Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 24/09/2020 NUMARASI: 2020/172 Esas 2020/382 Karar DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/05/2021 Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; DAVA: Davacı vekili, davacının davalı şirketin %44 ortağı ve aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olduğunu,davalı şirketin yönetim kurulu başkanlığının hileli bir şekilde ... tarafından ele geçirildiğini,davalı şirketin ana sözleşme değişikliği usulsüz işlemlerle gerçekleştirildiği,davalı şirketin 2020/02 karar nolu 2017/2018 olağan genel kurul gündemli, yönetim kurulu toplantısında davacının davet edilmeyerek kararlar alındığını, yönetim kurulu kararının var olması için yönetim kurulunun yasanın aradığı şekilde toplanması ve karar alması gerektiğini,yönetim kurulu üyelerinin biri veya birkaçı toplantıya çağrılmadan yönetim kurulu yapılıp karar alınmışsa,alınan kararların...

    Mahkemece alınan bu karar genel kurulun görev yetkilerini düzenleyen hükümlere, Ticaret Kanunun Yönetim kurulu üyelerinin mali haklarını düzenleyen hükümlere ve Anayasanın bazı hükümlerine aykırıdır. Mahkemece verilen iş bu tedbir kararı nihai kararla elde edilebilecek neticeyi sağlamakla tedbir niteliğinde olmayan nihai bir karar niteliğindedir. Yargıtayın bir çok kararında nihai neticeyi sağlayacak biçimde tedbir kararı verilemeyeceği özellikle vurgulanmıştır. Bu sonucu sağlayacak bir hüküm için yargılamanın tamamlanması gereklidir. Henüz delillerin toplanması aşamasın da bulunan bir davada bu şekilde hüküm kurulması Hatalı ve adil olmayan yargılamanın gereksiz olduğu yönünde bir sonuç doğurmuştur. Yönetim Kurulu üyelerinin mali haklarını TTK . 'nın 394. Maddesi düzenlemektedir. Bu hüküm Yönetim kurulu üyelerinin mali haklarının (Huzur hakkı, Ücret, İkramiye, Prim ve yıllık kardan pay) belirlenmesi hak ve yetkisini Genel Kurula vermiştir....

      Mahkemece alınan bu karar genel kurulun görev yetkilerini düzenleyen hükümlere, Ticaret Kanunun Yönetim kurulu üyelerinin mali haklarını düzenleyen hükümlere ve Anayasanın bazı hükümlerine aykırıdır. Mahkemece verilen iş bu tedbir kararı nihai kararla elde edilebilecek neticeyi sağlamakla tedbir niteliğinde olmayan nihai bir karar niteliğindedir. Yargıtayın bir çok kararında nihai neticeyi sağlayacak biçimde tedbir kararı verilemeyeceği özellikle vurgulanmıştır. Bu sonucu sağlayacak bir hüküm için yargılamanın tamamlanması gereklidir. Henüz delillerin toplanması aşamasın da bulunan bir davada bu şekilde hüküm kurulması Hatalı ve adil olmayan yargılamanın gereksiz olduğu yönünde bir sonuç doğurmuştur. Yönetim Kurulu üyelerinin mali haklarını TTK . 'nın 394. Maddesi düzenlemektedir. Bu hüküm Yönetim kurulu üyelerinin mali haklarının (Huzur hakkı, Ücret, İkramiye, Prim ve yıllık kardan pay) belirlenmesi hak ve yetkisini Genel Kurula vermiştir....

      konusu edilen sermaye artırım kararına dayanarak yeni bir usulsüz karara imza atıldığını ileri sürülerek yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmesini istemiştir....

        Mahkememizde açılan işbu dava ;Davacıların iptalini talep ettikleri yönetim kurulunun davacıların müşterek murisi ---- ölümünden sonra usulüne uygun olarak oluşturulup oluşturulmadığının ve hukuken TTK ve ana sözleşmeye uygun olarak oluşturulan bir yönetim kurulu kararının bulunup bulunmadığının belirlenmesi, davacıların davalı şirkette pay sahibi olup olmadıkları ve iptalini talep ettikleri yönetim kurulu ve yönetim kurulunca alınan kararların iptalini talep etme hak ve yetkilerinin bulunup bulunmadığının tespiti, yönetim kurulu tarafından ---ölümünden sonra alınan yönetim kurulu kararlarının belirlenerek bu kararların iptali veya hükümsüzlüğünün tespiti koşullarının--- genel kurulun alınan yönetim kuruluna etkisi de göz önünde bulundurularak ---- kararlarının iptali veya hükümsüzlüğünün tespitini talep etme haklarının ana sözleşme ve yasaya uygun olarak mevcut olup olmadığının belirlenmesi istemine ilişkindir....

