olarak yolsuz tescile iştirak ettiği, diğer davalı Ziraat Bankası Yavuzlar şubesi yetkililerinin ise kendinden beklenen dikkat ve özeni göstermediğini, yolsuz olarak davalılar adına tescil edilen satış ve ipotek kaydının iptali ile, Osmaniye İli, Hasanbeyli İlçesi, 314 ada 11 parsel sayılı taşınmazın Maliye Hazinesi adına yolsuz tescilden önceki hali ile tapuya malikleri adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir....
Tapu Müdürlüğü'nün cevabi yazısında ise ... numaralı bağımsız bölüm nolu taşınmazın tapu kaydının dosyamız arasına gönderildiği, tapu kayıtları incelendiğinde bu taşınmaz üzerinde ipotek kaydı bulunduğu, ipotek kaydında alacaklının... İthalat İhracat Anonim Şirketi, borçluların ise davacılar ..., ..., ..., ... olduğu, söz konusu ipoteğin ... tarihinde tesis edildiği anlaşılmıştır. Davacılar dava dilekçesinde ipotek bedelini icra dosyasına yatırmak istediklerini, ancak ipotek alacaklısı olan... İthalat İhracat Anonim Şirketi'nin ticaret sicilden terkin edilmesi nedeniyle ipotek bedelinin ödenemediğini bildirerek ipoteğin fekki işlemlerinin yapılabilmesi amacıyla ek tasfiye suretiyle şirketin ihyasını talep ettikleri anlaşılmıştır. ... Dayanıklı Tüketim Malları Pazarlama İthalat İhracat Anonim Şirketi'nin ... tarihinde TTK Geçici 7. madde kapsamında ticaret sicilinden re'sen terkin edildiği, ihyası talep edilen......
T.A.O 'ya taşınmazı ipotek olarak verdiğini, davalı ... lehine yapılan tescil işleminin, kooperatif üyeliğinden istifa etmesi nedeniyle hukuki dayanağını yitirerek, yolsuz tescil niteliğini kazandığını, yolsuz tescil nedeniyle iptal edilen tapu kayıtlarının eski hale iade edileceğini, yolsuz tescile dayanarak hak kazanılması olanaklı olmadığından ipotek ve benzeri kayıtlarında iptali gerektiğini, davalı bankanın, ... ile kooperatif arasındaki ilişkiyi bildiğini ve bilmesi gerektiğini, davalı bankanın bu durumu bile bile taşınmazın üzerine ipotek koyduğunu, davalı tarafın iyi niyetli olmadığını, davalı bankanın lehine verilen ipoteğin iptali gerektiğini, asıl işlem olan ipoteğin baştan itibaren geçersiz olduğunu, dolayısıyla ipoteğin ve tapunun iptaline, müvekkili adına tesciline karar verilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; davalı ...'...
Hukuk Dairesince, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.12.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen feri müdahiller ... v.d. vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, davalı tarafından ...10....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Tüketici Mahkemesi sıfatıyla vermiş olduğu ... sayılı ilamında, davacı banka, kredi borcundan dolayı lehine tesis edilen ipoteğin sahte ipotek fek evrakı ile kaldırıldığını belirterek yolsuz ipotek terkin işlemine konu bağımsız bölümler üzerine yeniden ipotek tesisine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davacı bankanın alacağının yargılama sırasında 30.12.2015 tarihinde ödenmiş olması sebebiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu haliyle dayanak ilamda ipoteğin tesisine ilişkin ayni hakka değil, yargılama gideri ve avukatlık ücretine hükmedilmiş olduğundan ilamın infazı için kesinleşmesi gerekmez. Mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm tesisi doğru değildir....
