türkerler İnş. Tur. Maden Ener. Üret. Tic. ve San A.ş. arasında 05/01/2018 tarihinde İzmir 14....

    Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ile 27.000,00 TL'nin davalı ...S. şirketinden tahsiline, bedelsiz kalan 27 adet senet yönünden davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... şirketi tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, yükleniciden satın alınan konutun teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmeden dönme ve harici satış sözleşmesi kapsamında nama yazılı düzenlenmeyen senetler yönünden menfi tespit ve ödenen senet bedellerinin istirdadı istemine ilişkindir....

      'den kullanılan ön ödemeli konut finansmanı sistemi kredi sözleşmesi nedeniyle toplam 61.250,00 TL kredi sebebiyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine" şeklinde menfi tespit hükmü kurulmasının hatalı olduğunu, zira; kredi sözleşmesinin iptal edilmesi sözleşmeyi hükümsüz hale getireceğinden ayrıca bir menfi tespit hükmü kurulması ve bu yönde bir talebin bulunması hukuka aykırı olup menfi tespit hükmü yönünden kararın kaldırılması gerektiğini, yalnızca geçerli bir kredi sözleşmesinin bulunması halinde talep edilebilecek olan bakiye taksit tutarlarının mezkur sözleşmenin iptaline ilişkin verilmiş karar ile talep edilme imkanı kalmamasına rağmen yerel mahkemece tekrar menfi tespit hükmü verildiğini, yerel mahkeme tarafından verilmiş olan menfi tespit hükmünün iptali gerekmekte olup, kararı bu yönüyle de istinaf etme gereğinin hasıl olduğunu ileri sürerek, öncelikle tehir-i icra taleplerinin kabulüne karar verilmesine ve detayı ile açıkladıklerı gerekçeler ve re'sen tespit edilecek...

      Mahkemece iddia, savunma, keşfen düzenlenen bilirkişi heyeti raporuna göre, davaya konu makinanın ayıplı olduğu, davacının 02.07.2004 tarihli ihtarnamesi ile Borçlar Kanunu’na göre sözleşmeden dönme hakkını kullanarak makinanın geri alınmasını ve bedelin iadesini talep ettiği, B.K.nun 202. maddesi anlamında feshin haklı olduğu, makinadaki arızaların tamiratlara rağmen giderilemediği, davacının haklı sebeple sözleşmeden dönmesi nedeniyle tarafların sözleşmeye binaen verdiklerini geri isteme hakları bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 17.451.35.-YTL.nin (davaya konu bulaşık makinasının davalıya iadesi koşulu ile) davacı yararına davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, yükleniciden/müteahhitten konut alımı sebebine dayalı malın ayıplı olmasından kaynaklanan seçimlik hakkın kullanılması ve alacak talebine ilişkindir. Dava, 6502 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra açılmıştır....

        ------- bedel farkı talep ettiğini, malın aynıyla değişiminin davalılar tarafından derhal yapılmaması sebebiyle sözleşmeden dönme ve edaların iadesi haklarının doğduğunu, aracın,----- tarihinde iade kapsamında davalı ------ teslim edildiğini, açıklanan nedenlerle, davacı tarafından satın alınan aracın ayıplı olması ve davalıların malın misliyle değişim imkanının bulunmadığını bildirmesi ve fark ücreti talep edilmesi sebebiyle sözleşmeden dönülerek malın davalılara iadesine, davacının ödediği --- dava tarihi --- üzerinden denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanacak değer kayıpları ve işleyecek ticari faiziyle şimdilik ------ iadesine, aracın şu anki değerinin artmış olması ve davacının bu değerden mahrum kalmış olması ve aynı aracı dava tarihi itibariyle satın almak istese daha fazla bedel ödemek zorunda olacağı nedeniyle şimdilik ---- menfi zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Bundan sonra tanık beyanlarından ,uyulmayan isticvap davetinden ve hasılı dosya kapsamından yine açıkça anlaşıldığı üzere davacı ----malın ayıplı çıkması nedeniyle sözleşmeden dönmüş ve satışa konu forklifti iade etmiştir. Böylece davacının 6098 sayılı TBK'nın 219 vd. maddelerinde düzenlenen ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre davacının sözleşmeden dönme ve ödediği bedeli geri isteyebileceği konusu da sabittir. Ancak davacı her ne kadar çek dolayısıyla borçlu olmadığının tespiti ve istirdat talep etmiş olsa da söz konusu çekte davacı ----- lehtar/ciranta olduğu, çekin -----sayılı dosyasından işleme konulduğu ve borcun----- tarafından ödendiği anlaşılmakla birlikte çek üzerinde davalı şirketin yer almadığı, çekin dava dışı ---- tarafından ciro yoluyla alındığı, işbu kişinin davanın tarafı olmadığından ve kötü niyetli olarak çeki iktisap ettiği iddia ve ispat edilmediğinden çek bedeline ilişkin davanın istirdat davası olarak görülüp sonuçlandırılması mümkün görülmemiştir....

            Davacı ile davalı banka arasında 27/012/2016 tarihinde, Ön Ödemeli Konut Finansmanı Sistemi Kredi sözleşmesi ile Ön Ödemeli Konut Finansmanı Sistemi Kredisi sözleşme öncesi bilgi formu imzalanmıştır. Bilgi formunun, sözleşmeden dönme hakkına ilişkin 10. maddesinde sözleşmeden dönme ile bilgilendirme yapılmış, 10.3. maddesinde; "konut bedelinin bir kısmının bağlı kredi ile karşılanması durumunda, tüketicinin sözleşmeden dönme hakkını kullandığına ilişkin bilgi, satıcı tarafından ilgili konut finansmanı kuruluşuna derhal bildirilir" hükmü yer almaktadır. Kredi sözleşmesinin 29. maddesinde ise; kredi ile satın alınacak taşınmaz bilgileri sözleşmeye yazılmış, taşınmaz belirli hale getirilmiştir. Bu bilgilere göre, bağlı kredinin ön koşulu olan "münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine" ilişkin olması koşulunun yerine geldiği görülmektedir....

            UYAP Entegrasyonu