Davalılardan ... ve ... vekili, ipoteğin 08.12.1993 yılında tesis edildiğini, ipotek kurulurken saptanan bedelin dava tarihi itibariyle parasal bir önemi kalmadığından, günün koşullarına ve rayiç değerine göre saptanıp ipotek bedelinin artırılması koşuluyla davacının talebinin değerlendirilmesi gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı ..., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, ipotek bedellerinin güncelleştirilmesi suretiyle dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalılardan ... ve ... vekili temyiz etmiştir. Davacı, 08.12.1993 tarihinde tesis edilen kanuni ipoteğin terkinini talep ettiğinden, terkin halinde ödenecek bedel davacı taşınmazına davalılara ait taşınmazdan imar parseli oluşturabilmek için kaç metrekare yer katıldı ise onun dava tarihindeki rayiç değeri belirlenerek bu bedelin depo ettirilmesinden sonra ipoteğin kaldırılmasına karar verilmelidir....
Mahkemece, davanın kabulü ile ipoteğin terkinine, depo edilen bedelin davalıya ödenmesine hükmedilmiştir. Hükmü, davacı vekili ve davalı temyiz etmiştir. Davada kanuni ipoteğin terkini talep edildiğinden, terkin halinde ödenecek bedel, davacının taşınmazına davalıya ait taşınmazdan imar parseli oluşturabilmek için kaç metrekare yer eklenmiş ise o miktardaki yerin, dava tarihindeki rayiç değeri belirlenerek bu bedelin depo ettirilmesinden sonra ipoteğin kaldırılmasına karar verilmelidir. Uyuşmazlık konusu ipoteğin, 2981 sayılı yasa uygulaması sonucu oluşan davacının hissesine 22.04.1994 tarihinde 16,00 m2 için 560.000.000 ETL bedelle tesis edildiği görülmüştür. İpoteğin konulduğu tarihten bugüne kadar taşınmazın değerindeki artış gözetilerek dava tarihi itibariyle rayiç bedeli depo ettirilmek suretiyle ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Davalı Ziraat Bankası vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; bankaca verilen krediye teminat olarak alınan ipoteğin banka uygulama esas ve usullerine, Türk Medeni Kanununa ve diğer ilgili mevzuatlara uygun olarak tespiti yapılıp, teyidi alınıp Banka tarafından ipoteğin kabulü gerçekleştirilmiş ve bu duruma dayanarak bahsettiğimiz takiplere başlandığını, ayrıca kullandırılan bu kredi ve ipoteğin kabulü ile ilgili olarak Banka personelinin de T.C....
Mahallesi, 42288 ada 3 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydındaki ... lehine konulan 13.01.1989 tarihli ipoteğin terkinine, vezneye depo edilen 33,70 TL ipotek bedelinin davalılara ödenmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dava, belediyece dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde yapılan imar sonucu davalıların murisine ait 13,00 m2 yer karşılığı tesis edilen ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı, kanuni ipoteğin terkinini talep ettiğinden, terkin halinde ödenecek bedel, ipotek bedelinin faizi ile birlikte ulaştığı değer değil, davacının taşınmazına davalılara ait taşınmazdan imar parseli oluşturulabilmek için katılan 13,00 m2 yerin rayiç değeridir. Mahkemece yapılması gereken iş, 03.07.2014 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda davacı parseline giden 13,00 m2'nin dava tarihindeki rayiç değeri olarak belirtilen 10.790,00 TL'yi davacı tarafa depo ettirmek, davalılara ödenmesine karar vermekten ibarettir....
Madencilik adına kullandırılan kredilerin teminatı olarak bu ipotek de devam etmiştir. İpotek, bir kişisel alacağın teminat altına alınmasını amaçlayan ve bir taşınmazın değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir aynî haktır. Diğer mutlak haklar gibi ipotek de herkese karşı ileri sürülebilir ve rehinli alacaklıya öncelikle alacağını alma hakkı verir. 4721 Sayılı Türk Medenî Kanunu m. 881 hükmü“Hâlen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak, ipotekle güvence altına alınabilir.” şeklindedir. Yine TMK 883. Madde "Alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebilir." şeklinde olup, ipotek kendiliğinden sona ermez. Borç bittiğinde alacaklının terkin için tapu müdürlüğüne başvurması gerekir. Eğer borç ödenmiş ise borçtan şahsen sorumlu olmayan ipotek borçlusu, alacaklıdan ipoteğin terkinini isteyebilir....
