Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

yasal olarak yok hükmünde olduğunu,davalı şirketin gerçekte hangi tarihte yapıldığı dahi belli olmayan ve 2020/02 karar nolu 13.02.2019 tarihli 2017/2018 yılı olağan genel kurul toplantısı gündemli yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespiti ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

    Dava; davalı şirkete ait Antalya ili Kemer İlçesinde bulunan ...Club Şubesi‘ne müdür olarak atanmasına ilişkin 01/03/2008 tarih ve ... sayılı Yönetim Kurulu kararının iptali ile bu karar nedeniyle davalı şirket kanuni temsilcisi olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin 04/02/2022 tarihli cevabi yazıları ve yazılarına ekli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 08/01/2010 tarih ve ... sayılı nüshasının ... sayfalarından da anlaşılacağı üzere ...Turizm Ticaret A.Ş.ile birleştikleri anlaşılmıştır. ...Turizm Ticaret A.Ş.hakkında da İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... E. ... K,sayılı dosyasında iflasına karar verildiği, dolayısıyla şirket merkezinin Şişli/İSTANBUL olduğu anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK yönetim kurulu kararlarını düzenleyen 390-391. maddelerinde yönetim kurulu kararlarının iptaline ilişkin açık bir hükme yer vermemiş ise de yasanın 391/1.maddesine göre, yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir....

      Yönetim kurulu üyelerinin görev süreleri dolduğundan genel kurulda yönetim kurulu seçimi yapılarak, yapılan seçim sonucunda davacılardan ... ile ... ile birlikte ... , .... ve ... yönetim kurulu üyesi olarak seçilmişlerdir. Davacıların yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmakta oldukları dolayısıyla mevcut üyeler yeniden seçildikleri sabittir....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/146 KARAR NO : 2022/394 DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararlarının Batıl Olduğunun Tespiti ve/veya İptali İstemli) DAVA TARİHİ : 17/02/2022 KARAR TARİHİ : 06/05/2022 Davacılar vekili tarafından davadan feragat ettiklerini bildirir 05/05/2022 tarihli dilekçe ve davalı vekili tarafından sunulan aynı tarihli feragatin kabulüne ilişkin dilekçenin dosyaya sunulması üzerine dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin davalı şirketin ortağı olup, 05.10.2021 tarihli ihtarname ile şirket yönetim kurulu tarafından 22.10.2021 tarihinde toplantıya çağrıldığını, bu toplantıda alınan 7 nolu, esas sözleşme'nin 6. maddesinde yer alan sermayenin arttırılmasına ve ana sözleşmenin 6.maddesinin tadiline ilişkin olarak alınan genel kurul kararının kanuna, esas sözleşmeye ve afaki iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, şirketin hakim hissedarları ve yönetim kurulu üyeleri olan ... ve ...'...

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davalı şirketin 8 Eylül 2006 tarihinde yapılan 2003 Yılı Genel Kurul Toplantısı Kararlarının yok hükmünde ve mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti talebine ilişkindir. Davalı....... Proje Danışmanlık San. ve Tic. AŞ.'nin ticaret sicil kayıtları uyarınca davacının davalı şirketin hissedarı olduğu, ..... Ocak 2004 tarih ve ...... sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlanan 2002 yılı olağan genel kurul toplantısının 7 nolu kararıyla davacı ...'nun 3 yıl süre ile yönetim kurul üyeliğine seçildiği anlaşılmıştır. Eldeki davada davacı taraf, davalı şirketin .........

            Dava, limited şirket yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunun tespiti istemine ilişkin olup mahkemece yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu yönetim kurulu kararlarının alındığı tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 330. maddesinin 1. fıkrası “Esas mukavelede aksine hüküm olmadıkça idare meclisinin bir karar verebilmesi için, azaların en az yarısından bir fazlasının hazır olması şarttır. Kararlar, mevcut azaların ekseriyetiyle verilir.” hükmünü amirdir. Anılan hüküm toplantı yeter sayısı bakımından emredici nitelikte olup davalı şirketin ana sözleşmesinde de aksine herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Dava konusu olayda, davalı şirketin yönetim kurulu 3 kişiden oluşmaktadır....

