Dosya kapsamına göre taşınmazda bu aşamada davacı adına kayıtlı bir bağımsız bölüm mevcut olmadığı gibi kaçak olarak inşa edilen yapıdaki imara aykırılık giderilerek kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulmadıkça adına herhangi bir bağımsız bölümün tescili mümkün bulunmadığından ecrimisil de isteyemez. Bu nedenle davacının ecrimisil talebinin reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, davacı vekilinin ve davalı vekilinin 1. bentte yazılı nedenlerle sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2. Bent uyarınca, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 05.12.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davacılar ile yüklenici arasındaki sözleşmenin halen ayakta olduğundan bahisle davanın reddine ilişkin mahkeme kararı Dariece, ayın isteme hakkı bulunmayan yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davalıların da edinimlerinin korunamayacağı gerekçesiyle ... dışındaki davalılar yönünden davanın kabulü gerektiğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle ... dışındaki davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir....
Dava yükleniciden bağımsız bölüm satın alımına ilişkin sözleşmenin tapu kaydına şerhi isteğine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır....
Dava yükleniciden bağımsız bölüm satın alımına ilişkin tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır....
Davacı, yükleniciden bağımsız bölüm satın alan 3. kişi konumunda olup,yükleniciden bağımsız bölümü satın alır iken taşınmaz üzerinde arsa sahibi lehine konulmuş bulunan ipotekle yüklü olarak temlik ve devir almıştır. İpoteğin kaldırılması ile ilgili verilecek karar yüklenicininde hukuki durumunu yakından etkileyecektir. Bu nedenle yüklenicinin de davada taraf konumunda olması savunma ve delillerinin sunulup incelenmesinden sonra esas hakkında karar verilmesi gerekir. usulunu uygun davada taraf olmayan yüklenici aleyhine sonuç doğuracak şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmamıştır....
Yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat yapmakta olduğu veya arsa sahibinin aynı zamanda yüklenici sıfatıyla hareket ederek (yapsatçı konumunda) inşa etmekte olduğu binalardan bağımsız bölüm satın alınması halinde Borçlar Kanununun 163. maddesi (TBK m. 184) gereğince üçüncü kişiye yapılacak temlikin yazılı olması yeterlidir....
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, davalı yüklenici şirket ile yapılan satış vaadi ve kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin yüklenicinin temerrüdü nedeniyle feshi ile yüklenici şirket ve yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davalılara ait tapu kayıtlarının iptâl ve tescili istemine ilişkindir....
Davalı yüklenici arsa sahibinden devraldığı hisselerinin bir kısmını ..., ... ve ...’a satmıştır. ... satın aldığı hisseyi ...’a, ... ise satın aldığı hisseyi ...’a satmıştır. Yerel mahkeme yaptığı yargılama sonucunda ... ile Uğur Kabala’ın tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak yükleniciden satın alan kişilerden bağımsız bölüm karşılığı arsa hissesi satın aldıklarını kabul ederek bu şahıslara yönelik tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar vermiştir. Dairemiz, somut olayda tapuya güven ilkesinin geçerli olmadığını belirterek yerel mahkeme kararını bozmuştur. Davalılardan ... ve ... karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
Bu nedenle, yüklenici ile yükleniciden temlik alan (davacı) arasında düzenlenen temlik sözleşmesi gereğince tarafların borç ve alacaklarının neler olduğu sözleşme hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir. Yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat yapmakta olduğu veya arsa sahibinin aynı zamanda yüklenici sıfatıyla hareket ederek (yapsatçı konumunda) inşa etmekte olduğu binalardan da bağımsız bölüm satın alınması halinde Türk Borçlar Kanununun 184. maddesi gereğince üçüncü kişiye yapılacak temlikin yazılı olması yeterlidir. Somut uyuşmazlıkta davacılar, adi yazılı tarihsiz temlik sözleşmelerine dayanarak taşınmazın tescilini talep etmiştir. Bu sözleşmelerde davalı yapmakta olduğu 16 ve 26 numaralı bağımsız bölümlerin mülkiyetini nakletme, davacılar sözleşmede kararlaştırılan bedeli ödemekle yükümlüdür. Mahkemece dava konusu binada iskan ruhsatı alınması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de 12.05.2006 tarihinde kesinleşen .......
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle eksik ve ayıplı işler bedeli ve kira kaybı alacağının tahsili istemine ilişkin olup davacılardan ikisi sözleşmenin tarafı olan arsa sahipleri, ikisi davalı yükleniciden daire satın alan malik, diğeri ise arsa sahiplerinden bağımsız bölüm satın alan kişidir. Hal böyle olunca davacıların ihtiyari dava arkadaşı olmaları nedeniyle herbiri kendi payı veya maliki olduğu bağımsız bölüm açısından talepte bulunabilir. Bu itibarla, birbirlerine karşı ihtiyari dava arkadaşı durumundadırlar. İhtiyari dava arkadaşlığında ise, birlikte açılan davalar birbirinden bağımsız olduğundan, mahkemenin görevli olup olmadığının her bir dava için ayrı ayrı belirlemesi gerekir. Somut olayda, dava tarihi itibariyle yürürlülükte bulunan 1086 sayılı HUMK gereğince tüm davacıların birbiri yönünden talep ettikleri tutarın 7.080,00 TL'yi aşmadığı tartışmasızdır....