Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/467 esas sayılı dosyasında açılan nama ifa davası sonucunda, o tarihte bilirkişi incelemesi ile tespit edilen masrafların yükleniciye ait 5 ve 10 no’lu bağımsız bölümün satışına izin verilmek suretiyle arsa sahiplerince giderilmesine karar verilmiş, eldeki davada ise bağımsız bölümler satılıp masraflar yapıldıktan sonra kalan bedelin yüklenici tarafından tahsili de istenmiştir. Bilindiği üzere nama ifa davalarında belirlenen masraf tutarı ve bunları karşılamak için satışına izin verilen değerler avans niteliğinde olup, kesin miktar değillerdir....
her iki alacağın hukuki sonuçlarının birbirinden farklı olduğu, namâ ifa kapsamındaki işler bakımından, nama ifa kararı verilmesi halinde, avans olarak verilen para yetersiz kaldığında, davacı tarafça yükleniciden eksik kalan kısmın istenmesi mümkün iken, nama ifa kararı ile birlikte olumlu zararın tahsili anlamına gelen eksik iş bedelinin tahsiline ilişkin de hüküm kurulması halinde ise, arsa sahibinin eksik işe ilişkin kesinleşen bu tutarın üzerinde talepte bulunmasının mümkün olmayacağı, avans alacağının (yapılacak masrafların) karşılanabilmesi için şartları oluştuğunda yükleniciye ait yeter miktardaki bağımsız bölümün satışına izin verilmesi mümkün iken, normal bir alacağın tahsili için taşınmaz satışına izin verilmesinin mümkün olmadığı, nama ifa kapsamındaki işler bakımından nama ifa ile birlikte bedelinin avans olarak tahsiline karar verilmesi, nama ifa kapsamı dışında kalan imalatlar yönünden ise belirlenen nefaset bedelinin hüküm altına alınmasının gerektiği, öte yandan, yükleniciye...
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davalı yüklenici ... ile davacılar ve yüklenici dışındaki davalı diğer arsa sahipleri arasında tapuda.... parselde kayıtlı arsa üzerinde bina yapımı konusunda arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, yüklenici tarafından iskân ruhsatının eksik işlem ve .... Başkanlığı'nın bildirmiş olduğu ......
Nama ifa kapsamındaki işler bakımından, nama ifa kararı verilmesi halinde, avans olarak verilen para yetersiz kaldığında, davacı tarafça yükleniciden eksik kalan kısmın istenmesi mümkün iken, nama ifa kararı ile birlikte olumlu zararın tahsili anlamına gelen eksik iş bedelinin tahsiline ilişkin de hüküm kurulması halinde ise, arsa sahibinin eksik işe ilişkin kesinleşen bu tutarın üzerinde talepte bulunması mümkün olmayacaktır. Avans alacağının (yapılacak masrafların) karşılanabilmesi için şartları oluştuğunda yükleniciye ait yeter miktardaki bağımsız bölümün satışına izin verilmesi mümkün iken, normal bir alacağın tahsili için taşınmaz satışına izin verilmesi mümkün değildir. Nama ifa kapsamındaki işler bakımından nama ifa ile birlikte bedelinin avans olarak tahsiline karar verilmesi, nama ifa kapsamı dışında kalan imalatlar yönünden ise belirlenen nefaset bedelinin hüküm altına alınması gerekir....
Nama ifaya izin ve giderim bedellerini karşılamak için satışa izin ve yetki verilmesi davalarında, nama ifa giderlerini karşılamak üzere satışına izin verilecek bağımsız bölüm, bölümler, parsel ya da arsa payının aleyhine nama ifa talep edilen yüklenici adına kayıtlı ya da kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereğince yükleniciye devredileceği kararlaştırılan ve hakettiği bağımsız bölüm-bölümler, parsel ya da arsa payı olmalıdır. Davacı arsa sahipleri ile dava dışı arsa sahipleri... ve ..., ... ile davalılardan yüklenici ...Tur Turizm İnş. İç ve Dış Tic. San. Ltd. Şti. arasında Sincan 1. Noterliği’nin 25.11.2005 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmıştır. Taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde yükleniciye düşecek olan bağımsız bölümlerin nama ifa için satışı istenen 1, 2, 5, 7 ve 13 olduğu anlaşılmıştır....
Bu yasa hükmüne göre, alacaklının masrafı borçluya ait olmak üzere, borcun kendisi tarafından ifasına, yani nama ifaya izin verilmesi isteminin mahkemece kabul edilebilmesi için şu koşulların birlikte gerçekleşmesi zorunludur: a-Öncelikle yanlar arasındaki sözleşmenin yürürlükte olması gerekir. b-Yüklenici, ediminin ifasında borçlu temerrüdüne düşmüş olmalıdır (BK'nın md. 101/107) c-Nama ifaya izin, yanlar arasındaki sözleşmeye dayanılarak istenebileceğinden, borçlunun “yapma borcu” için nama ifa talep edilebilir. Yapma borcu olmayan işler için nama ifa istenemez. Nama ifaya izin istemi değerlendirilip hükümle sonuçlandırılırken mutlaka sözleşme hükümleri gözetilmeli ve karşı yanın da hakları korunmalıdır. Mahkemece, açıklanan bu yasal koşulların gerçekleşmiş olduğu saptanır ve nama ifaya izin talebi kabul edilirse; kurulacak hükümde, iznin hangi eksiklikler için verildiği ve bunların avans niteliğindeki tahmini tamamlama giderlerinin ne olduğu, tek tek açıklanıp gösterilmelidir....
A-) Asıl dava yönünden: ...- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı deliller ile gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. ...- Davalılar vekilleri ile davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Nama ifa, TBK nın 125/.... Fıkrası kapsamında aynen ifa kapsamında değerlendirilir. Bir başka ifade ile nama ifa, arsa sahibinin ifa menfaatini sözleşmedeki şartlara uygun olarak sağladığından aynen ifa niteliğindedir. Bu nedenle arsa sahibi nama ifa talep ettiğinde aynı zamanda sözleşmenin aynen ifasını ve tasfiyesini de talep etmiş kabul edilir....
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, eksik ve ayıplı iş bedeli ile iskan izni alma giderlerinin toplam 166.256,34 TL olduğu, davalı taraf sözleşmede kararlaştırılan tarihte teslim yapmadığından TBK’nın 112. maddesi ve taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davacıların kira tazminatı talebinde haklı olduğu, her ne kadar asıl davada davacılar vekili 30 no’lu bağımsız bölüm yönünden de nama ifa yetkisi talep etmiş ise de, 30 no’lu bağımsız bölümün birleşen dosyada davacı adına tesciline karar verildiği, imalat eksikliklerinin ve iskan bedelinin 10 ve 11 no’lu dairelerin satışıyla karşılanabileceği, asıl davadaki talep dikkate alındığında davacılara 10 no’lu bağımsız bölüm yönünden nama ifa yetkisi verilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir....
Hükmü taraflar temyiz etmiştir. 1-Taraflar arasında davacının yöneticisi olduğu apartmanın çatısında seramik ve yalıtım işlemleri yapılması konusunda sözlü bir sözleşmenin bulunduğu kararlaştırılan iş bedelinin de 1.725.00 TL olduğu çekişmesizdir. Uyuşmazlık eserin reddi gerekip gerekmeyeceği, davacının yaptığı nama ifa sebebiyle davalıdan bir talepte bulunup bulunamayacağı hususlarındadır. Burada öncelikle belirtmek gerekir ki yüklenici sadakat ve özen borcu gereği eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmek zorundadır. Yüklenicinin genel ihbar borcu bu zorunluluktan kaynaklanır. Başka bir anlatımla aktin gereği gibi ve vaktinde ifasını tehlikeye sokan her hali yüklenici iş sahibine derhal haber vermeye mecburdur....
Bu yasal hükmüne göre; alacaklının masrafı borçluya ait olmak üzere borcun kendisi tarafından ifasına, yani nama ifaya izin verilmesi isteminin mahkemece kabul edilebilmesi için şu koşulların birlikte gerçekleşmesi zorunludur: a) Öncelikle yanlar arasındaki sözleşmenin fesih edilmemiş, yani yürürlükte olması gerekir. b) Yüklenici, edimin ifasında borçlu temerrüdüne düşmüş olmalıdır (BK.mad.106, 107). c) Nama ifaya izin yanlar arasındaki sözleşmeye dayanılarak istenebileceğinden, borçlunun “yapma borcu” için nama ifa talep edilebilir. Yapma borcu olmayan işler için nama ifa istenemez. Nama ifaya izin istemi değerlendirilip hükümle sonuçlandırılırken mutlaka sözleşme hükümleri gözetilmeli ve karşı yanın da hakları korunmalıdır. Mahkemece, BK’nın 97. maddesinde öngörülen yasal koşulların oluştuğu kabul edilerek nama ifaya izin verilmiş ise de; bu yöndeki mahkeme hükmü, HUMK’nın 388-389. maddelerine aykırı olmuştur....