Birleşen davada davacı vekili, kooperatifin 11/05/2007 tarihli genel kurulunda alınan kararların Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşmeye aykırı olduğu, bu toplantıda alınan satış kararı üzerine kooperatif eski yöneticilerinin kooperatife ait taşınmazı davalı şirkete satmış oldukları, gerek genel kurul kararının gerekse de satışa ilişkin yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunu, yokluğun tespiti yönünde süreye bağlı olmaksızın her zaman dava açılabileceğini ileri sürerek, 11/05/2007 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir....
Dava, yönetim kurulu üyerinin ibrasına ilişkin genel kurul kararının geri alınmasına yönelik kararın iptali istemine ilişkindir. Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin eski yönetim kurulu üyeleri olduğunu, 29.08.2008 tarihli genel kurul kararı ile ibra edildiklerini ancak söz konusu ibra kararının iptali istenen 08.02.2010 tarihli genel kurul kararı ile geri alınarak haklarında sorumluluk davası açılmasına karar verildiğini ileri sürerek işbu davayı açmış, mahkemece yapılan yargılama sonunda, yukarıda değinilen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/12/2019 NUMARASI : 2018/163 ESAS 2019/335 KARAR DAVA KONUSU : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) KARAR : Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Davacı vekili, dava konusu yapılan yönetim kurulu kararı gereğince 12/12/2013 tarihinde toplanan genel kurul kararları aleyhine Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinde 2016/1208 esas sayılı genel kurul kararının iptali davasının açıldığını, bu davanın bekletici sorun yapılmasını talep etmiş ise de, davacı 12/12/2013 tarihinde yapılan genel kurulunda müvekkilinin alınan kararlarda zarara uğradığını düşündüğüne göre, bu konuda iptal davası açmakla yasal hakkını kullanmış olup, genel kurulun toplanması konusunda alınan yönetim kurulu kararının iptali davasında bu davanın bekletici sorun yapılmasında hiçbir hukuki yarar bulunmadığından, talebinin reddine karar verilmiştir....
Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın usulden reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, dernek genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde, yönetim kurulunun üyelikten ihraç kararının usulüne aykırı olduğunu belirtmiş ise de, dava konusu talep, 10.06.2017 tarihli genel kurulun iptal edilmesine yönelik olmasına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesince dava yanlış nitelendirilerek, yönetim kurulu kararının iptali olarak ele alınmış ve davanın usulden reddine karar verilmiştir. Somut olayda, 15.05.2017 tarihli dernek yönetim kurulu kararı ile davacının üyelikten ihracına karar verilmiş, karar davacıya gönderilmiş ise de, genel kurul ve dava tarihinden sonraki bir tarih olan 26.08.2017 tarihli tebliğe ilişkin evraka göre, davacının imzadan imtina eden eşinin beyanı ile davacı adresten taşındığından tebligat iade edilmiştir....
GEREKÇE : Dava; davalı kooperatifin 14/05/2022 tarihli genel kurul toplantısında alınan, davacının kooperatif ortaklığından çıkarılmasına ilişkin yönetim kurulu kararının onaylanmasına ilişkin kararının iptali isteğine ilişkindir. HMK madde 14/2. Maddesi uyarınca; " özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir." düzenlemesi yer almaktadır. İşbu dava davacının davalı kooperatif üyeliğinden ihracına ilişkin yönetim kurulunun kararının onaylandığı kooperatif genel kurul kararının iptali isteğiyle açılan dava olup davanın niteliği gereği kooperatifin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Kesin yetki mahkemece resen gözetilecek hususlardan olup kooperatifin adresi Atatürk Mah. Lale Cad....
ın müvekkilinin parasını almayı engellemek istediğinden anılan genel kurul kararının iptali için dava açtığını, genel kurul kararının uygulanması için kesinleşme şartı olmamasına rağmen yönetim kurulunun, iptal davasının sonucunda ödeme yapmayı kabul ettiğini ileri sürerek, protokolle kararlaştırılan 92.000,00 TL'nin hangi tarihte ödenmesi gerektiğinin tespiti ile ....000,00 TL maddi ve ....000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı kooperatif vekili ve davalı ..., davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalı kooperatif organlarının, konunun ilk genel kurul toplantısında ele alınmasını sağladığı ve genel kurulda anlaşmaya uygun biçimde karar çıktığı, ancak kooperatif üyelerinden ...'ın bu genel kurul kararı aleyhine iptali istemiyle dava açtığı, genel kurulun, herhangi bir şarta bağlı olmadan, davacı ...'...
Dağıtım Pazarlama Ticaret ve Sanayi A.Ş. yönetim kurulu başkanı olan davalının B grubu imtiyazlı hissedarlara haber vermeden gerçekleştirdiği 28.09.2011 tarihli olağanüstü genel kurul tutanağını yayınlatmak için Ticaret Sicil Memurluğu'na başvurduğunu, Memurlukça kabul görmemesi üzerine bazı madde ve ifadeleri değiştirip sahte bir genel kurul toplantı tutanağı tanzim ederek metni ilan ettirdiğini, buna bağlı olarak sözde yönetim kurulu kararı ile kendini yönetim kurulu başkanı seçtirdiğini ileri sürerek sahte belgeyle ilan edilen 28.09.2011 tarihli genel kurul toplantısı ile buna bağlı yönetim kurulu kararının iptalini, yeni bir olağanüstü genel kurul yapılması doğrultusunda karar alınmasını, yönetim kurulu başkan ve üyelerinin yetkili olmadıklarından yönetime kayyım atanmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davada taraf sıfatının bulunmadığını, davanın şirket tüzel kişiliğine karşı açılması gerektiğini savunarak davanın husumet yokluğundan reddini istemiştir....
Davalı ve vekili; davacılar ile yönetim kurulu üyelerinin görevleri sırasında kooperatifi zarara uğrattıklarının Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Kontrolörü'nün raporundan anlaşıldığını ve haklarında suç duyurusunda bulunulduğu, kaldı ki davacılar ve yönetim kurulu üyeleri aleyhine açılan tazminat davasının da derdest olduğunu, genel kurul kararının usül ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemişlerdir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 01/03/2018 tarihli genel kurul toplantısında 5 nolu kararın usulüne uygun şekilde oylamaya sunulduğunu, neticede usul ve yasaya uygun nisap ile yönetim kurulunun ibralanmasına karar verildiğini, mahkemece bahse konu karar alınırken yönetim kurulu üyelerinin her birinin diğer yönetim kurulu üyelerinin ibrasında oy kullanmış olduğunu, bu kararın iptaline karar verilmiş ise de mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, yönetim kurulu üye sayısı ana sözleşme ile ilan ve tescil edilmeksizin genel kurulun oyçoğunluğu ile bu konuda karar verilebileceğini, bu sebeple genel kurul tarafından 4 kişi olarak belirlenen yönetim kurulunun üye sayısı bakımından ana sözleşmeye ve usule aykırılığın söz konusu olmadığını, mahkemece genel kurul toplantısında usul ve yasaya uygun nisap ile alınan genel kurul kararının da iptaline karar verildiğini, ancak mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, huzur hakkının harcanan emek ve mesai...