Davalı ipoteğin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle kaldırılması talebinin reddine, ipotek bedelinin faizi ile birlikte hesaplanarak ödenmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi tarafından hesaplanan 2,66 TL ipotek bedelinin depo edilmesi halinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir . Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Davada kanuni ipoteğin terkini talep edildiğinden, terkin halinde ödenecek bedel davacının taşınmazına davalıya ait taşınmazdan imar parseli oluşturabilmek için kaç metrekare yer eklenmiş ise o miktardaki yerin dava tarihindeki rayiç değeri belirlenerek bu bedelin depo ettirilmesinden sonra ipoteğin kaldırılmasına karar verilmelidir. Somut olayda, mahkemece keşif yapılmaksızın dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de dosyaya ibraz edilen 08.04.2014 tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; taşınmazın mülkiyetinin ihtilafa konu olmadığı ve dolayısıyla taşınmazdaki mülkiyet hakkını sınırlayıcı ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçe gösterilmiş ise de Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve uygulamada ipotek kavramının ayni bir hak olduğunu,bu kapsamda asıl alacağa bağlı olduğunu, mevcut durumda meydana gelebilecek herhangi bir değişme nedeniyle vekil eden şirketin hakkının elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı gözetildiğini, başlangıçta ayni hak durumuna uygun bulunan ve davacı lehine doğan ipotek kaydının bir olay veya muamele ile kaybedildiğini, intikal edilmemiş durumda olduğunu, ihalenin kesinleşmesi sonucu taşınmazın vekil eden şirket adına geçtiğinden Tapu Sicil Müdürlüğünce dava konusu ipotek doğal olarak terkin edildiğini, ancak davalı tarafın kesinleşen tapu iptal davası sonucu taşınmazın davalı taraf adına mahkeme kararı ile tescil edilirken terkin edilen ipoteğin tekrar tescil...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava icra müdürlüğünce süresinde yapılmadığı iddia edilen işlemler nedeni ile terkin edilen ipoteğin yeniden tesisine yöneliktir. TMK'nın 883/2. maddesindeki ''İpotek süreli olarak kurulmuşsa, sürenin bitiminden itibaren otuz gün içinde ipotekli taşınmaz üzerinde 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 150/c maddesinde belirtilen şerhin konulmaması hâlinde ipotek, malikin talebiyle tapu müdürlüğünce terkin edilir.'' hükmü uyarınca terkin edilen ipoteğin, maddede belirtilen 30 günlük süre dolmadan takip yapıldığı ve 150/c maddesindeki şerhin resen bildirilmediği iddiaları ile yeniden tesisine yönelik talep yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak ipoteğin yeniden tesisi talep edilemez....
Tüm dosya kapsamına göre, dava tarihi itibariyle güncellenmiş ipotek bedeli bilirkişilere hesaplattırılmış, güncellenen ipotek bedelinin davalılardan dava tarihi itibariyle işlemiş yasal faiziyle tahsilinden sonra tapu kaydında bulunan ipoteğin tapudan terkinine..." şeklinde karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ: Davalılar avukatı tarafından verilen 20.08.2020 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; "...1)Öncelikle belirtmek isteyeceğimiz husus 22.11.2018 tarihinde bekletici mesele yapılan İzmir 4. İdare Mahkemesi'nin 2018/1529 E. dosyasının kararının kesinleşmesi beklenmeden işbu davada karar verilmiş olması, bu nedenle İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 2011/552E.-2020/122K. sayılı kararın taşıdığı hukuka aykırılıktır. Söz konusu uyuşmazlığa ilişkin ipotek kanuni ipotek olup söz konusu ipoteğin, ipotek sözleşmesi gibi değerlendirilmesi mümkün değildir. İşbu yargılamanın konusu kanuni ipotektir. Kanuni ipoteğin dayanağı da idari işlemdir....
Ayrıca, ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiğinden, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteği olduğu anlaşılmaktadır. İpotek resmi akit tablosundan da anlaşıldığı gibi ipotek tesis nedeni dava dışı yüklenici ile davacı arsa malikleri arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmamaktadır. Taraflar arasındaki anılan sözleşme yüklenicinin edimini yerine getirmemesi nedeniyle feshedilmiş ise de ipotek bu sözleşmeye dayanılarak tesis edilmediğinden ipoteğin hukuki dayanağının kalmadığından sözedilemez. Davalı kooperatifin taşınmazın davalı Sadık adına kayıtlı bulunduğu sırada ve tescile yönelik dava açılmadan önce ipotek tesis ettirdiğinden TMK'nın 1023. maddesi gereği iyiniyetli olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla davalı kooperatif iyiniyetli olduğundan ipoteğin yolsuz olarak tescil edildiği söylenemez....