ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/738 Esas KARAR NO : 2023/151 DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) DAVA TARİHİ : 15/08/2022 KARAR TARİHİ : 28/02/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: 1-İşlemden kaldırıldığı 10/11/2022 tarihten itibaren yasal süresi içerisinde yenilenmeyen iş bu davanın HMK 150. maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, 2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 99,20 TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine, 5-Bakiye...
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2) Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı yanca, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde 4.616,06 TL asıl ve 103,58 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.719,64 TL alacağın tahsili istenmiş, davalının takibe itirazı sonucu itirazın iptali istemli eldeki davada ise, harca esas değer olarak sadece 4.616,06 TL gösterilmek suretiyle asıl alacak dava konusu yapılmış, icra takibine konu yapılan işlemiş faize ilişkin itirazın iptali talebinde bulunulmamıştır. Buna karşın mahkemece, davacının işlemiş faize yönelik itirazın iptali talebi varmışçasına bu talebin reddine ve bu nedenle davalı yararına yargılama gideri yükletilmesi doğru olmamıştır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, kat malikleri kurulunun 17.06.2006 günlü toplantısında yönetici seçildiğini, defter ve belgelerin önceki yönetim tarafından 03.07.2006 tarihinde kendisine teslim edilmesine karar verildiğini, buna karşın teslim işleminin yerine getirilmediğini ileri sürerek devir teslim işleminin yapılmasına karar verilmesini istemiş, davalı taraf 20.07.2006 tarihinde yeni bir toplantı yapıldığını ve yeni bir yönetici seçildiğini, defter ve belgelerinde bu yeni yöneticide bulunduğunu savunmuştur. Dosyada toplanan bilgi ve belgelere, özellikle karar defteri içeriğine göre, davacının yönetime seçildiği 17.06.2006 günlü toplantıdan sonra gerçekleştirilen 20.07.2006 günlü toplantıda yeni bir seçim yapılmış olup aralarında davalılardan Ahmet Kara'nın da bulunduğu yönetim kurulu oluşturulmuştur....
Ve ..nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- HMK 107. maddesinin gerekçesine göre belirsiz alacak davasının, kısmen eda davasıyla birlikte külli tespit davası olarak da açılabilmesi imkân dâhilindedir. O halde belirsiz alacak davasında bir miktarın tahsili yanında, kalan tutarın tespiti istenebilecek ve yargılama sırasında belirlendiğinde kalan miktar da talep edilebilecektir. Bunun tam eda davasından farkı, belirlenebilen miktarın talebi yerine, kısmi bir miktarın istenebilmesidir. Örneğin belirsiz bir alacak için alacaklı tarafından belirsiz alacak davası açıldığında ve 100,00 TL için tahsil, kalan miktarı için ise alacağın tespiti istendiğinde kısmi eda külli tespit davasından söz edilir. Zira alacaklı işveren veya resmi kurum kayıtlarında geçen belirleyebildiği miktarı davaya konu etmek yerine, farazi bir miktar için talepte bulunmuştur....
Yargılama sırasındaki işleminden veya hâkimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlayacağından yargılama sırasında alacağın zamanaşımına uğradığından söz edilemez. Bu nedenle yargılama sırasında arttırılan taleplere karşı yapılan zamanaşımı defi sonuca etkili değildir. Ancak faiz başlangıcı açısından tahsil amaçlı belirsiz alacak davasından farklı bir durum vardır. Davaya konu edilen miktar bakımından faiz başlangıcı olarak dava tarihi kabul edilmelidir. Alacağın kalan kısmın sadece tespiti istenmiş olmakla, belirlenen bakiye alacak miktarının ilerde talep edildiği tarihten itibaren faize karar verilmelidir. Somut uyuşmazlıkta, davacı vekilinin dava dilekçesinde talep ettiği alacakların sembolik miktarlar olduğu anlaşılmaktadır. Dava, niteliği itibariyle külli tespit kısmi eda istemli belirsiz alacak davasıdır....
Yargılama sırasındaki işleminden veya hâkimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlayacağından yargılama sırasında alacağın zamanaşımına uğradığından söz edilemez. Bu nedenle yargılama sırasında arttırılan taleplere karşı yapılan zamanaşımı defi sonuca etkili değildir. Ancak faiz başlangıcı açısından tahsil amaçlı belirsiz alacak davasından farklı bir durum vardır. Davaya konu edilen miktar bakımından faiz başlangıcı olarak dava tarihi kabul edilmelidir. Alacağın kalan kısmın sadece tespiti istenmiş olmakla, belirlenen bakiye alacak miktarının ilerde talep edildiği tarihten itibaren faize karar verilmelidir. Somut uyuşmazlıkta, davacı vekilinin dava dilekçesinde talep ettiği alacakların sembolik miktarlar olduğu anlaşılmaktadır. Dava, niteliği itibariyle külli tespit kısmi eda istemli belirsiz alacak davasıdır....
Yargılama sırasındaki işleminden veya hâkimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlayacağından yargılama sırasında alacağın zamanaşımına uğradığından söz edilemez. Bu nedenle yargılama sırasında arttırılan taleplere karşı yapılan zamanaşımı defi sonuca etkili değildir. Ancak faiz başlangıcı açısından tahsil amaçlı belirsiz alacak davasından farklı bir durum vardır. Davaya konu edilen miktar bakımından faiz başlangıcı olarak dava tarihi kabul edilmelidir. Alacağın kalan kısmın sadece tespiti istenmiş olmakla, belirlenen bakiye alacak miktarının ilerde talep edildiği tarihten itibaren faize karar verilmelidir. Somut uyuşmazlıkta, davacı vekilinin dava dilekçesinde talep ettiği alacakların sembolik miktarlar olduğu anlaşılmaktadır. Dava, niteliği itibariyle külli tespit kısmi eda istemli belirsiz alacak davasıdır....
Ve ...’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- HMK 107. maddesinin gerekçesine göre belirsiz alacak davasının, kısmen eda davasıyla birlikte külli tespit davası olarak da açılabilmesi imkân dâhilindedir. O halde belirsiz alacak davasında bir miktarın tahsili yanında, kalan tutarın tespiti istenebilecek ve yargılama sırasında belirlendiğinde kalan miktar da talep edilebilecektir. Bunun tam eda davasından farkı, belirlenebilen miktarın talebi yerine, kısmi bir miktarın istenebilmesidir. Örneğin belirsiz bir alacak için alacaklı tarafından belirsiz alacak davası açıldığında ve 100,00 TL için tahsil, kalan miktarı için ise alacağın tespiti istendiğinde kısmi eda külli tespit davasından söz edilir. Zira alacaklı işveren veya resmi kurum kayıtlarında geçen belirleyebildiği miktarı davaya konu etmek yerine, farazi bir miktar için talepte bulunmuştur....
Yargılama sırasındaki işleminden veya hâkimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlayacağından yargılama sırasında alacağın zamanaşımına uğradığından söz edilemez. Bu nedenle yargılama sırasında arttırılan taleplere karşı yapılan zamanaşımı defi sonuca etkili değildir. Ancak faiz başlangıcı açısından tahsil amaçlı belirsiz alacak davasından farklı bir durum vardır. Davaya konu edilen miktar bakımından faiz başlangıcı olarak dava tarihi kabul edilmelidir. Alacağın kalan kısmın sadece tespiti istenmiş olmakla, belirlenen bakiye alacak miktarının ilerde talep edildiği tarihten itibaren faize karar verilmelidir. Somut uyuşmazlıkta, davacı vekilinin dava dilekçesinde talep ettiği alacakların sembolik miktarlar olduğu anlaşılmaktadır. Dava, niteliği itibariyle külli tespit kısmi eda istemli belirsiz alacak davasıdır....
Yargılama sırasındaki işleminden veya hâkimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlayacağından yargılama sırasında alacağın zamanaşımına uğradığından söz edilemez. Bu nedenle yargılama sırasında arttırılan taleplere karşı yapılan zamanaşımı defi sonuca etkili değildir. Ancak faiz başlangıcı açısından tahsil amaçlı belirsiz alacak davasından farklı bir durum vardır. Davaya konu edilen miktar bakımından faiz başlangıcı olarak dava tarihi kabul edilmelidir. Alacağın kalan kısmın sadece tespiti istenmiş olmakla, belirlenen bakiye alacak miktarının ilerde talep edildiği tarihten itibaren faize karar verilmelidir. Somut uyuşmazlıkta, davacı vekilinin dava dilekçesinde talep ettiği alacakların sembolik miktarlar olduğu anlaşılmaktadır. Dava, niteliği itibariyle külli tespit kısmi eda istemli belirsiz alacak davasıdır....