Aile Mahkemesinin 2015/157-142 E-K sayılı dosyasında davalı yararına hükmedilen aylık 300 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. TMK’nun 176/3. maddesi uyarınca; İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir....
Buna göre; mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı, asgari ücret sınırındaki gelirinin varlığının yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına neden olmayıp indirmeye karar verilebileceği, ancak davalının aldığı nafakanın cüz'i bir miktar olduğu, bu nafaka ile gelirinin toplamının ise davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı göz önünde bulundurularak yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu bu talebin kabulüne karar verilerek yoksulluk nafakasının kaldırılması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR 4.AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/05/2014 NUMARASI : 2013/748-2014/359 Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
TL yoksulluk nafakasının arttırılarak aylık 1.500,00 TL'ye yükseltilmesine, nafakanın her yıl TÜFE-ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davacının, davalı lehine bağlanan aylık 600 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verildiği, kaldırılması istenilen yoksulluk nafakasının bir yıllık tutarının 7.200,00 TL'ye tekabül ettiği, 2023 yılı itibarı ile HMK 341/2 maddesi gereğince miktar veya değeri 17.830,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kararların kesin olduğu anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin HMK 352 maddesi gereğince kesinlik sınırında kaldığı anlaşıldığından, davacının istinaf talebinin HMK 352 maddesi gereğince reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Hukuk Genel Kurulunun 30.3.2005 tarihli ve 196-239 sayılı kararıyla, nafaka davalarında temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde, bağlanan nafakanın bir yıllık tutarının esas alınacağı benimsenmiştir. Benimsenen bu ilke doğrultusunda, nafaka davalarında gerek temyiz, gerekse karar düzeltmelerde, kararın temyiz ve karar düzeltmeye tabi olup olmadığı, bağlanan nafakanın bir yıllık tutarına göre belirlenecektir. Davacı, açtığı nafakanın artırılması davası ile kendisi için aylık irat şeklinde hükmedilen yoksulluk nafakasının 100 liradan 200.- liraya, müşterek çocuk için hükmedilen aylık 75.- lira iştirak nafakasının ise 400.- liraya yükseltilmesini istemiş; mahkemece, yoksulluk nafakası 50 lira artırılarak 150 liraya, iştirak nafakası da aynı miktar artırılarak 125.-liraya yükseltilmiştir. Hüküm altına alınan nafakalardaki artış miktarı aylık 100 lira, yıllık ise 1200 liradır....
Aile Mahkemesinin 2008/68 Esas-2008/352 Karar sayılı ilamı ile tarafların boşanmalarına ve müvekkili lehine aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davacının ekonomik durumunun iyi olduğunu, ... adet taşınmazı bulunduğunu ve kira geliri elde ettiğini belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalının aylık 980,00 TL emekli maaşının olması ve aldığı emekli maaşının kendi ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda olması, davacının gayrimenkulleri olsa da ayrıca bir gelirinin olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı lehine hükmedilen aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından davacının sosyal ve ekonomik durumunun mahkemece yeterince araştırılmadığı ve davacının aylık gelirinin ne kadar olduğunun tespit edilmediği, eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulduğu belirtilerek temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir....
Mahkemece; taraflara SGK'dan aylık bağlanması ve ayrı ayrı Emniyet Müdürlüğü tarafından 100.000,00 TL civarında yardım paraları ödenmesi gerekçesiyle davanın kabulü ile dava tarihinden itibaren yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. TMK’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. ./.. Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir....
Somut olayda; boşanma ilamı ile davalı lehine hüküm altına alınmış olan aylık 250 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması istenilmiş, mahkemece; “çoğun içinde az da vardır” ilkesi uyarınca “… hükmolunan aylık 250 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde aylık 150 TL indirilmesine ve belirlenen miktarda yoksulluk nafakasının davacıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Buna göre mahkemece, aylık 250 TL olan yoksulluk nafakasının indirilmiş olduğu miktar açıkça belirlenmeyerek, infaz sırasında tereddütü gerektirecek bir durum yaratılmıştır....
Tarafların Tuzlukçu Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/83 Esas 2000/21 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, Akşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/283 Esas 2010/118 Karar sayılı ilamı ile davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakanın kaldırılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince, davacı lehine hükmedilmiş nafakanın feragat sebebiyle kaldırılması ve herhangi bir yoksulluk nafakası bulunmadığından bahisle; işbu yoksulluk nafakasının arttırımı talepli davanın reddine karar verilmesi yerinde olup, davacının istinaf talebinin esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....