Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle mahkemece uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesi görevli olduğundan..." hükmü gereğince bozulduğu, dosyanın---- görevsizlik kararı ile Mahkememize geldiği anlaşılmıştır.Davacı vekili davanın kabulünü talep etmiş, davalı vekili de davanın reddini talep etmiştir.Mahkememizce yapılan yargılama sonunda tüm dosya kapsamı itibarı ile taraflar arasında ki uyuşmazlığın ortak hesaba giren--- aynı gün dava dışı ---Şahıs hesabına gönderilmesinden kaynaklı olduğu, paranın --- tarafından tarafların ortak hesabına gönderildiği, aynı gün gönderen hesaba tekrar gönderildiği, bu sebeple paranın davalıların mülkiyetine geçmediği, davacının davalılardan alacak talep edemeyeceği anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    KARAR Davacı, davalı ile ortak murisleri olan ... ... 08.04.2009 tarihinde vefat ettiğini, ölmeden önce kanser hastası ve ağır durumda olduğunu, bu halde iken davalının, ... Şubesindeki müşterek hesaplarından, miras hakkını bertaraf etmek amacıyla, murise karşı özen borcunu da yerine getirmeden tüm paraları çektiğini ileri sürerek murisinin davalı ile olan müşterek hesabından davalı tarafından çekilen paradan, şimdilik 25.000,00 TL sinin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müşterek hesapta bulunan paranın 2/3'ünün müvekkiline ait kişisel mallarının satışı sonucu elde edildiğini ve daha önce müvekkili davalının başka bankalardaki hesabına yatırılmışken, murisin iradesine uygun olarak ... Şubesindeki müşterek hesaba aktarıldığını, hesaptaki paranın kalan 1/3 lük kısmının ise, edinilmiş mallar karşılığı hesaba yatırıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

      KARAR Davacı, davalı ile ortak murisleri olan ... ... 08.04.2009 tarihinde vefat ettiğini, ölmeden önce kanser hastası ve ağır durumda olduğunu, bu halde iken davalının, ...... Şubesindeki müşterek hesaplarından, miras hakkını bertaraf etmek amacıyla, murise karşı özen borcunu da yerine getirmeden tüm paraları çektiğini ileri sürerek murisinin davalı ile olan müşterek hesabından davalı tarafından çekilen paradan, şimdilik 25.000,00 TL sinin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müşterek hesapta bulunan paranın 2/3'ünün müvekkiline ait kişisel mallarının satışı sonucu elde edildiğini ve daha önce müvekkili davalının başka bankalardaki hesabına yatırılmışken, murisin iradesine uygun olarak ... Şubesindeki müşterek hesaba aktarıldığını, hesaptaki paranın kalan 1/3 lük kısmının ise, edinilmiş mallar karşılığı hesaba yatırıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

        Yerleşik Yargıtay kararları gereğince, hesabın kaynağının araştırılmasına gerek bulunma- dığından, dava konusu hesap mevcudunun davalının gelirleri ile oluşup oluşmadığı hususunun, ayrıca hesabın ortak hesap olma niteliği değişmeyeceğinden paranın kimin tarafından yatırıldığı hususunun araştırılmaması sonuca etkili görülmemiş, davalının bu yöne ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir....

        Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 18.291,80 TL nin tahsiline karar verilmiş,hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirtici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı,davalı ile ortak murislerinden kalan taşınmazın kamulaştırma bedelinin tahsili için davalıya vekaletname verildiği ve para çekildiği halde kendisine ödenmediğini bildirerek tahsili için eldeki davayı açmıştır.Davalı davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığını,ıslaha izni olmadığını,davacının da ortak murislerinden kalan taşınmazları kiraya verdiği ve kira bedelinin tamamını kendisinin aldığını,yine muristen kalan taşınmazların resmi işlemleri için masraf yaptığını,bu yüzden dava konusu alacağın bu masraf ve kira bedeline sayılacağının kararlaştırıldığını savunmuş,28.10.2009 tarihli dilekçesi ile de bu masraflar ve kira alacağının davacı...

          KARAR Davacı davalının kurmuş olduğu şirkete ortaklık vaadi ile şirket sermayesine katkı olmak üzere 22.500 Amerikan Dolarını davalıya verdiğini ancak şirkete ortak yapılmadı gibi verilen paranın da şirket için kullanılmadığını bildirerek ödediği bedelin tahsili için başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....