              Davalı vekilince bilirkişi raporuna itirazlarında yönetim kurulu üyelerinin birbirinin ibralarında oy kullanamamaları durumununda yönetimde olmayan ortaklar tarafından bu durumun kötüye kullanılabileceği, dolayısıyla yönetim kurulu üyelerini diğer yönetim kurulu üyelerini ibrasında oy kullanabilmeleri gerektiği yönünde itiraz edilmişse de, bu konuya ilişkin olarak hukukumuzda, yönetimde yer almış kişilerin sadece kendilerinin ibralarında değil, diğer yönetim kurulu üyelerinin ibralarında da oy kullanamayacakları kabul edilmektedir. Yargıtay kararlarında da yönetim kurulu üyelerinin birbirinin ibralarında oy kullanmasının hukuka aykırı olduğu kabul edilmiştir....

                ne ait hisse senetlerini 1950 yıllarında satın aldığını, ellerindeki Halkbank A.Ş. hisse senetlerine dayanarak, davalı bankadan senetlerinin kar paylarını almak ve sermaye artırımlarına katılmak istemeleri üzerine, mülkiyet haklarının, yıllara sari olarak hukuka aykırı işlem ve eylemlerle değersizleştirilerek gasp edildiğini öğrendiklerini ileri sürerek davalının tüm Genel Kurul ve Yönetim Kurulu kararlarının, mutlak butlanla batıl ve yok hükmünde olduğunun tespiti ile, 1969 yılından günümüze kadar, paydaşlar aleyhine alınmış (müvekkiline kar payı ödenmemesine, bedelsiz hisse senedi verilmemesine, sermaye artırımına katılmamasına vs dair) tüm Genel Kurul ve Yönetim Kurulu kararlarının iptaline, şimdiye kadar ödenmemiş kar paylarına mahsuben şimdilik 50,00 YTL'nin, tahakkuk tarihlerinden itibaren reeskont faizi ile davalılardan tahsili ile, davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....

                  in yönetim kurulu üyeliğinden çıkarılmaya çalışarak yerine başka bir üyenin yönetim kurulu seçildiğinden dolayı yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunu beyan etmiş ise de ortada davacı şirketin davalı şirket hissedarlığının sona erdirildiğine dair bir karar bulunmadığı gibi davalı yönetim kurulu tarafından davacıya yapılan hisse devri de bulunmadığından bu yöndeki beyanlarının da dinlenemeyeceğini, davacı şirketin davalının ortağı olduğundan davalı şirket yönetim kurulunca davet edilmeyerek hazırlanmış olan genel kurul toplantı çağrısına ilişkin kararlarının TTK 391.madde uyarınca batıl olduğunu, 05.01.2017 tarihli genel kurulu kararlarının batıl olduğunun tespiti ile kararın kaldırılması gerektiğini, söz konusu genel kurul kararlarının davacı şirketin hissedar olmasına rağmen toplantılara davet edilmeden gerçekleştirildiğini, kurul kararının yok hükmünde olduğunu, dava konusu toplantılarda genel kurulun oluşmadığını, çağrının usulüne uygun yapılmadığını, mahkemece şirket pay defteri...

                    Buna göre davacı vekilinin davacı yönetim kurulu üyesinin yokluğunda ve kendisine usulüne uygun çağrı yapılmayan yönetim kurulu toplantısında alınan kararların batıl sayılması gerekeceği yönündeki istinafı yerinde görülmemiştir. " gerekçesi ile verdiği kararda yönetim kurulu üyesinin yönetim kurulu toplantısından bir şekilde haberdar olduğunun anlaşılması halinde söz konusu kararın batıl olduğunun istenemeyeceğini belirtmiştir. ------- sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; 6102 saylı TTK'nın 410/1. maddesine göre genel kurul, süresi dolmuş olsa bile yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabilir. TTK'nın 390/4. maddesi gereğince, üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, ------- üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı karar şeklinde yazılmış önerisine en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle verilebilir. Aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır....

                      UYAP Entegrasyonu