Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2007/383 esas 2009/209 karar sayılı birleşen davada ise yüklenici şirket vekili, sözleşmenin ifa edileceği düşüncesiyle yapılan harcamalar için 5.000,00 TL, sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle müvekkili şirketin mahrum kaldığı kâr için 40.000,00 TL ve arsa sahiplerince sözleşmenin haksız olarak feshi nedeniyle 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 11.06.2014 tarih 2008/711 esas 2014/166 karar sayılı karar ile; asıl davanın kısmen kabulü ile, taraflar arasında düzenlenen 04.10.1998 tarihli sözleşmenin geçersiz olduğunun tespitine, önceki günlü hüküm ile .... mirasçılarının açmış olduğu tazminat isteminin reddine karar verilip kesinleştiği anlaşıldığından yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, karşı davanın reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı ve karşı dava ile birleşen davada davacı yüklenici şirket vekili temyiz etmiştir....

    Belli günde davacı vekili Av. ... gelmiş davalı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı vekili, müvekkili ile arsa sahipleri arasında 22/3/2007 tarihinde düzenlenen arsa karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davacı yüklenicinin binayı tamamladığını ancak iskan ruhsatının alınamadığını ve sözleşme gereği yükleniciye isabet eden 8 no'lu dairenin davalı arsa sahibi tarafından 3. bir kişiye satıldığını ileri sürerek, dairenin bedeli olan 80.000,00 TL'nin devir tarihi olan 11/9/2008'den itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında yapılan arsa karşılığı inşaat sözleşmesi gereği davacının yapımını üstlendiği binada eksik bırakılan imalatlar nedeni ile nama ifa istemi ile ... 8....

      Mahkemece hükmüne uyulan Daire’mizin 16.02.2004 tarih ve 2003/4053 Esas, 2004/723 Karar sayılı bozma ilâmında; davacının nama ifa anlamına gelen dava dilekçesindeki talebinin hüküm altına alınma olanağının olmadığı, ancak açılan davadaki talebin içinde davacının ... bedelinden kalan alacağı varsa davadaki istemin bu biçimde değerlendirilerek inceleme yapılması gerektiği belirtilmiş ve mahkemece yapılması gereken ...; “bilirkişiden ek rapor alınarak, işin bedeli götürü olduğundan, götürü bedele göre davalının işi getirdiği fiziki seviyenin bulunması, bunun götürü bedele orantılanarak davalı alacağının saptanması, yapılan ödemelere göre bulunan alacaktan davacıya iadesi gereken bir bölüm varsa bunun hüküm altına alınması” olduğu vurgulanmıştır. Bozma ilâmına mahkemece uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir....

        Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince, müvekkili banka tarafından takibe konulan senedin gerçekten nama yazlı senet olup/olmadığı hakkında yeterli inceleme ve değerlendirme yapmadığını, dolayısı ile bu konuda tamamen usul ve yasaya aykırı bir karar oluşturduğunu, davacı/borçlu tarafından Garanti Koza İnş. San. Ve Tic. A.Ş.'ne hitaben keşide edilen ve Garanti Koza İnş. San. Ve Tic. A.Ş. tarafından da müvekkili Bankaya ciro edildikten sonra, vadesinde ödenmediği için protesto ettirilerek daha sonra İstanbul 2....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.12.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.03.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma talebinin dosyada pul bulunmaması nedeniyle reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yüklenicinin temliki işlemine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı yüklenici, davayı kabul etmiştir. Davalı arsa sahipleri, yüklenici aleyhine Ankara 15.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/359 esasında kayıtlı nama ifaya izin ve kira alacağı davası açtıklarını, bu davada yapıdaki 8 ve 16 numaralı bağımsız bölümlerin satışını da talep ettiklerini, davanın halen derdest olduğunu, açılan davanın reddini savunmuştur....

