WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kanunu’nun 732. maddesine dayalı sebepsiz zenginleşme davasıdır. Bu dava, sıkı şekil şartlarına bağlanmış kambiyo hukukuna özgü bir davadır. Çekin karşılıksız çıkması nedeniyle, müracaat borçlularına başvurma hakkını kaybeden hamil, hakkı olan alacağını tahsil edemediğinden mal varlığında bir azalma olmakla birlikte, keşidecinin mal varlığında ise bir artış bir nevi hamilin zararına gerçekleşen bir zenginleşme meydana gelmektedir. Bu davanın ... Kanunu’nun 72 vd. maddelerine dayalı sebepsiz zenginleşme davasından tamamen farklı, kambiyo hukukuna dayalı özel bir dava olduğu tartışmasız olarak kabul edilmektedir.... Hukukunda yer alan sebepsiz zenginleşme davasının bir alt nevi olarak kabulü de mümkün değildir. Çek hamilinin mal varlığındaki azalma, çekin süresi içinde ibraz edilmemesi ya da ödenmediğinin yine süresi içinde tespit ettirilmemesi yahut alacak hakkının zamanaşımına uğramış olması gibi, "kanuna uygun" bir sebepten, kanun hükmünden kaynaklanmaktadır. Oysa ... Kanunun 77....

    Dava, taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartıldığı iddiasına dayalı tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1945 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosunda, dava konusu taşınmaz orman sınırları dışında bırakılmış, 2003 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulamasında da bu durum değişmemiştir. 09.12.1966 tarihinde kesinleşen arazi kadastrosunda ise, taşınmaz gerçek kişiler adına tespit ve tescil edilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, sözleşmeye dayalı olarak tapu iptali ve tescil ile sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 13.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 13.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 28.06.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Her nekadar 23.10.2013 tarihli görevsizlik kararı ile dosya dairemizce 13.Hukuk Dairesince gönderilmiş ise de, Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 28.6.2012 tarihli 2012/ 389-Esas,2012/1917 Karar sayılı kararı ile, dava sözleşmeye dayalı olarak tapu iptali ve tescil ile sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemine ilişkin olarak nitelendirildikten sonra 13.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmiş olmakla, dosyanın sehven dairemize gönderildiği anlaşıldığından, ilgisi yönünden yeniden dosyanın Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 10.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Dairemiz kararı bu konulara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, dava konusu taşınmazın (B) ve (D) ile gösterilen bölümlerinin 1944 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı ve Hazine adına tapuya orman niteliğiyle tescil edildiği, bu bölümlerin 31.12.2981 tarihinden önce bilim ve ... bakımından orman niteliğini yitirmesi nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılma işleminin de kesinleştiği, taşınmazın (B) ve (D) bölümlerinin daha önce yapılan orman kadastro sınırları içinde olduğu halde, arazi kadastro ekiplerinin bu durumu gözönünde bulundurmadan, hata ile ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak sicil oluşturulmuşsa da, 766 Sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 Sayılı Yasanın 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz (T.M.Y.nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet ... kazandırmayacağı ve T.M.Y.nın 1026....

            Dairemiz kararı bu konulara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, dava konusu taşınmazın 3116 Sayılı Yasaya göre 1940 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı ve Hazine adına tapuya orman niteliğiyle tescil edildiği, 31.12.2981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini yitirmesi nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılma işleminin de kesinleştiği, taşınmaz daha önce yapılan orman kadastro sınırları içinde olduğu halde, arazi kadastro ekiplerinin bu durumu gözönünde bulundurmadan, hata ile ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak sicil oluşturulmuşsa da, 766 Sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 Sayılı Yasanın 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz (T.M.Y.nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve T.M.Y.nın 1026....

              Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere ve kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş bulunduğuna göre davacılar vekilinin tapu kaydının iptali ve tescil istemine yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. Davacılar vekilinin sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat istemine gelince; mahkemece hakkın özünün hak düşürücü süreye uğramış olmasının tazminat istemi yönünden de etkin olduğu gerekçe gösterilerek karar verilmiştir. Kural olarak sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir....

                İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (izhari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihden itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.'nın 1023. (E.M.Y.931 İsviçre M.Y.974) maddesindeki "iyi niyetle edinme" kuralının da uygulanamayacağı, şartları varsa devreden kişiden sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre satış bedelinin istenebileceği belirlenerek kaydın iptaline karar verilmelidir....

                  Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Tapu iptal ve tescil davalarının, kanunda sayılan belirli sebeplerle açılabileceğini ve davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiğinden davaya görev yönünden itiraz ettiklerini, terditli taleplerden olan sebepsiz zenginleşme talebi içinse dava şartı olan arabuluculuk kurumuna başvurulmadığını, bu sebeple terditli talep olan sebepsiz zenginleşme talebi açısından ise davanın dava şartı yokluğundan reddini talep ettiklerini, ayrıca davacının iddialarını kabul etmemekle birlikte; bir an için ilgili çeklere dair sebepsiz zenginleşme alacağının mevcudiyeti kabul edilse dahi bu alacak zaman aşımına uğradığını, söz konusu kambiyo evrakına ilişkin sebepsiz zenginleşmeye dayalı talepte bulunabilmek için kambiyo evrakının zaman aşımından sonra bir yıl içinde ilgili davanın ikame edilmesi gerektiğini, işbu davada sebepsiz zenginleşmede zamanaşımı taleplerine yönelik itiraz ettiklerini, tapuda gerçekleştirilen bir satış işlemi için hamiline yazılı...

                    -KARŞI OY- Davacı, borcundan dolayı gayrimenkulünün haczedilerek ihale ile satıldığını, bu ihale aşamasında usulsüz tebligatlar yapıldığını, ihaleden haberdar olmadığını belirterek yolsuz tescil nedeniyle dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Yargılama sonucunda,ihalenin iptal edilmediği, tescilin yolsuz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Daire çoğunluğu, "icra takibi aşamasında tebligatın borçlu(davacı) eşine yapılmış gibi gösterildiği, davacının 1995 yılında boşandığı, bu durumda davacının ihalenin feshi davası açabileceği gibi yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptal tescil de isteyebileceği, tescilin yolsuz duruma düştüğü " gerekçesiyle kararın bozulmasına karar vermiştir. Dava yolsuz tescil hukuki sebebine dayalı olarak açıldığına göre, tescilin dayanağının yolsuz olup olmadığına bakmamız gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu