Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, B: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davası devam ederken, icra takibi konusu borcun bir kısmı ödenirse, menfi tespit davası ödenen borç kesimi için (kısmi) istirdata dönüşür. Ödenmeyen borç kesimi için ise menfi tespit davası olarak kalmakta devam eder....

    HD. 2020/2778 ESAS 2020/3057 KARAR) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi, karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde; borçlunun temerrüdü sonucu borç yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanımıştır: Bunlar; her zaman için ifa ve gecikme tazminatı isteğinde bulunma, derhal ifadan vazgeçip müspet zararının tazminini isteme ya da ifadan vazgeçip sözleşmeden dönerek menfi zararını isteyebilmedir. Menfi (olumsuz) zararın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK'nın 125/III. (B.K.106/II.) maddesindeki genel düzenlemelerdir, sözleşmesinden dönülmesi nedeniyle uğranılan ve giderilmesi talep edilen olumsuz zararların sözleşmenim yapılmasına ilişkin giderler, harçlar, posta giderleri ve noter ücreti de menfi zarar kapsamında değerlendirilmektedir. Sözleşmenin feshi yahut sözleşmeden dönülmesi halinde alacaklı ancak menfi zararının tazminini isteyebilecektir....

      Önödemeli konut satış sözleşmesinden dönme hakkı 6502 s.TKHK.nun 45.m.sinde:" (1) (Değişik: 2/1/2017- KHK-684/8 md.; Aynen kabul: 1/2/2018- 7074/8 md.) Ön ödemeli konut satışında sözleşme tarihinden itibaren yirmidört aya kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı; konutun satışı veya satış vaadi sözleşmesi nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile sözleşme tarihinden itibaren ilk üç ay için sözleşme bedelinin yüzde ikisine, üç ila altı ay arası için yüzde dördüne, altı ila oniki ay arası için yüzde altısına ve oniki ila yirmidört ay arası için de yüzde sekizine kadar tazminatın ödenmesini isteyebilir. (2) Satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiciden herhangi bir bedel talep edemez....

      Önödemeli konut satış sözleşmesinin şekil şartı 6502 s.TKHK.nun 41.m.sinde;"Madde 41 (1) Ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmesi, satış vaadi sözleşmesinin ise noterde düzenleme şeklinde yapılması zorunludur. Aksi hâlde satıcı, sonradan sözleşmenin geçersizliğini tüketicinin aleyhine olacak şekilde ileri süremez. (2) Satıcı, geçerli bir sözleşme yapılmış olmadıkça tüketiciden herhangi bir isim altında ödeme yapmasını veya tüketiciyi borç altına sokan herhangi bir belge vermesini isteyemez." şeklinde düzenlenmiştir. Önödemeli konut satış sözleşmesinden dönme hakkı 6502 s.TKHK.nun 45.m.sinde:" (1) (Değişik: 2/1/2017- KHK-684/8 md.; Aynen kabul: 1/2/2018- 7074/8 md.) Ön ödemeli konut satışında sözleşme tarihinden itibaren yirmidört aya kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır....

      Mahkemece, dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne, dava konusu alacakların temerrüt faizi olması nedeniyle tekrar temerrüt faizi yürütülmesi istemlerinin istirdat davaları bakımından reddine karar verilmiştir. Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir. 1-Asıl dava İle birleşen 7 dava istirdat; birleşen bir dava (2001/446 Esas), menfi tesbit istemine İlişkindir....

        Mad. sinde olağan üstü haller ve beklenmeyen hallerde inşaatın yapımına engel olan sebeplerin mücbir sebep olarak kabul edildiğini, müvekkil şirketin davacının mağdur olmaması adına her türlü işlem ve çalışmaları yaptığını, çaba sarfettiğini, mağduriyetlerinin giderilmesi için çözüm yolları arandığını, davacının sözleşmenin atılı maddeleri sözleşmeden dönme gereğince cezai şart talep edemeyeceğini, sözleşmeden dönme nedeniyle hesaplanacak cezanın davacının alacağından mahsup edilmesi gerektiğini, davacı tarafından dava ikame edilmeden davacının dönme veya feshine dair bir beyanının taraflarına ulaşmadığı bu nedenle davanın reddinin gerektiği beyanıyla, tapu kaydına konulan tedbirin kaldırılmasının, davacıya dava dilekçesindeki taleplerinin açıklatılmasının, alacak kalemlerinin bağlı olarak beraber talep edilemeyeceğinden davanın esastan reddedilmesi gerektiğini savunduğu anlaşılmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu vekili; takibe dayanak ilamın menfi tespit istemine ilişkin olduğunu, kesinleşmeden takibe konulamayacağını ileri sürerek takibin iptalini istemiştir. Mahkemece, takibe dayanak ilamın alacak ve menfi tespit istemine ilişkin olduğu, ilamın sadece alacak davasına ilişkin hükümlerinin takibe konulduğu, alacak davalarının kesinleşmeden takibe konulabileceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi üzerine, karar borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Eda davası sonunda verilen hüküm ile, aynı zamanda dava konusu hukuki ilişkinin var olup olmadığı da tespit edilir ve ondan sonra bu tespite dayalı olarak eda hükmü kurulur, Yargıtay’ın kararlı uygulamasına göre de, eda davası açmak mümkün ise, tespit davası açılamaz. "Tespit davalarında, özellikle menfi tespit davasında davacının davanın açılmasında hukuki yararı bulunmalıdır. Davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmeli, açıklamalı ve gerekirse ispat etmelidir. Davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğunu ispat edemezse dava dava şartı olan hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmelidir." (Kuru Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001, c.II.s.1368; Hanağası Emel; Davada Menfaat, Ankara, 2009,s.314) Tüm dosya kapsamına göre; Davanın itirazın iptali davası açıldıktan sonra aynı konu ile ilgili açılmış menfi tespit davası olduğu, aynı konu ile ilgili İzmir ... Asliye Ticaret Mahkemesinin .......

            HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit ve istirdat davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalılardan Türkiye ... Bankası A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne yönelik yeniden esas hakkında verilen kararın, süresi içinde davalılardan Türkiye ......

              HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit ve istirdat davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalılardan ... ... A..... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne yönelik yeniden esas hakkında verilen kararın, süresi içinde davalılardan ... ......

                UYAP Entegrasyonu