Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Davacılar, davalı şirket ile yapılan taşınmaz satış sözleşmeleri kapsamında dava konusu taşınmazların satın alınarak satış bedellerinin davalı tarafa ödendiğini ve davalı tarafından taşınmazlara ilişkin kat irtifak tapularının kendilerine devrinin yapıldığını, ancak taşınmazların süresinde tamamlanarak kendilerine teslim edilmediğini belirterek; yüklenici firma tarafından yarım bırakılarak terk edilen inşaatın nama ifa sureti ile tamamlanmasına izin verilmesini,anahtar teslimi inşaat masrafları ile sözleşme gereği belirlenen cezaların ve sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle doğan tüm zararlarının davalıdan tahsilini talep etmişlerdir. Davalı tarafa yapılan tebligata rağmen davalı cevap vermemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki nama ifa ve alacak davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı birleşen davanın kira alacağı yönünden kısmen kabulüne, nama ifa yönünden reddine, asıl davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davada davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davada davalı vekili Av. ... ile davacılar vekili Av. ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

      Bu durumda, borçlunun dava dilekçesi, alacaklının icra mahkemesine sunduğu cevap dilekçesi kapsamı ve senetlerin sıralı oluşu ve takip dayanağı senetlerin Tüketici Kanunundan kaynaklanan taksitli satış sözleşmesi kapsamında verildiği dikkate alındığında, alacağın varlığı ve miktarı 4077 sayılı Tüketici'nin Korunması Hakkında Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunludur. Bu itibarla şikayetin kabulü ile takibin şikayetçi borçlu yönünden iptaline, yasal şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine" dair karar verildiği görülmüştür....

      - KARAR - Davacılar vekili, davacı arsa sahipleri ile davalı şirket arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalı şirketin müvekkilleri aleyhine tapu iptal tescil davası açtığını, müvekkillerinin de eksik ve ayıplı ifa ile kira tazminatı talepli karşı dava açtığını, yargılama sonrası yüklenici lehine verilen tapu iptali ve tescil kararının Yargıtay tarafından düzeltilerek onandığını, bu ilama göre birlikte ifa kuralı gereğince yüklenici şirketin müvekkillerine olan kira tazminatı ile eksik ve ayıplı iş bedelleri toplamını ödediği takdirde tapu iptal tesciline karar verildiği, davalı şirketin bu borcu ödemeden taşınmazların tapu devrini aldığını ve muvazaalı olarak diğer davalıya sattığını ileri sürerek 36.62 ve 10 numaralı bağımsız bölümlerin tapu iptali ile tescilini talep ve dava etmiştir. Davalı ... İnşaat Ltd....

        Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin ifa edilmemesi ile ilgili olarak davalı arsa maliki ... tarafından yüklenici kooperatif aleyhine birden fazla dava açıldığı, bu davalarda, yüklenici kooperatifin edimlerini zamanında yerine getirmediği kabul edilerek arsa maliki lehine tazminata hükmedildiği ve dosyaların ... incelemesi sonucu onanarak kesinleştiği, bu nedenle işbu davada davacı kooperatifin iddialarının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 22.12.2015 tarihli, 2015/1225 Esas, 2015/8354 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır. Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip ... ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

          Somut olayda, dava nama ifa kapsamında izin talebine ilişkin olup, mahkeme kararında da belirtildiği üzere meni müdahale talebi olmadığı gibi, dosya içeriğinden, yukarıda yazılı sözleşme maddeleri ve ara kararından sonra alınan bilirkişi raporlarından işin büyük oranda ifa edildiği anlaşılmış olmakla ihtiyati tedbir talep edilen davada, dava konusunun niteliği de gözetildiğinde ihtiyati tedbir kararının verilmesini gerektirir yaklaşık ispata yeterli delil ve belge bulunmadığından mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi isabetli olmuştur....

          - K A R A R - Davacı vekili, davacı arsa sahibi ile davalı yüklenici arasında 13.11.2009 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşme uyarınca üzerine düşen edimi yerine getirmeyerek inşaatı süresi içerisinde tamamlamadığını ileri sürerek inşaattaki mevcut eksikliklerin davacı arsa sahibi tarafından davalı yüklenici nam ve hesabına ikmali için davacıya nama ifaya izin verilmesini, ayrıca eksik ve ayıplı işler bedeli ile kira tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının projeye uygun olarak daireleri yapıp süresinden önce davacıya teslim ettiği, davacının ödemesi gereken iskan harçlarını ödememesi nedeniyle daire ve dükkanlarına iskan ruhsatı alınamadığı, bu durumda davacının kira kaybından dolayı tazminat talep edemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....

            nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir....

            davalılar tarafından verilen cevapta inşaatta eksik işlerin bulunduğunu irtifak tapusunun kurulması aşamasında edimlerini yerine getirmediklerini ikrar ettiklerini, bu nedenle kat irtifakı kurulması amacıyla nama ifaya ve benzeri işleri yapmak için izin verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Borcun ifa imkanı olduğu sürece borçlu borcunu yerine getirmekten kaçınıyorsa alacaklı onu ifaya zorlayabilir. Borçlu, borcun ifasını kendi kusuruyla kaybedebileceği gibi haklı bir sebep olmadan ifadan tüm olarak kaçınabilir yada ifa noksan veya 2012/14268-2013/3586 -3- ayıplı bulunabilir veyahutta ifada kusurlu olarak gecikebilir. Kural olarak borcun ifa edilmemesi borçlunun sorumluluğu sonucunu meydana getirir ve borcun ifa edilmemesinde borçlu kusurlu kabul edilir. Bu durumda, sözleşmedeki alacaklı aynen ifa yerine 818 sayılı BK’nun 96. ve devamı maddeleri uyarınca tazminat isteminde bulunabilir. Anılan tazminat, borçlunun edimi sözleşmeye uygun biçimde süresinde yerine getirmesi halinde alacaklının mamelekinin bulunacağı hal ile sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle mamelekinin şimdiki durumu arasındaki fark olarak tanımlanabilecek olan müspet zarardır....

              UYAP Entegrasyonu