            Diğer taraftan, taraflarca açılan ortak hesaba, davacı tarafından 24/07/2010 ila 15/01/2012 tarihleri arasında 34 adet havale ile toplam 77.296 TL gönderilmiş ise de, bu durum hesabın ortak olduğu gerçeğini değiştirmez. Eş söyleyişle, ortak hesaba yatırılan paranın kaynağını araştırmaya gerek yoktur(Dairece verilen 2015/8610 E. 2016/5669 K., 2013/5455 E. 2013/7357 K, 2009/7693 E. 2009/11420 K ve 2009/15446 E. 2009/18793 K. Sayılı kararlar ile Yargıtay 13. Hukuk Dairesince verilen 2015/40233 E. 2016/3203 K. ve 2014/11159 E. 2014/33102 K. sayılı kararlarda aynı yöndedir). Ortak hesabın ise, yatırılan paranın tamamının davalı tarafından çekilmeek suretiyle kapatıldığı, gerek dosyadaki bilgi ve belgeler gerekse davalının ikrarıyla sabittir....

              Hukuk Mahkemesinin 5.7.2002 gün ve 2001/787E-2002/564 K. sayılı kararı ile sonuçlanıp Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiği sözü edilen parsellerin kamulaştırma dışında kalan kısımlarının yararlanmaya elverişli durumda olmaması nedeniyle kamulaştırılmaları için süresinde 18.2.2000 tarihinde açılan -Denizli Asliye 3. Hukuk Mahkemesinin 2000/132 Esas sayılı- davada faiz isteminde bulunulmadığı ve bu davanın 29.5.2003 tarihinde karara bağlanıp hükmün 26.12.2005 günü kesinleştiği, bu tarihten önce de kamulaştırma bedeli olarak saptanan paranın hak sahiplerine 22.12.2005 gününde ödendiği, eldeki faiz alacağı davasının ise anaparanın ödenmesinden ve buna ilişkin kararın kesinleşmesinden önce 12.7.2005 tarihinde açılmış olduğu anlaşılmaktadır. Kamulaştırılan taşınmazların kamulaştırma dışı kalan kısımları için ayrıca açılmış bulunan davada faiz istenmemiş, mahkemece arta kalan kısımların kamulaştırılmasına karar verildikten sonra faiz isteminde bulunulmuştur....

                nin ortak hesaptaki paranın tamamını çekebilme hakkına sahip olduğu, bu halde ortak hesaptaki paranın tamamı üzerinde mülkiyet hakkının varlığının da kabulünün gerektiği, buna göre anılan şirketle imzalamış olduğu genel kredi sözleşmesi gereğince, şirketin her türlü hak, alacak ve hesapları üzerinde hapis ve takas hakkı bulunan davalı bankanın, ortak hesaptaki dava dışı ....'nin mülkiyetinde sayılacak tutar üzerinde bu hakkını kullanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, ortak hesap üzerine bloke konulması nedenine dayalı alacak istemine ilişkin olup, mahkece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davacı ile dava dışı ...'nin davalı banka nezdinde ortak hesap açtırdıkları, davalı bankanın dava dışı ...'ne kullandırdığı kredilerin tahsili amacıyla ve kredi sözleşmesindeki hükümlere dayanarak dava konusu hesap üzerine bloke koyduğu anlaşılmaktadır....

                  nin aldığı paranın bir bölümünü inşaatın ortak giderleri için sarfettiği kabul edilip kalan kısımdan paydaşların hissesine düşen kısmın tahsiline karar verildiği görülmektedir. Anılan dava dosyası eldeki dava yönünden kesin hüküm oluşturmamakta ise de inşaata yapılan ortak harcamaların miktarı bakımından güçlü delil kabul edilmelidir. Bu durumda davalıya 32.000 Dolar ödenmiş olup, ortak harcamalardan sonra elinde hissedarlara dağıtması gereken 17.404 Dolar kaldığından bu paranın arsa sahibi ... 'nin hissesine düşen kısmının davalıdan tahsiline karar verilmeli, dava bu suretle sonuçlandırılmalıdır. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan yanlış değerlendirme sonucu davanın tamamen reddedilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu