"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde; davalı ile Osmaniye Aile Mahkemesi'nin 12/07/2012 tarihli kararı ile boşandıklarını ve bu kararda davalı için aylık 300 TL yoksulluk, müşterek çocuk için aylık 400 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini ancak boşanma kararından sonra davalının öğretmen olarak atandığını belirterek, davalı için takdir edilen yoksulluk nafakasının kadırılmasını, iştirak nafakasının ise yarı miktarda düşürülmesini talep ve dava etmiştir....
Taraflar arasında görülen boşanma davası neticesinde ilk derece mahkemesince boşanma ve ferilerine hükmedilmiş, davacı kadın tarafından sadece kusur, kadının maddi ve manevi tazminat talebi yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş, ilk derece mahkemesince boşanma, yoksulluk ve iştirak nafakası yönünden karar 08.12.2020 tarihinde kesinleştirilmiştir. Davacı kadın vekili 30.11.2022 tarihli dilekçesi ile, dava dosyasından feragat ettiğini bildirmiş, vekaletnamesinde davadan feragat yetkisi olduğu görülmüştür....
Mahkemece aldırılan sosyal ve ekonomik durum araştırma tutanağında davalı-davacı kadının çalışmadığı, gelirinin bulunmadığı belirtilmiş,alınan sosyal inceleme raporunda ise kadın çalıştığını beyan etmiş olduğundan yeniden usulünce ekonomik ve sosyal durum araştırması yapılması, kadının çalışıp çalışmadığının belirlenmesi, çalıştığının anlaşılması halinde ise, geliri sorulmak suretiyle düzenli ve sürekli olup olmadığı, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunup bulunmadığı araştırılarak, gerçekleşecek sonuca göre, davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Boşanma sırasında takdir edilen yoksulluk nafakası tutarı aylık 1.300 TL olup yapılan yargılama sonucunda yoksulluk nafakasının aylık 300 TL artırılarak aylık 1.600 TL'ye çıkarılmasına karar verildiği, mevcut durumda mahkemece takdir edilen nafaka artırımı (300x12=3.600 TL) ile iştirak nafakası davasının reddine ilişkin kararların HMK'nun 341/2. maddesinde belirtilen parasal sınırın altında ve kesin nitelikte olduğu, davalı davacı vekilinin verilen kesin nitelikteki bir karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşıldığından, HMK'nun 341/2.maddesi gereğince yoksulluk nafakasını artırılması ve iştirak nafakalarına ilişkin davalar yönünden istinaf dilekçesinin miktar itibariyle reddine karar verilmesi gerekmiş, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi yönünden davalı davacı tarafın 02/03/2023 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini beyan ettiği, mahkemece yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik davanın reddine karar verilmesi karşısında feragatin sonuca etkili olmadığı anlaşılmakla...
Davada, boşanma davasından sonra davalının 730 TL yetim aylığı almaya başlaması nedeniyle, davalı lehine hükmedilen 250 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması ile müşterek çocuklar için hükmedilen iştirak nafakasının ise indirilmesi talep ve dava edilmiştir. Mmahkemece, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin kabulüne, iştirak nafakasının kaldırılması talebinin ise reddine karar verilmiş hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK'nun 176/3.maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın, yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılması mümkündür. Yine, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır....
iştirak nafakasına hükmedilmediğini, davalının çalıştığını ve maddi durumunun iyi olduğunu, yine üzerine kayıtlı bir aracı bulunduğunu, davacının ise düzenli geliri bulunmadığını ve çocukların da ihtiyaçlarının da arttığını belirterek, davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına ve müşterek çocuklar için dava tarihinden itibaren aylık 400'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/84 Esas 2012/400 Karar sayılı dosyasında kadın lehine aylık 150,00.TL ve müşterek çocuk lehine 100,00.TL yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedildiği, Osmaniye 2....
, müvekkilinin 8 yıldır yoksulluk nafakası ödediğini, yeni bir aile ve hayat kurmasına rağmen ömür boyu yoksulluk nafakası ödemesinin de hakkaniyete uygun olmadığını, davalının işe girmesiyle yoksulluğun ortadan kalktığını belirterek, davanın kabulü ile davalının yoksulluk durumunun ortadan kalkması ve müvekkilinin mevcut durumu nedeniyle, halen ödemekte olduğu aylık 200,00....
Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 07.10.1988 gün ve 1998/2-656-688; 28.02.2007 gün ve 2007/3-84-95; 16.05.2007 gün ve 2007/2-275-275; 11.03.2009 gün, 2009/2-73-118 sayılı ilamlarında; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların "yoksul" kabul edilmesi gerektiği benimsenmiştir. Önemle belirtilmelidir ki, asgari ücretle çalışılıyor olması, yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu değildir. Aldığı ücret kendisini yoksulluktan kurtarmayacak ve insanca yaşayıp geçinme olanağı sağlayamayacak düzeyde olan eş de, diğer koşulları varsa yoksulluk nafakası isteyebilir. O halde, yerel mahkemenin karşı davacı kadın lehine yoksulluk nafakası hükmedilmesi gerektiğine ilişkin direnme kararı yerindedir. Ne var ki, mahkemece hükmedilen yoksulluk nafakası miktarına yönelik diğer temyiz itirazları Özel Dairece incelenmemiştir....
Davada; 11.11.2008 tarihli kararda tarafların boşanmasına hükmedildiği belirtilerek, önce tedbir olmak üzere, davacı kadın ve müşterek çocuk için 500'er TL yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; 350 TL davacıya, 400 TL çocuğa yardım nafakasına hükmedilmiş, hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Davacı vekilinin bu davadaki talebi, yoksulluk ve iştirak nafakasına ilişkin bulunmaktadır. Boşanmaya ilişkin karar Yargıtay 2. Hukuk Dairesince bozulmuştur. Yoksulluk ve iştirak nafakası boşanmadan sonra hüküm ifade edeceğinden, boşanma davasının sonucu (kesinleşmesi) beklenmeli, bundan sonra taleple ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmelidir. Mahkemece, talep edilen nafakanın niteliği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Bundan ayrı, boşanma davası açılmakla; davacının ayrı yaşama hakkı doğar....