Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesince tarafların boşanmalarına dair verilen kararın kesinleşme tarihi 20/04/2015 olup, kararda müşterek çocuk için hükmedilen aylık 250,00 TL iştirak ve davalı için hükmedilen aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasının her yıl kararın kesinleşme tarihi itibari ile Üfe oranında artırılmasına karar verildiği, 20/04/2016 tarihi ile mevcut dosyanın dava tarihi olan 18/01/2019 tarihi arasında nafakaların üfe oranı ile artışla hesaplanan miktarlarının dava tarihi olan 2019 yılının kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmıştır. Davacı dava dilekçesinde, davalı lehine hükmedilen, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ve iştirak nafakasının ise şahsi ilişki sağlanması halinde devamına karar verilmesini talep etmiştir. HMK'nın 341/2 "Miktar veya değeri 5,390,00 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir....

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; ilk derece mahkemesince belirlenen nafaka miktarının az olduğunu, yine davalının yurt dışıyla bağlantılı olan ve yanında 30 kişi çalıştırdığı şirketine ilişkin şirket hesap döküm, muhasebe kayıtları ve banka kayıtlarını istedikleri halde bu konuda araştırma yapılmadığını belirterek kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne, nafakanın her yıl ÜFE-TÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı erkek vekili istinafa cevap dilekçesi vermemiştir. Dava, iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı kadın tarafından reddedilen nafaka miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

Aile Mahkemesinin 2011/942 Esas 2012/297 Karar sayılı 25.04.2012 tarihli kararı ile boşandıklarını, boşanma ilamında davalı eski eş için 3.000,00 TL yoksulluk nafakasının müşterek çocuklar Mehmet Cem ve Mustafa Can içinde toplamda 2.000,00 TL iştirak nafakasının yine ev giderleri ile ilgili olarak 4.000,00 TL'ye hükmedildiğini, bu bedellere TÜFE ve ÜFE artış oranının uygulanmasına, çocukların okul masraflarının, Garanti Emeklilik Sigortası'nın (müşterek çocuklar 18 yaşına gelinceye kadar) davalı ve müşterek çocuklarının ayakta ve yatarak tedavi kapsamlı muafiyetsiz özel sağlık sigortalarının müvekkili tarafından ödenmesine karar verildiğini, müvekkilinin bugün itibari ile mahkeme kararı doğrultusunda toplamda 20.000,00 TL ödemekte olduğunu TÜFE ve ÜFE artırımı neticesinde bugün itibari ile miktarın 25.000,00 TLye ulaştığını, davalının yoksulluk durumunun ortadan kalktığını, ekonomik olarak zenginleştiğini, müvekkilinin boşanma tarihi itibari ile maddi şartları iyi olup çocuklarının ve...

GEREKÇE : Dava, davalı lehine takdir edilen yoksulluk nafakasının kaldırılması, müşterek çocuklar lehine takdir edilen iştirak nafakalarının kaldırılması / indirilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı vekilinin süresi içerisinde kararı istinaf ederek, müşterek çocuklar yönünden iştirak nafakalarının kaldırılması veya azaltılması talebinin reddine karar verilmesinin doğru ve yerinde bir karar olduğunu, davacı tarafın talebinin reddedilmesine rağmen kendi lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür....

DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeni ile boşanma ve 50.000,00- TL maddi 50.000,00.- TL manevi tazminat olmak üzere toplam 100.000,00.- TL tazminata hükmedilmesi, müvekkil için 500,00- TL ve küçük çocuklar Furkan CEZAN ve Zeynep CEZAN'ın, velayeti ile her bir çocuk için için aylık 500,00.TL tedbir sonrasında yoksulluk ve iştirak nafakası olmak üzere toplamda 1.500,00- TL nafakaya hükmedilmesi müvekkile düğünde takılan tanesi 20 gram 6 adet bilezik, 3 adet çeyrek altın, 1 adet liralı yüz görümlük, 4 adet yüzük, inci takım set ile müvekkile ait yatak odası takımı, mutfak eşyalarının tamamı, kıyafetler ve çeyiz takımı olmak üzere ev eşyalarının müvekkile verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini...

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/09/2021 NUMARASI : 2021/50 ESAS, 2021/556 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKANIN KALDIRILMASI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, kararın 01/10/2020 tarihinde kesinleştiğini, boşanma sırasında müşterek çocuk için 10.000 TL iştirak nakafası, davalı için ise 3.000 TL yoksulluk nafakası takdir edildiğini, ilerleyen süreçte müvekkilinin işten çıkarıldığını ekonomik durumunun bozulduğunu ve takdir edilen nafakaların ödeyemeyecek duruma geldiğini bu nedenle boşanma sırasında takdir edilen iştirak ve yoksulluk nafakalarının kaldırılmasına bu talep yerinde görülmediği takdirde...

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/09/2021 NUMARASI : 2021/50 ESAS, 2021/556 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKANIN KALDIRILMASI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, kararın 01/10/2020 tarihinde kesinleştiğini, boşanma sırasında müşterek çocuk için 10.000 TL iştirak nakafası, davalı için ise 3.000 TL yoksulluk nafakası takdir edildiğini, ilerleyen süreçte müvekkilinin işten çıkarıldığını ekonomik durumunun bozulduğunu ve takdir edilen nafakaların ödeyemeyecek duruma geldiğini bu nedenle boşanma sırasında takdir edilen iştirak ve yoksulluk nafakalarının kaldırılmasına bu talep yerinde görülmediği takdirde...

, müvekkilinin 8 yıldır yoksulluk nafakası ödediğini, yeni bir aile ve hayat kurmasına rağmen ömür boyu yoksulluk nafakası ödemesinin de hakkaniyete uygun olmadığını, davalının işe girmesiyle yoksulluğun ortadan kalktığını belirterek, davanın kabulü ile davalının yoksulluk durumunun ortadan kalkması ve müvekkilinin mevcut durumu nedeniyle, halen ödemekte olduğu aylık 200,00....

Aile mahkemesinin 2015/957 Esas-2017/289 Karar sayılı ilamı ile belirlenen aylık 2.400,00- TL iştirak nafakasının iş bu dava tarihinden itibaren aylık 2.100,00- TL arttırılarak toplam aylık 4.500,00- TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine , Karşı davada yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin davanın kabulüne, davacı kadın eş lehine Bakırköy 1.Aile Mahkemesinin 2010/979 Esas - 2012/322 Karar sayılı ilamı ile belirlenen 1.000,00- TL olarak hükmedilen yoksulluk nafakasının işbu dava tarihinden itibaren kaldırılmasına, karar verilmiştir. Davacı vekili, iştirak nafakasının artırım miktarının az olması, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi, yoksulluk ve iştirak nafakası davaları arasında bağlantı olmamasına rağmen ayırma talebi reddedilerek davaların birlikte görülmesinin yasaya uygun olmadığı yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

hükümlerle bağlı oldukları, tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumlarına göre, nafakaların azaltılmasını gerektirir ve tarafların iradesi dışında belenilmeyen olağanüstü bir değişim olduğu husunun davacı tarafça ispatlanamadığı, boşanma kararından sonra protokolle belirlenen iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasının azaltılması için geçerli bir neden bulunmadığı, boşanma dosyasındaki taraflar arasında kurulan başlangıçtaki denge gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince hatalı değerlendirme ile, davanın kabulü ile yoksulluk ve iştirak nafakalarının azaltılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak davacının sübut bulmayan davasının reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

UYAP Entegrasyonu