nin defter kayıtlarına müstenit açık hesap ve cari hesaplardan dolayı davalı şirketin yararına davacının maliki bulunduğu yukarıda belirtilen taşınmazlar üzerine 69.000,00 TL limitli ipoteğin tesis olunduğu anlaşılmaktadır. Tesis olunan bu ipotekler Türk Medeni Kanunu'nun 881. maddesi hükmü gereğince teminat ipoteğidir. İpotek borçlusu davacı, dava dışı ...Makine San. A.Ş.'nin borçlarından ötürü şahsen sorumlu değildir. Kısaca, tesis olunan ipotek üçüncü şahıs ipoteğidir. TMK'nın 883. maddesi uyarınca, teminat altına alınan alacak sona erince ipotekli taşınmazın maliki, alacaklıdan ipoteği terkin ettirmesini isteyebilir. Anılan Yasanın 884. maddesi hükmü gereğince de, borçtan şahsen sorumlu olmayan rehinli taşınmaz maliki, borçluya ait koşullar içinde borcu ödeyerek taşınmazın üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını isteyebilir. İpotek alacaklısı tarafından haklı olmayan sebeplerle ipoteğin terkin olunmaması durumunda da ipotek borçlusu dava yolu ile ipoteğin terkinini isteyebilir....
İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. Davacı, ipotek ile yükümlü olarak satın aldığı taşınmazdaki 28.07.1993 tarihinde tesis edilen kanuni ipoteğin terkinini talep ettiğinden, terkin bedeli olarak davacı taşınmazına davalıya ait taşınmazdan imar parseli oluşturabilmek için kaç metrekare yer katıldı ise onun dava tarihindeki rayiç değeri belirlenerek bu bedelin depo ettirilmesinden sonra ipoteğin kaldırılmasına karar verilmelidir. Mahkemece, yapılması gereken iş, imar uygulaması ile ilgili tüm belgeler getirtilip bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davalının parselinden davacı parseline giden taşınmaz miktarını metrekare olarak hesaplatmak, bunun dava tarihindeki rayiç değerini bulmak, bu bedeli depo ettirmek olmalıdır. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Yasadaki tanımdan yola çıkıldığında Ağır Ceza Mahkemesinin kararına göre, davalı ... adına tapuda yapılan tescilin yolsuz bir tescil olduğu tereddüte yer bırakmayacak derecede açıktır. Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi "Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur." 1024/1. maddesi; "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz." 1024/3. maddesi; "Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir." 1025/1-2. maddesi; "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden ayni hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir....
İpoteğin terkin sebebi ne olursa olsun yasalarda ipoteğin on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra veya ipotek süresinin bitmiş olması nedeniyle kaldırılacağına ilişkin özel bir hüküm de yoktur. Şeklen süre bitimi nedeniyle ipoteğin yolsuz hale geldiğinin kabulü de mümkün değildir (Yargıtay 14. HD'nin 08/05/2018 tarih, 2015/14103 esas, 2018/3557 karar sayılı ilamı). Somut olayda, takip tarihi itibarı ile takibe konu taşınmazın tapu kaydında ipotek mevcut olup terkin edilmediği sürece geçerliliğini sürdüreceğinden süreli ipotekte sürenin sona ermesi nedeniyle takibin iptaline yönelik şikayet ve istinaf nedeni yerinde görülmemiştir....
Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin ileri sürülemeyeceği gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar." şeklinde karar verildiği, şikayete konu taşınmaz üzerinde 2 farklı ipotek bulunduğu, ipotek alacaklısı Albaraka Türk Katılım Bankası tarafından konulan ipoteğin konut finansmanının teminatı olarak alındığı, zorunlu olarak kurulmuş ipotek olduğu, söz konusu ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmediği, taşınmaz üzerinde bulunan 2. ipoteğin dava dışı ipotek alacaklısı Durmuş Tarakçı lehine davacı borçlu tarafından 150.000 TL borca karşılık olarak davacı borçlu tarafından serbest iradesi ile kurulmuş bir ipotek olduğu, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu söz konusu ipoteğin, ipotek konusu taşınmaz ile ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engelleyeceği, davacı beyanına göre ipoteğe konu borcun şikayete konu haciz tarihinden önce ödenmemiş olduğunun sabit olduğu gerekçesiyle meskeniyet...