          Borçlar Kanunun 158 ve devamı maddelerinde düzenlenen cezai şart, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi halinde borçlunun belirli bir miktar para ödeme taahhüdüdür. Cezai şartın üç amacı vardır. Bunlar teminat ve ceza amacı, tazminat amacı ve sözleşmeden dönme amacıdır (Prof. Dr. Fikret Eren Borçlar Hukuku Genel Hükümler Cilt 111. İstanbul 1994 sh. 372). Borçlar Kanunun 158/1 maddesinde seçimlik cezai şart düzenlenmiştir. Buna göre alacaklı, sözleşme gereği hiç yada gereği gibi yerine getirilmediği takdirde ya edimin ifasını yada cezai şartın ödenmesini ister, burada teminat ve ceza amacı söz konusudur. Borçlar Kanunun 161. maddesine göre bu şartın aşırı olmaması gerekir. Somut olayda taraflar sözleşmenin ifası için belirli bir tarih öngörmüşlerdir. Bu tarihe kadar borç ifa edilmediği takdirde 150 milyon lira ödenecektir. Borçlu yüklenici edimini yerine getirmemiştir....

            Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; inşaatın yüklenici tarafından süresinde bitirilmediği bu nedenle kira tazminatına hak kazanıldığı, ayrıca tamamlanmayan inşaatların yapımı konusunda nama ifaya izin talebinin yerinde olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile eksik işler için nama ifaya izin ve yetki verilmesine, 39555 ada 9 parselin satışına izin verilmesine, bedelin yetmemesi halinde 39552 ada 9 parseldeki sırasıyla 1, 2, 3 no'lu bağımsız bölümlerin satışına izin verilmesine dair verilen kararın asıl ve birleşen davada davalı kooperatif vekili ve katılma yolu ile davacılar vekili temyiz etmesi üzerine Yargıtay 23....

              Serhat Cengiz'in 15/04/2022 tarihli dilekçesi ile davadaki vekalet görevinden çekildiğini bildirdiği ve dosyadaki vekil kaydının silinmiş olduğu anlaşılmıştır. Davalı alacaklı tarafından borçlular T1 DRN Tedarik ve Yönetim ... A.Ş., T2 aleyhine 04/03/2020 düzenleme, 30/06/2020 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli senede dayanılarak kambiyo takibi yapılmış, davacı borçlulara ödeme emri 15/09/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, 17/09/2020 tarihinde açılan dava ile takibe konu senedin nama yazılı olduğu ve ciro yolu ile devredilemeyeceği, protesto edilemeyeceği belirtilerek takibin iptaline ve tazminata karar verilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne, takibin iptaline, davacıların tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Takibe konu senedin incelenmesinde; keşidecisinin T1 lehtar ve birinci cirantanın T2, ikinci cirantanın DRN Tedarik ve Yönetim Hizm. Paz....

              Davacının talebi TBK'nın 113. maddesinde düzenlenen nama ifaya ilişkin olup, delil tespiti hükümlerine göre değerlendirme yapılıp karar verilemez. Mahkemece değişik iş defterine kaydedilerek HMK 400 ve devamı maddeleri delil tespiti hükümlerine göre değerlendirilip hüküm kurulması doğru olmamıştır. O halde mahkemece yapılacak iş, talebin nama ifa niteliğinde olması nedeniyle dosyanın esasa kaydının sağlanıp, yazılı yargılama hükümlerine göre yargılama yapılıp hüküm verilmesinden ibarettir. Yargılama usulünde hataya düşülerek delil tespiti ve ihtiyati tedbir hükümlerine göre değerlendirme yapılıp karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 30,10 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 18.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme kapsamında davalı tarafından çalıştırılan dava dışı işçinin müvekkili aleyhine açtığı işçilik alacakları ile ilgili davanın işçi lehine sonuçlandığını ve bu kapsamda müvekkili tarafından dava dışı işçiye icra takibi sonucunda ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemeden sözleşme hükümlerine göre davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, müvekkili tarafından ödenen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu