Noterliği'nin 16/03/2012 tarih ve 05498 yevmiye nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, teslim süresinin ruhsat tarihinden itibaren 36 ay olduğu, A blokta bulunan 1,2,3,4,5,6,7 ve 8 numaralı dairelerin arsa sahibi Hasan Basri Tümöz'e ait olacağının kararlaştırıldığı, davacının, davalı yüklenici şirketten A blok 2. katta bulunan bağımsız bölümü 19/09/2015 tarihli harici sözleşme ile dava dışı 3.kişinin aracılığı ile 190.000,00.-TL. Bedel ile satın aldığı ve bu bedelin 100.000,00.-TL. Lik kısmının 16/10/2015 tarihinde ödeneceği, bakiye kısmın kredi aşamasında ödeneceğinin sözleşmede yazılı bulunduğu, davacının Ziraat Bankası aracılığı ile "konut alımı 1. Ve 2. Taksidi ve peşinatı" açıklaması ile 16/10/2015 ve 19/10/2015 tarihinde toplam 100.000,00.-TL. Bedeli, yüklenici şirket eski ortağı olup 27/06/2014 tarihli hisse devri ile ortaklıktan ayrılan diğer davalı Ali Mert Öz hesabına havale yolu ile gönderdiği tespit edilmiştir....
Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, B: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davası devam ederken, icra takibi konusu borcun bir kısmı ödenirse, menfi tespit davası ödenen borç kesimi için (kısmi) istirdata dönüşür. Ödenmeyen borç kesimi için ise menfi tespit davası olarak kalmakta devam eder....
Önödemeli konut satış sözleşmesinden dönme hakkı 6502 s.TKHK.nun 45.m.sinde:" (1) (Değişik: 2/1/2017- KHK-684/8 md.; Aynen kabul: 1/2/2018- 7074/8 md.) Ön ödemeli konut satışında sözleşme tarihinden itibaren yirmidört aya kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı; konutun satışı veya satış vaadi sözleşmesi nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile sözleşme tarihinden itibaren ilk üç ay için sözleşme bedelinin yüzde ikisine, üç ila altı ay arası için yüzde dördüne, altı ila oniki ay arası için yüzde altısına ve oniki ila yirmidört ay arası için de yüzde sekizine kadar tazminatın ödenmesini isteyebilir. (2) Satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiciden herhangi bir bedel talep edemez....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satın alınan konuttaki gizli ayıplar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davaya konu dairenin 1994 yılında davada taraf olmayan ... ve ... ...'den satın alındığı, davacı ile davalılar arasında doğrudan sözleşme ilişkisi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Tüketici mahkemesi özel bir mahkemedir. Görevleri 4077 Sayılı Yasadan kaynaklanır. Somut olayda; davacının, davalılar olan yükleniciden konut alımı söz konusu olmadığı, konutun üçüncü bir kişiden satın alındığı anlaşılmakla, tüketici yasası kapsamında değerlendirilmeyecek uyuşmazlığın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 19....
aldığını ve müvekkiline alınan kumu bildirdiğini, müvekkilinin de bildirilen tonajlar üzerinden davacıya fatura kestiğini, davacının alınmaya hazır kumu gelip almadığını, mahkemece müvekkilinin teslim edimini yeri getirmediğinden bahsedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin teslimde temerrüte düşmediğini, davacının tacir olduğunu, yapılan ödemenin avans olarak yapılmayacağını çok iyi bildiğini, çeklerin avans olarak verilmesi halinde yazılı sözleşme yapılması gerektiğini, davacının dava konusu ihtilafın yaşandığı döneme ait tüm ticari defterlerinin incelenerek kum alış ve satış faturalarının karşılaştırılması gerektiğini, müvekkilinin sadece kendisine bildirilen kumlarla ilgili fatura düzenlediğini, ihtilaflı dönemde müvekkiline bildirilmeyen deniz kumu alımı olup olmadığının tespiti için davacının tüm defterlerinin incelenmesi gerektiğini, menfi tespit ve istirdat yargılamalarının ayrı ayrı yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Davalı, tüketici hakem heyetine başvurarak malın ayıplı olduğu iddiasıyla sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunmuş, davacı üretici şirket ise sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin muhatabının tarafı olmadığını, üretici firma olduğunu ve satıcıya karşı ileri sürülmesi gerektiğini savunarak tüketici hakem heyeti kararının iptalini istemiştir. Uyuşmazlık; malın ayıplı olmasından kaynaklanan sözleşmeden dönme ve bedel iadesi seçimlik hakkının satıcı dışındaki üretici firmaya karşı ileri sürülüp sürülmeyeceği noktasında toplanmaktadır. 6502 sayılı yasanın 11....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, çeke dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup yargılama sırasında çekler tahsil edilmekle istirdat davasına dönüşmüştür. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır....
Noterliği ihtarnamesi ile müvekkili tarafından sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini ve fazla ödenen 36.000,00 TL ve temerrüt nedeniyle uğranılan zarara karşılık olarak 5.000,00 TL alacağın ödenmesinin istendiğini ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla teslim edilmeyen malzemelere karşılık olarak fazla ödenen 36.000,00 TL ve temerrüt nedeniyle uğranılan zarara karşılık olarak 5.000,00 TL olmak üzere toplam 41.000,00 TL alacağın yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkili şirketin davalı banka ile akdettiği sözleşme kapsamında ihaleye girerek bir adet taşınmazı satın almış ise de sonrasında taşınmazın sözleşmedeki belirtilen nitelikleri taşımadığının anlaşıldığını, bu hukuki ayıp nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek sözleşmenin geçersiz sayılmasına ve toplam 72.500.00 YTL bedelin tahsil edildiği günden itibaren işleyecek en yüksek avans faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, borçlunun ifa güçsüzlüğü içerisinde bulunmadığı, dolayısıyla ödemekle yükümlü olduğu borcunu ödememesinin borçluya değil alacaklıya sözleşmeden dönme hakkı vereceği, davacının dava dilekçesinde belirttiği sebeplerin sözleşmeden tek taraflı olarak dönme hakkını kendisine vermediği, ayrıca dava tarihi itibariyle taşınmazın değerinin sözleşmede belirtilen değerden fahiş şekilde farklı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki; dosyanın incelenmesinden davalının, davacı aleyhine dava konusu gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi istemiyle Birecik Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/192 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açtığı ve 29.09.2015 tarihli karar ile eldeki dava ile birleştirilmesine karar verildiği ve bu hususun davacı tarafça UYAP sistemi üzerinden gönderilen 5.6.2015 tarihli beyan dilekçesi ile mahkemeye bildirildiği anlaşılmaktadır....