.- 2014/673 K. sayılı ilamı ile 2016 tarihinde boşandıklarını, aylık 210 TL aylık yoksulluk nafakası ödediğini, davalının boşanma sonrası emekli olduğunu, 2016 yılından bu yana yaklaşık olarak 1.950 TL emekli maaşı aldığını, ayrıca Akçakoca ‘ da kendisine ait evi bulunduğunu, Ereğli’ de ise babasından kalan ve miras payı olan evi bulunduğunu, oluşan tüm bu yeni durumların değerlendirilmesini ve yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ederek dava açmıştır. Davalı, cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin haksız olduğunu, yoksulluk nafakasının mevcut Türkiye koşullarına göre olması gerekenden kat, kat düşük olduğunu, buna rağmen davacının asgari ücretin 1/7‘si olan nafakasının kaldırılması için iş bu davayı açtığını, iş bu nafakanın bağlandığı tarihte, mevcut maaşının bulunduğu, nafaka kararının maaş duruma göre verildiğini, bu nedenlerle davalı haksız ve mesnetsiz iş bu davanın reddini talep etmiştir....
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-)Davacı vekilinin, iştirak nafakasının kaldırılmasına yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-)Davacı vekilinin, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KABULÜ ile; İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILARAK, YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, BUNA GÖRE; 1- ) Davacının iştirak nafakasının kaldırılması talebinin REDDİNE, 2- ) Davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin KABULÜ ile; İscehisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/159 Esas 2018/193 Karar sayılı ilamı ile davalı kadın lehine aylık 450,00 TL olarak bağlanmış bulunan yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 06/10/2020 tarihinden itibaren KALDIRILMASINA, 3- )Davacı erkek lehine AAÜT'ye göre hesaplanarak tayin ve takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı kadından alınıp davacı erkeğe ödenmesine, 4- )Peşin olarak alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan tahsili...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması ve haksız olarak tahsil edilmiş olan nafakaların istirdatı davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Davada davacının iki ayrı talebi bulunmaktadır. Davacının ilk talebi davalının işe girmesi nedeniyle yoksulluğunun kalmamış olması sebebiyle yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, diğer bir talebi ise davalının işe girdiği tarihten nafakaya ilişkin takip dosyasından vazgeçmesine kadar haksız olarak tahsil ettiği nafakanın tahsili davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karar 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin niteliktedir. İstinafa başvuran taraf davalı taraftır. Aleyhine kaldırılmasına hükmedilen yoksulluk nafakasının bir yıllık toplam tutarı 400,00- TL. x 12 = 4.800,00- TL. olup karar tarihi itibari ile istinaf sınırı olan 5.880,00- TL.yi aşmamaktadır....
Mahkemece, davanın kabulü ile; davalı lehine takdir edilen aylık 325,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 176/3.maddesinde yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı, 176/4.maddesinde ise tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması yada azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir. Anılan maddede yoksulluğun hukuksal kavramı tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656 E.-688 K.sayılı kararında yeme, giyinme, barınma, sağlık ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edileceği belirtilmiştir....
Somut olayda kesinleşmemiş ilam ve iş bu dava yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. Her dava; açıldığı tarihte gerçekleşmiş koşullara göre incelenip, dava tarihi itibariyle sonuç doğuracak biçimde hükme bağlandığından somut olayda iki dava arasında derdestlikten söz edilemez. O halde mahkemece yapılacak iş; önceki nafakanın kaldırılması talebine ilişkin dosyada verilen kararın kesinleşmesi beklenerek ve o ilamın kesinleşmesinin ardından hasıl olacak sonuca göre iş bu davanın açıldığı şartlar itibariyle değerlendirme yapılarak tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliklerin değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar vermek olmalıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 1- Davacının yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik istinaf isteminin incelenmesinde; Dava konusunun davalı yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması, müşterek çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakalarının ise azaltılması talebine ilişkin olduğu; Mahkemece, "Davacının yoksulluk nafakasına ilişkin davasının KISMEN KABULÜ ile mahkememizin 2018/1031 Esas ve 2018/935 Karar sayılı 25/01/2019 kesinleşme tarihli ilamı ile davalı kadın için hükmedilen ve ÜFE oranında artışına karar verilen yoksulluk nafakasının iş bu dava tarihi olan 07/02/2022 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 750,00 TL'ye indirilmesine, nafakanın kesinleşmesinden itibaren her yıl ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacının iştirak nafakasının indirilmesi davasının REDDİNE, " karar verildiği ve anılan hükme karşı davacı tarafından istinaf yasa yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. 6763 sayılı yasa ile değişik HMK. 341. maddesinin 2...
Aile Mahkemesi'nin 2005/627 Esas 2005/1364 karar sayılı kararı ile boşandıklarını ve mahkemece müvekkiline bağlanan 250,00 TL tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına karar verildiğini, müvekkilinin açtığı nafaka artırım davası ile Bursa BAM 2.Hukuk Daire’sinin 2019/ 95 Esas 2019/445 Karar sayılı kararı ile yoksulluk nafakasının 250,00 TL arttırılarak her ay 500,00 TL nafaka ödenmesine ve nafakanın her yıl TÜİK’in belirlediği ÜFE oranında arttırılmasına karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, davalının ev hanımı olduğunu, yoksulluk nafakasına ihtiyacı bulunduğunu, nafakanın kaldırılması koşullarının oluşmadığını, nafakanın 50,00 TL’ye indirilmesi talebinin de günümüz ekonomik koşulları değerlendirildiğinde kabul edilemez olduğundan her iki talebinin de reddi ile yargılama gideri vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını istemiştir....
Ancak dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması davası olup, mahkemece nafakanın, kaldırılmasına karar verilmiş, hangi tarihten itibaren kaldırıldığı belirtilmemiştir. Bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükümden "yoksulluk nafakasının kaldırılmasına" sözleri çıkartılarak yerine "yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına" sözleri ilave edilmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 05.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece, asıl davanın reddine, karşı davanın ise kısmen kabulü ile 150 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, 250'şer TL iştirak nafakalarının ise aynen devamına karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Asıl Dava (Yoksulluk ve İştirak Nafakasının Artırılması Talebi) Bakımından; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı-karşı davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddine, 2- Karşı Dava (Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması, İştirak Nafakasının Azaltılması Talebi) Bakımından; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı-karşı davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir....
lehine ayrı ayrı 100 TL iştirak nafakasının hükme bağlandığını ,boşanmadan sonra müvekkilinin yeniden evlendiğini, yeni evliliğin getirdiği ek külfet ve düşük gelir durumu nedeni ile nafakayı ödemekte zorlandığını , bu nedenle davalı- karşı davacı yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının ve müşterek çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılmasını, bunun olanaksız olması halinde hakkaniyete uygun indirim yapılmasını talep ve dava etmiştir....