          de feshedildiğini, bunun üzerine müvekkilinin ---- tarihinde yönetim kurulu üyelerine ihtarname keşide ederek ------ keyfi olarak sona erdirilemeyeceğini, bunun için geçerli bir yönetim kurulu kararı olması gerektiğini, --- tarihli --- olduğunu” bildirdiğini, davalı şirketin ----- edilen ana sözleşmesine göre------atama ve görevden alınmalarının geçerli bir yönetim kurulu kararı ile yapılmasının gerektiğini, TTK 375/1 maddesinde de bu şekilde öngörüldüğünü, ana sözleşmenin 23 üncü maddesinde yönetim kurulu toplantılarının ------ bildirilme zorunluluğunun bulunduğunu, çağrı yapılmadan--- tarihli ---- alındığını, böyle bir halde kararın geçersiz olacağını, karardaki imzaların elden dolaştırma suretiyle alındığını, oysa TTK 390/4 maddesine göre elden dolaştırma suretiyle alınan kararların tüm üyelere ibraz edilmesinin geçerlik şartı olduğunu, ----- tarihli kararında da bu şekilde dendiğini, karar müvekkiline ibraz edilmeden alındığından batıl olduğunu, öte yandan karar yeter sayısının bulunup...

            nin toplam olarak 107 mağazası ile ayrıca 7 adet iştirakinin bulunduğunu, bunları yönetmek işinin iki müdürün insanüstü gayreti ile olduğunu, şirketin büyüklüğü, yönetim zorluğu, mesai sınırlamasının olmaması gibi zorluklar nedeni ile genel kurulun bu karara vardığını, davacının gündemin 9. maddesine ilişkin iptal isteminde öncelikle dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddi gerektiğini, fakat incelendiği durumda da 2017 yılı karı'nın davacının önerisi gibi 15.000.000,00-TL olarak değil de 3.000.000,00-TL olarak oy çokluğu ile kabul edildiğini, şirketin finansal durumuna da uygun olduğunu, şirketin 2017 yılı karının 24.266.803,32-TL olduğunu beyanla; sair cevap verme ve delil sunma hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. KABUL VE GEREKÇE : Dava, limited şirket ortaklar kurulu kararının iptali ve mutlak butlan ile malül olduğunun tespiti talebine ilişkindir....

              a davet yapılarak toplantı yapılmış ise de; toplantıya katılan ... davacıya ait hisselerle ilgili de toplantıda görüşlerini dile getirmiştir. 4.000 hisseye karşılık davacı genel kurula katılsa dahi toplantının karar nisabına herhangi bir etkisi olmayacağından bu hususa yönelik olarak genel kurulda alınan kararların butlan nedeniyle geçersizliği ile sürülemez. Toplantı ile ilgili usulüne uygun ilanlar yapılmış, davacının özel denetçi seçimi talebi TTK'nun 437.ve devamı maddelerindeki yazılı şartlara uygun olmadığından yerinde değildir. Davacı her ne kadar istifasının geçersiz olduğunu iddia etmiş ise de; yapılan şikayet sonucunda bu iddiaları ile ilgili kavuşturmaya yer olmadığına karar verildiğinden ve geriye kalan yönetim kurulu üyeleri de eksik yönetim kurulu üyesini seçip yeni genel kurula kadar seçilen yönetim kurulu görev yapacağından davacının bu yöndeki iddiaları da yerinde değildir....

                -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyesi iken parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle üyelikten çıkartıldığını, çıkarma kararının haksız olduğunu, yapılmayan imalatların sanki yapılmış gibi yüklenicinin hakedişlerine yansıtıldığını, ihtarlarda borcun açık olarak kalem kalem gösterilmediğini, aynı durumdaki başka üyeler hakkında işlem yapılmadığını, yönetim kurulunun mali konularda kooperatifi çıkmaza sokmaya çalıştığını ve bu nedenle yargılanıp ceza aldıklarını ileri sürerek, müvekkilinin ihracına ilişkin 16.08.2008 tarihli yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, borç miktarının ihtarnamelerde açık olarak gösterildiğini, borcun genel kurul kararlarına dayandığını ve davacının ödemesi gereken borcunu bildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

                  Ticaret Mahkemesi'nin 2020/490 esas sayılı dosyasında genel kurul toplantısının 14.maddesindeki mal varlığının tümünün veya önemli bir bölümünün kiraya verilmesi veya satılması veya mal varlığının önemli bir bölümü üzerinde ayni hak tesis edilmesi hususunda yönetim kuruluna yetki verilmesine yönelik karara istinaden yönetim kurulu tarafından 31/08/2020 tarihli 2020/21 sayılı kararı ile şirkete ait taşınmazların satışına yönelik karar alınmış olup, yukarıda belirtildiği gibi bu yönetim kurulu kararına dayanak yapılan genel kurul kararının 14.maddesinin iptali gerektiğinden yönetim kurulu kararının da iptali gerekir. Her ne kadar davacı genel kurul kararının yokluğunun tespiti, butlanının tespitini istemiş ise de; söz konusu yönetim kurulu kararları usulüne uygun alınmış olmakla, yokluk iddiaları ile butlan iddiaları yerinde değildir. Birleşen Ankara ......

                    UYAP Entegrasyonu